Gönderi

224 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Hep kitaplarını okumak isteyip bir türlü başlayamadığım ama hakkında çok şey bildiğim, kelimelerle nasıl anlatılır ki dediğim bir insan. Ve onun kitaplarına kendisini önce daha da yakından tanıyıp onunla iyice haşır neşir olmak için ilk olarak kendi anılarını anlattığı 'Rüzgârlar Hep Gençtir' adlı bu kitabıyla başlamak istedim. Öncelikle şunu da belirtmek istiyorum bu kitap 'Sevdalım Hayat' kitabından alınan bazı anılardan oluşturulmuş ama tek fark orada iyi-kötü bir çok anı anlatılmış burda ise iyi,olumlu ve güzel olan anılar derlenmiş. "Her insan, zamanın dünya üzerinde bıraktığı birer yara izidir." der Burak Aksak(L&M). Öyle midir gerçekten? Tartışılır. Peki Zülfü Livaneli? İçtenlik, samimiyet kokan yazılarıyla yer eden bir yazar, hayata bambaşka açılarla bakabilen, her anında umudunu asla kaybetmemiş, sorun yaratan değil hep çözüm üreten bir kişilik... Ve kitabın özetinde anlatılan şu cümleler çok hoş : "Evrensel bir ezgidir Zülfü Livaneli ya da eşsiz bir film karesi. Belki de sonu gelsin istemediğimiz bir romandır. Ama en çokta 'umuttur'. Hep genç kalan, gençlikle çoğalan, her dokunduğuna çiçek açtıran umutlu bir rüzgâr..." O rüzgâr yaşadığımız hayatın mücadelelerle doluluğunu anlatır bize. Ve bu mücadelelere direnirken bize bir tavsiyede bulunur : "Mücadelenizi hep ürettiklerinizle verin; şiddetle ve zalim oyunlarla değil." Bu kitabı okumak isteyen arkadaşlarım, okuyacaklarınız; sürekli yenilik peşinde koşan, merak etmeyi ve öğrenmeyi bir an olsun bile bırakmamaya çalışan, hayatın her alanına sanat penceresinden baktığı içinde kişisel çıkarları ön planda tutanları anlayamayan ve yaratıcı olmanın yolunu böyle kişilerden kaçmakta bulan bir adamın anıları. Kesinlikle okumanızı tavsiye ettiğim bir güzel insanın anıları... Bu anıları okurken gözümde canlandı hep yaşanılanlar. Her ayrıntısında kendimi de buldum bir yerlerde. Onunla birlikte sanki bende orda gibi yaşadım bir çok olayı. Ve en çokta şunları sevdim onda (sanırım kendi hayatıma çok benzettiğim için): Hayatın her alanında çevresindekilerden ve yaşadıklarından hep bir ders çıkarmaya çalışmasını, yaşadıkları zor şeyler ne olursa olsun kötü ve umutsuz günleri için yakınmayışını, yaşadıklarının ona hep bir şey kattığına inanıyor olmasını ve her şeye rağmen güzel ve anlamlı bir hayatının olduğuna inanmasını... Bir deee keçiler var tabii. Keçileri bilir misiniz? Ben çok iyi bilirim. Küçük yaştan beri hep onlarlayım ve çokta severim. Ailemde bana hep 'keçi' der. Onlara çok benziyormuşum. :) Zülfü Livaneli de öyle. Yani o da babaannesinin yavru keçisi. Bir ömür boyu keçi gibi yaşamış, kabahati varsa bile onu örtmeye değil apaçık bırakıp ondan ders almaya çalışmış. Doğru bildikleri, hayatında yapmak istedikleri onu arkadaşlarından ayrı düşürsede, yalnız kalmasına neden olsa da hep bir keçi gibi burnunun dikine gitmiş. Onunla aynı yolu yürüyor olmak bile mutluluk veriyor bana. İyi ama 'tanınmış' olmayı hiç düşünmemiş olan ve sonunda annesinin ve babaannesinin elini bırakmak zorunda kalan bu 'keçi' kimdi? Nereden geliyordu? Merak edenler buyursunlar okusunlar diyorum ve iyi okumalar diliyorum.
Rüzgarlar Hep Gençtir
Rüzgarlar Hep GençtirZülfü Livaneli · Dex Yayınları · 20195,2bin okunma
··
320 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.