Gönderi

Din ve Marksizm
O sebeple hiçbir din laik olamaz. Laik olmak dinin özüne aykırıdır. Çünkü her din, değişmez en yüce doğruların kendisinde olduğunu kabul eder. Onu kabul etmedigi anda zaten din olmaktan çıkar. O yüzden başka türlü bir yaşam biçimine izin vermez. Ha o zaman biz ne yapacağız? Laikligi savunacağız. Din, her insanın özel olanını ilgilendirir. İnsanlar nasıl inanırlarsa, nasıl ibadet ederlerse edecekler. Usta'mız da diyor ya: "insanlar ibadetlerinde nefes alır su içer gibi özgür olacak." Hiç kimse ona karismaz, müdahale etmez. Ama toplum düzeni; aklın, bilimin, insanlığın ortak değerlerinin anlayışı doğrultusunda oluşturulacak. Laiklik budur. Bizim savunduğumuz devrimci laiklik budur. Dine asla baskı yok. Orada da. TRT çekimleri sırasında da, bir TRT görevlisi, tabii mevcut iktidarın anlayışı çizgisinde yahut onun anlayışına sahip bir görevli, konuşmamızı dinlemiş çekim strasında; "Beğendim, çok güzel konustunuz." dedi. "Siz dine baskı yapmayı düşünmüyor musunuz? Dine baskı yapilmasına karşı mısınız?", dedi, bize. Dedim; Elbette karşıyız. Biz hiçbir şeyi taktik olsun diye söylemeyiz. Biz ne söylersek, o bilincimizden, yüreğimizden geçmiştir ve oradan dilimize dökülmüştür. Bizim öz düşüncemizdir.", dedim. Ve Marks: "Dini yapıya baskı, dine olan ilgiyi arttırır." derdi. Kaldı ki, bir insanın inancma, düşüncesine yapılabilecek baskı, insanın kişiliğine yapılmış en büyük hakaretlerden, zulümlerden biridir. Biz bunu kesinlikle tasvip etmeyiz, böyle bir seye sonuna kadar karşıyız. Ama biz laikliği savunuruz, Laiklik anlayışımız da biraz önce tarif ettigim gibidir." dedim, tanımladım. Metin Yoldas'la beraber oturuyorduk. Şaşırdı. Ama bilmiyor ki, gerçek devrimcilerin neyi savunduğunu. Marksizmin neyi savunduğunu bilmiyor ki adamlar... Sanıyorlar ki, devrimciler gelince dini yasaklayacaklar. Parababalarının propagandası bu. Bu kara propaganda, psikolojik harekatla bize düşman ediliyor kitleler ve böyle kazanıyorlar seçimleri.
··
8 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.