Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

127 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
"And olsun nefse ve onu düzenleyene ki, nefse fücurunu da takvasını da ilham etmiş" (şems 7-8) Nefse yerleşen fikirler kökleştiğinde, eyleme de bilinçli ve otomatik bir şekilde hakim olur. Olumlu fikirler yerleşeceği gibi olumsuz fikirler de yerleşir hatta yerleşen fikirlerin olumlu olanları çok daha azdır. Bu fikirleri olumlu düzeyde yerleştirme gücünü Allah insana (bir görev olarak) yüklemiştir. "Onlar nefslerinde olanı değiştirmedikçe Allah bir kavmin durumunu değiştirmez." (Ra'd 11) Nefste olanı değiştirmek insanın görevidir. Bu görev ayette bahsi geçen "YASA" ya çıkar. Bu yasadan kitabın 5. Bölümünden itibaren anlıyoruz ki kasıt "Kanun ve Sünnettir". Bu öyle bir "YASA" ki tüm insanlığı, siyahı-beyazı, mü'mini-kâfiri içine alan toplumsal düzeyde genel bir yasadır. Genel yasalarla olaylara bakış açısı geliştirilirse "Tarihsel olaylar, geçmiş asırların tecrübeleri, kavimlerin değişim yasaları" dan faydalanılarak islami problemler çözülebilir. Bu yasaları bilmek bizi ayette bahsi geçen "Nefslerinde olanı değiştirmek"e (psikolojik değişim yasası) götürecek. #1 Ya değişimin mümkünatını kabul edip genel yasalarla problemlere hükmedilecek. #2 yahut problemlerin böyle yasalara boyun falan eğmediğini söyleyerek tüm çabalar boş, yetersiz, işe yaramaz görülerek müslümanlar kendilerine içinden çıkılmaz bir acizlik atfedecek. İyiki okudum dediğim kitaplar arasında yerini almış bulunmakta kitap. Cevdet Said'i 2017 yılında tevafuk karşılaştığım bir konferansı vesilesiyle tanıdım. Konferansını beraber dinlediğimiz arkadaşımla aramızda Cevdet Said'in fikirleri hala tartışma konusudur. Genel olarak Cevdet Said'in fikir dünyasını oluşturan tutumu; çatışmaya, silahlanmaya karşı tututumudur. Müslüman alemi silahla cihat kadar kalemle cihadı önemsememiştir. Olayların görünen zahiri planının arkasında onları doğuran daha büyük problemler var. Ama müslümanlar hamasetle hareket ediyor, bu kolay olandır. Eylemlerin arkasında sağlam bir bilinç, şuur temellendirilmediği takdirde inançla eylem arasında hep bir dengesizlik olacaktır. Ancak şuurla gelen eylemler bizleri değişime götürüp meyvelerini verecek, inançla eylem de uyuma kavuşacak.Bu şuur ise elde etmesi uzun vadede olacak sabır ve sebat isteyen çabayla-araştırmayla mümkün. Bu çaba ciddiyetle sürdürülebilir. Bu çabaya karşı kayıtsızlığımız, olumsuz tavrımız bizleri değişimden alıkoymakta. Dünyaya dair, Müslümanlara dair, kendinize dair, zaaflarınıza ve gücünüze dair bi çok şeyi sorgulatacak. İster katılın ister katılmayın, katılmadığınız yerde Cevdet Said'in " Düşünceden korkanlar" hitabıyla karşılaşabilirsiniz. Kitabı Epey teyakkuz halinde okumakla birlikte (çünkü manipülatif etkiye karşı yazarın düşünce dünyasına kapılmadan bir seyir sürdürmeye çalıştım) en çok alıntı yaptığım eser oldu muhtemelen.Söylemlerinin tartışmaya sebep olduğunun farkında biri olarak kitabı genelden özele doğru, ilk başta bir bütün halinde daha sonrasında parçalara ayırarak bir çok yönüyle anlatma(yer yer düştüğü tekrarlar bilinçli) ve anlaşılmaya çalışması yönünde ciddi bir çaba içerisinde olduğunu hissettim. Bu hissi şu ifadeler somutlaştıracak nitelikte sanırım; "Sana artık nereden yaklaşabilirim bilemiyorum." Bitirirken enfes ifadeler... "Kuşkusuz ki, tarihe doğru bir biçimde bakabilme melekesini kazanıp onu olması gerektiği yere koyduğumuz zaman, şahsiyetlerin yanılgıları, bu şahsiyet kim olursa olsun, bizi bağlamayacaktır. ... Yanılmak bir ayıp, bir kusur değildir. Ayıp olan onun doğrularını alıp onlarla kendisinin ulaşmak istediği sınırlara ulaşmamaktır. Bu kural benim yazdıklarıma ve bundan sonra yazacaklarıma da uygulanabilir..."
Bireysel ve Toplumsal Değişmenin Yasaları
Bireysel ve Toplumsal Değişmenin YasalarıCevdet Said · İnsan Yayınları · 1986225 okunma
·1 alıntı·
178 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.