Gönderi

Gülmenin sonu ağlamaktır… Vuslatın sonu hicran… Yazın sonu hazan… İkbalin sonu zeval… Hayatın sonu ölüm! Korkma, sen Türksün! Türkler hiçbir zaman, hiçbir yerde, hiçbir şeyden korkmazlar. “Hayat, hiç perdesi kapanmayan bir sahne...” "Ben korkmuyorum, fakat vücudum korkuyor.!" “Geçme namerd köprüsünden, kopartsın su seni! Korkma düşmandan, ki ateş olsa yandırmaz seni! Müstakim ol, Hazreti Allah utandırmaz seni!” Gözümüz kulağımızdan giren yalanları görür, "... onların zırhlıları varsa bizim de kutlu bir hakkımız vardır. Ve bu, onların zırhlarından daha kuvvetlidir.” Siz Avrupa'yı gözünüzde büyüterek, kendi güzelliklerinizi görmüyorsunuz Azizim. Allah akıbetimizi hayreylesin... İnsanlar ne tuhaftır.Fikrine,ümidine, arzusuna muhalif bir şeye rastgelince hemen bozulur. ''Bu millet alim değildir ama ariftir. Bu irfanı sayesinde pek çok şeyi okumuşlardan daha iyi sezer, fark eder ve bilir.' Onun, bir zamanlar geldiği yer gibi, şimdi gittiği yeri de şehirde kimse öğrenemedi. Beni üzen şeylerin hiçbirini unutmadım. Evvela biz kendimizi, sonra birbirimizi bilelim. Evet bir kere deli olan artık akıllanamıyordu. Hak bellediğin bir yola yalnız gideceksin! Dünyadaki felaketlerin en baş sebebi lükstü! Süslü ev, süslü esvap, süslü muhit... Bu süs iptilası insanları kudurtuyor, fakirlerin zenginlerin aleyhine kalkmasına sebep oluyordu. Herkes deli olduktan sonra birkaç kişinin aklına gerek yoktur! ''Dünyada yataktan daha azaplı bir mezar var mi?'' Halk içinde akıllananlar delidir diye hapishaneye tıkıldı. Boş mide, dolu zihin, parlak fikir! Heyhat! Zavallı boş gezenler! dedi, "memleket ilim istiyor..." Siz hala sürtmek, dolaşmak sevdasındasınız. "Bin alimin bilmediğini bir arif bilir" Kula kul olmak, şu ölümlü dünyada birisine gönül borcu duymak, acıların en ağırıydı. "Nadanla(kara cahille) sohbet etmek, akıllı kişiye cehennem ateşinden beterdir!.. " Dünya bu... Aşıka maşuk bulunmaz. Ah, on beş sene önceki çocukluk ve şimdiki ben… İnsan ölümden bu kadar korkarsa çok yanılır. Bütün insanlar ayrı ayrı bir muamma! "Biz körsek , işte siz de dilsizsiniz.!" Milleti için ölenler, daima yaşarlar. Beni üzen şeylerin hiçbirini unutmadım. "İnsanlar, hayvanlardan merhametsiz, kaplanlardan yırtıcı, sırtlanlardan şefkatsizdi." İstemeyiz! Fani vücuda kefen gerektir. Kaftan, nadanlari sevindirir. "Öyle kelimeler vardır ki, bir insan için bütün bir tarih, bütün bir hayat, bütün bir örnektir." Ve bu memlekette kendisi gibi tarihinin büyüklüğünü, mazisinin şerefini, dedelerinin şanını bilmeyen, inkar eden, milliyetinden utanan ne kadar Avrupalılaşmış renksiz vardı? "Ben kimseye eyvallah etmeyeceğim." "Azizim, siz kendinizi bilmiyorsunuz. Avrupa'yı bir şey zannederek kendi güzelliklerinizi görmüyor, kendi çekiciliğinizi yaşamıyorsunuz." İstemeyiz! Fani vücuda kefen gerektir. Kaftan, nadanlari sevindirir. Torbalara arpa koymak, yemliklere ot doldurmak, ahırı süpürmek, gübreleri kaldırmak en eğlenceli oyundan bile daha çok hoşumuza gidiyordu. "Aynası iştir insanın lafa bakılmaz." Memlekette çıldırmayan kimse kalmadı. "sebepleri doğru görenin sonuçtan şüphesi kalmaz" Almanya, İspanya, hatta Portekiz ve Belçika’nın da büyük, önemli sömürgeleri vardı. İşte Afrika da bölünmüştü. Bu, o kadar ortadaydı ki. "Hayata dikkatle göz gezdiriniz. Zulüm ve haksızlıktan başka bir şey göremeyeceksiniz." ... kararsızlıklarla yaralanan ruhum, kalbim ve iç dünyam… "Köpek olmasaydı bugün dünya yüzünde insan göremeyecektiniz." Ama biliyorsun ki şan ve şöhret gölge gibidir. Kim onun üzerine giderse o kaçar! Kim ondan kaçarsa o arkasından gelir... Eğer biz uyanık bulunmazsak, bizi uyandıracak muharrirlerimiz, şairlerimiz, ediplerimizdir... Tek ülküsü; " Allah'tan başka kimseye secde etmemek ve Kula kul olmamaktı." Hayat yalnızken pek kederlidir. İnsan çift oldu mu, bu hayat daha güzel olur. Üçleşince hayat pek tatlıdır. Hayatta bazen öyle münasebetsiz, öyle aksi anlar oluyor ki... Ulusun mutlu olmadan, sen mutlu olabileceğini umut edebiliyor musun? Aczini bilmekte bir meziyettir. Üzerindeki düşman kanı en büyük kıymetlidir, temizlenmez.... "... Ant içenler kan kardeşi olurlar. Birbirlerine ölünceye kadar yardım ederler, imdada koşarlar.” "Ölenle ölünmüyor ama yaşanmıyor da..." Hayatta bazen öyle münasebetsiz, öyle aksi anlar oluyor ki... Aklına mezar ve toprak geldi. Orası kimbilir ne kadar karanlıktı. Tıpkı derin ve susuz bir kuyu gibiydi. Ölüm... İnsanlar nankördü. Kadir ve kıymet bilmezlerdi. Ahlaksızlık, mürüvvetsizlik, rezalet, habaset, alçaklık, denaet, hasılı dünyada ne kadar fenalık varsa şehirlerden çıkıyor... "Erken kalktığım açık ve bulutsuz sabahlar, herkes gibi bana da çocukluğumu hatırlatır." "Hain, her yerde haindir." Üzerindeki düşman kanı en büyük kıymetlidir, temizlenmez.... "... Topla, tüfekle savaş olmaz. Ruh ister, maneviyat ister..." “O ilk gün, o ilk hürriyetin ilân edildiği gün neydi ya Rabbi!” Konuştuğumuz dil olan İstanbul Türkçesi en tabii lisandır Konuştuğumuz dil olan İstanbul Türkçesi en tabii lisandır. Şehirde yaşamak da, bir türlü esirlikti. Dünyada yataktan daha sıkıntılı bir mezar var mı? "Birbirine benzeyen, olaysız, boş günler kadar insanı bitiren bir azap olamaz." Dünyada yataktan daha sıkıntılı bir mezar var mı? Türk, ölmeyi teslim olmaya tercih eder. Şehirde yaşamak da, bir türlü esirlikti. "Birbirine benzeyen, olaysız, boş günler kadar insanı bitiren bir azap olamaz." "Kadın, sanki dururken sönmüş bir lamba gibidir. Güzelliği gülerken tutuşur. "
··
117 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.