Gönderi

428 syf.
8/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Ezelim, öldürelim, ezelim, öldürelim Kimi? Kadınları. Erkek? Biraz. Eric Berkowitz’in, Sümerlerden günümüze kadar evlilik, bekaret, eşcinsellik, evlilik dışı ilişki, ensest, tecavüz, fahişelik gibi ana konular etrafında toplanmış eseri(mikro tarih). Bu olguların hangi toplumlarda ne şekilde anlamlandırıldığı, hangi kısıtlamalar çerçevesinde ele alındığı, yasalara aykırılık söz konusu olduğunda ne tür cezalara maruz kaldığı birçok örnek üzerinden açıklanmış. Bahsi geçen kavramlar 8 bölümde kronolojik olarak ele alınmış. Bölüm 1: İlk Çağ Uygarlıklar, İlk Yasalar Bölüm 2: Yunan Bölüm 3: Roma Bölüm 4: Orta Çağ Bölüm 5: 1500-1700 Bölüm 6: Yeni Dünya(Coğrafi Keşifler ve Köleler) Bölüm 7: 18. yy Bölüm 8: 19. yy Bu kronolojik düzlemde ele alış işimizi kolaylaştırıyor. Böylece toplumlar arasında karşılaştırma yapma imkanı veriyor. Aynı zamanda bakış ve anlamlandırmanın serüvenine tanık oluyoruz. Dört bin yıl önceki bir cezanın modern hukuktaki yerini görebiliyoruz; yumuşatılmış, sertleştirilmiş, devam ettirilmiş ya da ortadan kaldırılmış halini. Tarihin ilk yasal düzenlemeleriyle (Sümer Kralı Urgakina) birlikte yukarda bahsi geçen “cinsel” temalı konular da düzenlenmeye başlanmıştır. Daha sonraki Sümer Kralları da benzer düzenlemeler yaptı. Asur, Babil, Akad, Pers derken Mısır, İbrani, Yunan, Arap, Roma ve dahası Musevi, Hristiyan, Müslüman devlet ve toplumlarının geleneklerinde, yasalarında Sümerlerden beri devam eden yasalar. İlk Çağ uygarlıklarında cezalar çok sertti ve bunlar uzun süre geçerliliğini korumuştur. Bu eylemler her ne kadar en az iki kişi (kadın-erkek, erkek-erkek, kadın-kadın) arasında gerçekleşse de cezayı “hak eden” kişi çoğunlukla kadın olmuştur. Asur ve Babillerde evli bir adam, bir kıza tecavüz ederse kızın babası adamın karısına tecavüz etme hakkına sahipti. Yani suçsuz iki kadın cezalandırılmış oluyordu. Yine Asurlularda tecavüze uğrayan bir kadın nehre atılır, eğer kurtulursa suçsuz olduğu kabul edilmiş oluyordu. Elbette bazı şeyler zamanın şartlarına göre değerlendirilmeli ama şu Hitit kanununda en ufak bir mantık bulunmamakta: Bir kadın dışarda bir yerde tecavüze uğrarsa kadın ve adam suçludur ancak bu adam, kadının evine girip ona tecavüz ederse bu durumda sadece kadın suçludur. İlk çağ uygarlıklarından bu kanunları çalıp en sert kanunları yapan ki bunları ‘kutsal’ kitapların içine yerleştirenler İbranilerdir. Daha sonraki Hristiyan ve Müslüman topluklarını da haliyle etkilemişlerdir. Bir kadın adet döneminde tiksindirici bir varlığa dönüşüyordu, dokunduğu her şey iğrenç ve onlara dokunmak da günah kabul ediliyordu. İlk zamanlar eşcinsellik(livata) her ne kadar kötü görünse de onlara ceza verilmezdi. Görmezlikten gelinir hatta Tanrı adına yapılan bir eylem olarak görüldüğü zamanlar bile olmuştu fahişelikle birlikte ancak ne olmuşsa birden fikirler değişiyor ve en büyük günahlardan biri olarak listeye ekleniyor. Sodom ve Gomora şehirlerinin eşcinsellikten dolayı yok olması aslında eşcinselliğin İbranilerde kesin olarak yasaklanmasından sonra ortaya çıkmış ve tezi güçlendirmek için uydurulan bir hikaye. Zira Tanrı, örnek cezalar üzerinden uyarmayı sever. Yunanlılarda her ne kadar cezalar diğerleri kadar sert olmasa da kanunlarla birçok şey sınırlandırılmıştı. Bir adam karısıyla sevgilisini ancak ‘iş üstüne’ iken yakalarsa öldürebilirdi ya da başka cezalar verme hakkına sahipti. Roma döneminde cinsellikle ilgili farklı şeylerin ortaya çıktığı zirve dönemler olmuş. Tabii bu demek değil ki her şeye normal bakılmış, ceza verilmemiş. Özellikle İmparatorluk döneminin başlaması ve Hristiyanlığı resmi din kabul edildiği Konstantin dönemiyle birlikte kanunlar da değişmeye başlamış. Daha önce normal görülen ve hoşgörü ile bakılan şeyler, en sert cezalara maruz kalmış. Konstantin'in hazırladığı kanunlar Batı Roma’nın yıkılışından sonra Bizans’ta özellikle l.Justinianus döneminde daha sertleştirilmiş. Hayvana tecavüz eden biri hayvanla birlikte öldürülürdü. Orta Çağ’da Hristiyanlığın hayatın her alanına girmesi cinselliği bundan muaf tutacak değildi, ki hemen hemen en önemli konu bu olmuştur. Öyle zamanlar olmuş ki -özellikle Hristiyanlığın ilk dönemlerinde- herhangi bir cinsel davranış neredeyse cinayetle eş değer görülmüş. Evliliğe bile ‘eh, olsun bari’ denmiş. Sadece üremek için makul görülmüş. Ömür boyu bekar (bakire, bakir) kalmak övülmüş ve ödül vadedilmiş(Cennet). Katolik Kilisesinin gücünü artırması, Engizisyon mahkemelerinin kurulması dünyevi suçlara Tanrı adına ceza verme yetkisini de doğurdu. Cezalar genelde yakma, boğma, kazığa oturtma veya uzuv kesme idi. Orta Çağ’a dair ilginç olan şey ise kurumsallaşmış ‘fahişelik’ idi. Çünkü fahişeliğin olması demek toplumda düzenin sağlanması, eşcinselliğin önüne geçilmesi, para gibi durumlardan faydalanılması demekti. Genelev işleten papazlar, fahişelik yapan rahibeler görmek mümkün. William Blake’in şu sözü de durumu açıklıyor “Kerhaneler dinin tuğlalarıyla inşa edilir’’ Coğrafi Keşiflerle birlikte, gidilen topraklardaki kadınlar köle yapılmış. Bu köleler elbette ki ‘beyazlar’ tarafından seks kölesi olarak da görülmüş. Tecavüzler gayet normal görülmüş hatta bir hak olarak kabul edilmiş. Bu kölelerin ana karalara götürülmesi, onlardan çocuk yapılması durumu pek değiştirmemiş. Çünkü onlar insan olarak görülmemiş. Tanrı, onları onların hizmeti için yaratmış ruhsuz varlıklardı. Buna seks de dahil. Kölelikle ilgili çok değişik kanunlar yapılmış. Bunlar zaman zaman yumuşatılmış, değiştirilmiş ve nihayet modern çağda zor da olsa ortadan kaldırılmıştır. Şu örneği de şuraya bırakalım. Thomas Jefferson’ın Selly Hemmings adlı melez kölesinden, Eston ve Medison adlı iki çocuğu olur. Eston siyah denemeyecek kadar beyaz, Medison ise beyaz denemeyecek kadar siyahtı. Baba aynı, anne aynı. Ancak Eston kayıtlara beyaz olarak yazılmış ve özgür insan olarak hayatı sürdürürken, Medison siyah olarak kabul edilmiş ve bazı haklardan mahrum olarak hayatını sürdürmüştür. Irkçı anlayışa ABD Başkanı babasının bile gücü yetmemiştir. Aydınlanma ve Fransız Devrimi birlikte ilahi güç(yasa) yerini laik hukuka bırakıyordu. O dakikadan sonra biraz daha özgür bir ortam, bazı şeylerin suç olmaktan çıktığı bir döneme giriyoruz. Yine de bu doğruların yapıldığı, tecavüzcülerin suçlu görüldüğü, eşcinsellerin asılmadığı, kadının değerinin yükseldiği anlamına gelmiyor. Hatta dinin kovulmasıyla birlikte eski yasaklar bu kez bazı bilim adamları tarafından bilimsel referanslar çerçevesinde savunulur duruma geliyor. Her dönem bir öncekinden daha müsamahakar ve gelişimle birlikte daha doğru yasaların oluşturulmasına zemin hazırlamıştır. Bulunduğumuz nokta bunu gösteriyor ancak hala çok eksik. Bu kitabı okurken sinirlenecek, tiksinecek ve kızacaksınız. Ancak beş bin yıllık bu yazılı serüvenimizde bulunduğumuz noktanın çok da iç açıcı olmadığını görmek geçmiş örneklerden daha fazla üzecek, sinirlendirecektir. Orta Çağ’da Kilisenin, vebanın ve Haçlı Seferleri'nin başarısızlığını eşcinselliğe bağlaması ve eşcinsel olsun olmasın tuttuğunu ölüme göndermesi sadece o günlerde kalmış bir anlayış mı? Burada birkaç gün önce depremlerin sebebini zinaya bağlayan ileti görmek. Soruyu cevaplıyor. Tecavüz vakalarında geçmiş ve hala bugün de kadının yeterince karşı koymaması, tahrik etmesi gibi bahanelere sığınılarak erkeği aklama çabası üç bin yıl önce, beş yüz yıl önce vardı. Bugün de tecavüzcüyü aklayan insanlar görmüyor muyuz? Evliliği dışında cinsel ilişki yaşayan erkeğin normal kabul edilmesi ancak bunu yapan kadın olduğunda ölümü hak ettiğinin Roma hukukunda bulunması. Bugün de benzer düşüncede insanlar olduğunu, erkeğe çapkın kadına orospu dendiğini bilmiyor muyuz? Bakire olmayan kadının maruz kaldığı durumları ancak bakir olmayan erkeğe hiçbir şey yapılmamasını İbranilerde görürken. Aynı anlayışa sahip insanları ve bunu kutsallaştıranları görmüyor muyuz? Vs vs. Örnek çok. İnsan ilişkilerinde bazı şeylerin önemine yapılan atıf tarihsel süreç içinde sürdürülmesi elbette kaçınılmazdır ancak çağ dışı düşüncelerin devam etmesi üzücüdür. Yazılacak şey çok ama çok da uzadı. Bu kitap aynı zamanda Kadın - Erkek Din - Din dışı Devlet - Birey Özgür -Köle Hetero - Eşcinsel arasındaki savaşın küçük bir resmi. Kitabın eksik yönü ise İlk Çağ’dan sonra Ortadoğu ve Asya ilgili maalesef hiçbir şey yok. Olsaydı keşke. PDF okuduğum için biraz zorlandım ama normal şartlarda akıcı ve kolay okunabilecek bir kitap. İyi okumalar.
Seks ve Ceza
Seks ve CezaEric Berkowitz · Kolektif Kitap · 2015578 okunma
··
438 görüntüleme
Batuhan okurunun profil resmi
Bugün sahip olduğumuz düşünceler gerçekten hiç de bugüne ait değil, binlerce yılların kökleşmiş bir virüsü adeta. Çok güzel bir inceleme olmuş, eline sağlık.
Thoth okurunun profil resmi
Yasalar değişti, değişiyor belki ama düşüncelerin değişmesi aynı hızda değil. Teşekkür ederim
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.