Spoiler olabilir. Lütfen kitabı okumayan incelememi okumasın. Bu kitaptan ilk haberim olduğunda, arka kapak yazısını ilk okuduğumda çok heyecanlandım. İtiraf ediyorum ki daha farklı bir hikaye beklemiştim. Senaryodan romana çevirildiği için belki böyle oldu ama daha uzun, daha geniş ve derin bir şekilde işlense hikaye daha güzel olabilecek gibi düşündüm. Konu buna gayet müsaitti. Duvardan kimsenin duymadığı bir ses duymak ve onunla sohbet etmek... Ayrıca onun bir süre sonra sizi duvara davet etmesi? Gerçekçi düşünürsek bunun akıl hastahanesinde biteceğine kesin gözüyle bakabiliriz. Ama gerçekçi düşünmeye ne gerek var ki? O yüzdendir ki benim hayal gücümün coşmasıyla bu kitaptan beklentim zirve yapmıştı. Kitaptan daha çok şeyler beklememin nedeni buydu. Özellikle de duvara giren kahramanımızın bambaşka bir hikayenin içinde kendini bulacağını ummuştum. Her ne kadar da anlatılan hikayeyi çok beğenmiş olsam da konuyla dönem dışında pek bağdaştıramadığım için bana biraz alakasız geldi. (Bilemiyorum, belki de ben kaçırmışımdır.) Bu kitapta iki yeri çok sevdim. Birincisi Mısır’da başlayan hikaye. İkincisi ise kahramanın duvara girmesiyle birlikte başlayan hikaye. Bu hikayeleri okurken hikayenin sizi içine çektiğini hissediyorsunuz. Dilerdim ki tüm kitap bu iki hikayedeki sihiri barındırsın. Ancak kitabın geri kalanı kendini okutsa, merak ettirse bile bana yeterince parlak gelmedi. Özellikle bazı yerlerde olması gereken derinliği eksik buldum. Yazarın daha iyisini yapabileceğini okuduğum için tüm hikayenin neden öyle olmadığını kendime sorup durdum. Bir sonraki kitabında umarım bu sihiri yakalayacak ve bize çok daha sihirli bir hikayeyle geri dönecektir. Çünkü hikaye seçme konusunda gerçekten ilgi çekici seçimler yapıyor.

Duvar ve AdamSercan Leylek · Bilgi Yayınevi · 201995 okunma

·

19 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

celtispallida