Gönderi

140 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Öncelikle belirtmeliyim ki bu kitap pandemi üzerine yazılan politik içerikli ilk kitap.Henüz türkçeye çevrilmemiş olsa da orta düzeyde bir ingilizcesi olan herkesin anlayabileceği sadelikteki bir dile sahip. Zizek kitabın alt başlıklarının hemen her birini farklı sloganlardan yola çıkarak kurgulamış. Kitap pandeminin insanlığı karşı karşıya bıraktığı iki etik çıkış üzerinde duruyor. Birincisi: Yaşlıların, yani artık "topluma bir şey katmadığı" düşünülen ileri yaş grubunun pandemi nedeniyle etik olarak gözden çıkarılmış olmasıdır. Zizek bunu "insan yüzlü barbarlık olarak" kavramsallaştırıyor. Pandemi sürecinde İtalya´dan, Romanya´dan, İngiltere´den gelen benzer haberleri hatırlatarak (mesela "solunum cihazlarının ihtiyacı olan gençler için kullanılması" fikrinin) bunun bizleri yeni bir tür barbarlığa götürebileceğini söylüyor. Zizek böylelikle savaş hukukunun bile çiğnendiğini düşünüyor. Örneğin savaşlarda bile yaralıların veya sakat kalmışların savaş meydanlarında bırakılması diye bir şey yoktur. Gerçekten de "güçlü olan hayatta kalmalıdır" (Nazizim´de de var bu) fikri çok hızlı bir şekilde barbarlığa götürebilir insanlığı. Yazar kitabında yer vermemiş olsa da bu mantığın sistem tarafından benimsenmesi gelecekte işsizleri, evsizleri ve topluma herhangi bir katkı koymak yerine kendi özerkliklerini ilan eden anarşist kolektifleri hedef alabilir. İkincisi: Zizek´in yeni tür bir komünizm ile aşılabileceğini ileri sürdüğü etik çıkış. Kitabın yazarı burada Rosa Luxemburg´un "ya sosyalizm ya barbarlık" sloganını hatırlatıyor. İlginç örnekler vererek örneğin Trump, Johnson vb. gibi liderlerin "savas komünizmi" (1917-1921) yıllarını hatırlatan hamlelere giderek devletin rolünü yeniden güçlendirmeleri. Bazı şeyleri ancak bu tür liderler yapabilir diyor. Örneğin Nixon döneminde Çin ile ilişkilerin kurulması vb. Trump´ın üretimi kilit sektörlere yoğunlaştırması (savaş komünizminde Sosyalizm=elektrifikasyon denmişti) gibi. Eğer bunları ABD´de bir demokrat yapsaydı "vatan haini" olarak tanımlanacağını söylüyor. Tam olarak nasıl bir etik çıkış yaratılacağı konusunda başka örnekler de var. Mecburiyete dayanarak oluşan bir "evrensel insanlık" fikrine dayanarak. Mesela pandemi başladığında İsrail başbakanı Netanyahu Filistin hükümeti ile iletişime geçmiş ve "ortak bir çözüm"ün duvarın iki tarafının sağlığını da koruyacağını ileri sürmüştü. Bu kişilerin etik duyarlılıkalrından değil, mecburiyetlerinden beslenen bir etik tutum. Zizek bilindiği üzere hegelci bir marksist düşünür. O zaman konuyla ilgili kitaptan bir alıntıyla bitirelim. "Hegel´in yazdığı gibi, tarihten öğrendiğimiz tek şey, tarihten öğrenmediğimizdir. Bu nedenle epideminin bizi olgunlaştıracağını düşünmüyorum. Açık olan tek şey şudur: Virüs gündelik hayatlarımızı tam temelinde yatan bazı şeyleri zayıflatacak. (...) Normal´e dönüş diye bir şey söz konusu değil, yeni "normal" ya eski yaşamlarımızın yıkıntıları üzerinden yükselecek, ya da kendimizi örnekleri şimdiden görülebilen yeni bir barbarlık içerisinde bulacağız. Şu temel soruyu sormalıyız: "Sistemimizde yanlış olan şey nedir?"
Pandemic!
Pandemic!Slavoj Zizek · Polity Press Publishing · 20202 okunma
·
29 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.