Gönderi

65 syf.
·
Puan vermedi
Eseri, Ord. Prof. Enver Ziya Karal’ın¹ ön sözü, Yusuf Akçura’nın² Üç Tarz-ı Siyaset’i³, Ali Kemal’in cevabımız yazısı⁴ ve Ahmet Ferit (Tek)’in⁵ mektubu⁶ olarak dört kısma ayırabiliriz. İlk kısımda Yusuf Akçura’nın yaşam öyküsü ve Üç Tarz-ı Siyaset’inden bahsedilir. Ord. Prof. Enver Ziya Karal’ın kaleme aldığı ön sözü, Yusuf Akçura’nın yaşam öyküsüyle başlar. İki yaşında babasının⁷ vefat etmesi sonucu annesi⁸ çuha fabrikalarını idare etmeye çalışır. Bekledikleri gibi gitmeyen işlerin ardından İstanbul’a göç etmek zorunda kalırlar. Özgürlük üzerine yazılan kitapların okunması yasak olduğundan bir kez tutuklanır ve affedilir. İkinci kez tutuklandığında ise Ferid (Tek) ile birlikte Trablusgarp’a⁹ sürülürler. Paris’te Serbest Siyasal Bilgiler Okuluna girer ve 1902 yılında başarıyla mezun olur. Osmanlı Devleti’ne dönmesi yasak olduğundan amcasının yanına Rusya’ya gider. Anlaşmazlık sonucu amcasıyla yollarına ayırarak İstanbul’a döner. Dönmesindeki gerekçe 1908 yılında ilan edilen İkinci Meşrutiyettir. Türk Derneği cemiyeti ve derginin kurucuları arasında yer alır. Darülfunun da Siyasal Tarih Profesörü, Türk Yurdu Dergisi’nde müdürlük yapar ve Türk Ocağı kurucuları arasında yer alır. Atatürk’ün¹⁰ uygun görmesiyle Birinci Türk Tarih Kongresi’nde başkanlık yapar. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yakınçağ Tarihi Profesörlüğüne atanır ve Türk Tarih Kurumu Başkanı olur. Karal, Yusuf Akçura’nın yayımlamış olduğu makale ve yazılarını; genel Türk tarihi ve Türkçülüğe ilişkin yapıtlar, Osmanlı tarihi ile Avrupa tarihinin siyasal, sosyal ve ekonomik konularıyla ilgili yazıları olarak üçe ayırmıştır. Akçura’nın Türkçülüğünün temelindeki düşünceyi “Tarihi, hayatta kendisinden faydalanılmayan kimi soyut gerçekleri öğrenmek için tetkik etmiyoruz. Tarih, bağlı bulunduğumuz insan toplumunun belli zaman ve alanda çıkarını sağlayacak bilgi, düşünce ve duygu verebileceği için önemlidir.”¹¹ sözünde açıklar. Karal, Üç Tarz-ı Siyaset’in ana konularını; bir Osmanlı ulusu meydana getirmek, İslâmcılığa dayanan bir devlet yapısı kurmak ve ırka dayalı bir Türk siyasal ulusçuluğu meydana getirmek olarak üçe ayırır. Kitapta Osmanlılık, İslâmcılık ve Türkçülük üzerine yazılar okuyacağız. Fransız İhtilâli¹² sonrası başlayan millet olma şuuru, Napolyon Bonapart’ın¹³ Mısır’ı istilası¹⁴ akabinde “Mısır Mısırlınındır” diyerek o halkın bulunduğu toprağın Osmanlı İmparatorluğu’na aidiyetini zayıflatır. Osmanlı İmparatorluğu’nda¹⁵ İkinci Mahmud¹⁶ döneminde dini farklılıklar olmasına rağmen Osmanlı milleti olarak halkları bir bütün halinde tutmayı amaçlayan Osmanlılık başlar. Abdülaziz¹⁷ döneminin sonlarına doğru duyulmaya başlayan Panislamizm, Osmanlılığın yerini almaya başladığı yeni bir siyasi düşünce olduğu görüyoruz. Tekke, zaviye, camilerin bakım ve onarımı ile Hamidiye Hicaz Demiryolunun inşasına başlanması İslamcılığın yeni bir siyasi düşünce olarak ülkede filizlenmesini sağlar. Müslüman ve Türklerin menfaatine çalışırken diğer millet veya dinlerin menfaatlerine çalışamayacak mıyız sorunu yöneltiyor. Osmanlı Devletinin menfaatinin Müslüman ve Türklere uygun geldiğinden onun kuvvetlenmesiyle Müslüman ve Türklerin kuvvet bulacağını yazar. İslam menfaatinin Osmanlı ve Türklere uymayacağı sebebiyle, Osmanlı’daki Müslüman olmayanların kaybedilmesi müslüman ve gayrimüslim anlaşmazlığıyla bölünmeye yol açacağına dikkat çeker. Türk menfaatinin ise, Osmanlı ve İslam menfaatlerine uygun gelmeyeceğini. İslam toplumunu Türk veya Türk olmayan şeklinde bölmek vasıtasıyla zayıflayacağı, Osmanlı yurttaşlardan Müslümanların arasına nifak salarak Osmanlı Devletini kuvvetsizlenmesine neden olacağını izah eder. Osmanlı Devleti için Osmanlılık, İslamcılık ve Türkçülükten hangisinin uygulanabilir olacağının cevabını arar. Osmanlı milleti ile beraber karma milletin ortaya çıkacağı, Osmanlı ülkesi ve milleti fikri Rumlar ve Ermeniler gibi Türkler ve Arapları eriteceğini dile getirir. Dinin teşkil ettiği siyasi birlik Irk tesiri ve çeşitli olaylar sonucu kısmen bozulur. Hicretten bir asır bir geçmeden Arap ve Acem milliyetlerin karşıtlığı, Emeviye ve Haşimiye hanedanları arasındaki nefretin kendini göstermesi ile İslâm birliğinde kapanmaz yaralar açılmıştır. Müslümanların hakimiyeti altında bulunan yerlerde ortaya çıkan küçük ve geçici emirlikler, saltanatlar, şahlıklar, padişahlıklarla beraber hilâfet¹⁸ parça parça olur. İslâm ülkeleri gitgide Hristiyan devletlerin hâkimiyeti altına girerek İslâm birliğini delik değişik etti. Kitabı okuduğum sırada bir yandan da düşüncelerimi bu satırlara yazarken bunları okuyacak kişilere yardımcı olması açısından dipnotlar yazdım. Tabii ki her bir dipnotta onlarca hatta yüzlerce sayfa okuma yapmamızı sağlayacak kaynaklar mevcut. Ancak burada ki amacım, Yusuf Akçura’nın yazdıklarından yola çıkarak dönemi hafızamda tasvir etmek. Her bir okuyucu için farklı alıntılar ve dipnotlar yazarak başkaca kaynaklar bulmamızı sağlayacak kitaptır. Dilim döndüğünce yazdıklarımın bu kitabı okuyacak okurlara öncülük etmesini umar, Yusuf Akçura Beyefendiye Allah’tan rahmet dilerim. ---Dipnotlar--- ¹Doğumu 1906, ölümü 1982. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih, Coğrafya Fakültesi’nde Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü’nü kurmuştur. Kurucu Meclis üyeliği (1960-1961) ile Türk Tarih Kurumu Başkanlığını (1972-1982) yapmıştır. ²Doğumu 1876, ölümü 1935. Türk Tarih Kurumu Başkanı (1932-1935), TBMM dört dönem milletvekili (1923-1927, 1927-1931, 1931-1935 ve 1935). ³15 Mart 1904 tarihli makale. ⁴Ali Kemal’in 26 Mayıs 1904 tarihli eleştiri yazısı. ⁵Doğumu 1878, ölümü 1971. TBMM Maliye Vekili (1920-1921), TBMM iki dönem milletvekili (1920-1923 ve 1923-1927), Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanı (1923-1924). ⁶Ferit (Tek)’in Haziran 1904 tarihli ve Ali Kemal’e cevap niteliğindeki mektubu. ⁷Hasan Bey Akçura ⁸Bibi Banu Hatun ⁹Günümüzdeki adı Trablus’tur. ¹⁰Doğumu 1881, ölümü 1938. TBMM’de 5 dönem milletvekili (1920-1923, 1923-1927, 1927-1931, 1931-1935 ve 1935-1938) Türk Ordusu Başkumandanı (1921-1923), Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı (1923-1938), Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı (1923-1938) ve Ebedi Başkomutanım. ¹¹Yusuf Akçura, Üç Tarz-ı Siyaset (PDF: Türk Tarih Kurumu, 2016), XIV. ¹²1789’da Fransa’da başlayan siyasal akımın adı. ¹³Doğumu 1769, ölümü 1821. Fransa Krallığı Generali (1789-1804), Fransa İmparatoru (1804-1814 ve 1815) ve İtalya Kralı (1805-1814) ¹⁴1798 Mısır Seferi ¹⁵1299-1922 yılları arasında varlığını sürdürmüş Türk imparatorluk. ¹⁶Doğumu 1785, ölümü 1839. 30’uncu Osmanlı Padişahı (1808-1839). ¹⁷Doğumu 1830, ölümü 1876. 32’nci Osmanlı Padişahı (1861-1876). ¹⁸İslâm tarihinde devlet başkanlığı kurumu. ---İçindekiler--- Ord. Prof. Enver Ziya Karal: Önsöz (s. XI) Üç Tarz-ı Siyasetin Tekileri (s. 1) Üç Tarz-ı Siyaset Üzerine Düşünceler (s. 5) Yusuf Akçura: Üç Tarz-ı Siyaset (s. 17) Ali Kemal: Cevabımız (s. 41) Ahmet Ferit (Tek): Bir Mektup (s. 51)
Üç Tarz-ı Siyaset
Üç Tarz-ı SiyasetYusuf Akçura · Türk Tarih Kurumu · 20182,322 okunma
·
29 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.