Gönderi

170 syf.
·
Puan vermedi
Diğerleri vs Tıp
Merhaba sevgili 1k okuyucuları, Kan Revan İçinde kitabını niye okuduğumu söyleyerek başlamak istiyorum. Benim de içinde bulunduğum sağlık sektörünün nasıl geliştiğini ve gelecekte neler değişecek sorusuna cevap aramak istedim. Bu kitabı sektörde çalışan kişilere de tavsiye ediyorum. Önceki incelemelerde de yazıldığı şekilde kitap Hastalık , Doktorlar, Beden gibi 8 tane farklı bölümden oluşmaktadır. Bölüm bölüm dikkatimi çeken birkaç şeyden söz etmek istiyorum. Hastalık: Eski tıp şu an düşündüğümüzden çok farklı bir alandı, değişime ne kadar açık bir alan olduğunu teknolojik gelişmelerle aslında görüyoruz. Yerleşik hayata geçen ilk atalarımız arasında hastalıklar, evcil hayvanlardaki hastalıkların mutasyona uğraması ve tarım alanlarında ortaya çıkan taşıyıcılarla artarak devam etti (#77154567). Yaşamları pek uzun olmadığından kronik ve geriartik rahatsızlıklar sonraki tarihlerde yani günümüzde düşünülmesi gereken konular olarak kaldılar. Asıl mesele ilk başlarda salgın hastalıklar ve nasıl tedavi edilecekleri şeklindeydi. İlaç firmasını bırak hastalık etkenlerinin adları bile yokken bu savaş başlamış oldu. Bağışıklık sistemleri ne kadar götürürse o kadar yaşadılar ( örneğin AİDS insanın immün sistemini baskıladığı için bu kadar önemli ve tedavi geliştirilmeye devam edilen bir hastalık) Mini minnacık bir virüs ile karşı karşıyaysanız aşı geliştirerek, semptomları azaltarak hayatta kalmaya çalıştığımız, galibi olmayan bir savaş bu. Eski pandemiler gibi nüfusun 3/4 ünün kırıldığı bir çaresizlik yaşar mıyız, ben zannetmiyorum (Halil İnalcık'a göre Osmanlı'nın veba salgınında nüfus önemli bir kayba uğramış hatta 2.Mustafa halkın devlete olan borçlarını silmiş. Bununla ilgili Nükhet Varlık'ın Akdeniz Dünyasında ve Osmanlılarda Veba 1347-1600 adlı kitabı okunabilir, ben okumadım) Doktorlar: İlk başta sektörün diğer çalışanları laborant, reprezantlar vs yoktu zaten hastane diye bir kurum da yoktu. Hemşirelikse daha sonrasında savaş sırasında Florence Nightingale gibi isimlerin öne çıkmasıyla başlamış bir alan. Doktorluğun başlangıcı edilen hipokrat yemininden daha eski ve ne yazık ki kadınların yok denecek kadar az olduğu bir alandı. İlk başlarda kahin, rahip ve doktorlar bir ekipken Hipokratçı hekimler kendilerini kahin, rahiplerden üstün görerek devam ettiler (Artık tanrılara aracılık ediyormuş gibi davranmayan gerçek hekim, hastanın yatağının başındaki bilgili ve güvenilir dostu olacaktı sayfa:40) Hıristiyanlık ve diğer dinler her alana yayıldığı gibi tıbbı da etkiledi ve hekimin beden üzerine yapabilecekleri sınırlandırıldı (Anatomi cesetleri inceleyerek gelişmiş bir alandır , örneğin şu cümleyi duymuşssunuzdur "Beden Allah'ın bize emanetidir" .Sanıyorum bu yüzden organ bağışları hala az. İşte böyle şeyler tıp bilgilerimizi belli süre sınırlamaya devam etti). Bu alanda ister doktor olsun ister olmasın birçok kişi geldi geçti. Bugün bir yere girerken ateşimi ölçen cihaza bakıyorum ve aklıma 16.yüzyılın sonlarında yaşamış termometre, nabız ölçeri icat etmiş Santorio Santorio geliyor örneğin. Burada araya girerek bir şeyi söylemek istiyorum. Bugün her tıp öğrencisine mutlaka Primum non nocere (önce zarar verme) öğretilerek başlanır. Ve bu cümle hipokrat yeminiyle taçlandırılır (Tıp fakültesinden aldığım bu diplomanın bana kazandırdığı statü,hak ve yetkileri kötüye kullanmayacağıma, hayatımı insanlık hizmetlerine adayacağıma,hastalarımı memnun edeceğime, insan hayatına mutlak surette saygı göstereceğime,mesleğim dolayısıyla öğrendiğim küçük sırları saklayacağıma, hocalarıma ve meslektaşlarıma saygı ve sevgi göstereceğime dil,din, milliyet, cinsiyet,takım, ırk ve parti farklarının görevimle vicdanım arasına girmesine izin vermeyeceğime, mesleğimi dürüstlükle ve onurla yapacağıma namusum ve şerefim üzerine yemin ederim). Umarım ülkemizde çıkmasına çıkan (nihayet) sağlıkta şiddetin önlenmesi yasasının bir gün uygulandığını da görürüz. Beden ve Labaratuar bölümlerini okuduğumuzda o çaresizliği bırakıp insan zekasının neler yaratabileceğini koskaca bir sektör haline gelişine hastanelerin kuruluşuna , sigorta şirketleri ve ilaç firmalarının ortaya çıkışına tanık oluyoruz. Diğer bir bölüm olan tedavi kısmında ise dikkatimi sayfa 111'de 1938 yıllarında ilaç üretmiş bir şirket çekti (Araştırmama göre şirket Londra'da 1839 yılında yılında kurulmuş.) Dolayısıyla ben de ilk ilaç fabrikamızı merak ettim. Osmanlı 'da bununla ilgili bir fabrika bulamadım sadece ünlü eczacı adlarına ulaşabildim. Türkiye'de ise ilk ilaç fabrikasının 1951'de kurulduğunu öğrendim. Bu bilgiler bana bir kez daha ne kadar genç bir ülke olduğumuzu hatırlattı. Son bölüm Modern tıpsa yazarın eleştirileri ve öngörüleriyle bitiyor. Bu bölüm dünyanın genelinde ekonomik belirteçlerin tıbba yön verdiğini ,sağlık ekibininse sektörün bir dişlisi konumunda olduğundan bahsediyor.Sektörün gelişmelerle birlikte kendini kısıtladığını da anlıyoruz. Günümüzde yaşanılan salgınla neler değiştiğine ilk elden şahit oluyoruz belki de bu salgının da geçmişteki pandemiler gibi yarattığı kayıplarla tıbba yeni bir yön verdiğini göreceğiz. Sağlıkla kalın.Sevgiler..
Kan Revan İçinde
Kan Revan İçindeRoy Porter · Metis Yayıncılık · 2016262 okunma
··
65 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.