Gönderi

360 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 5 days
Kurgusu güzel bir kitap arayanlar, kitap okuma konusunda tıkanmış, kurgu ihtiyacını dizi/film yerine kitap okuyarak gidermek isteyen kişiler için ideal bir kitap diyebilirim. Serinin ikinci kitabı Wildcard çıktığında Warcross’u okuyalı çok olmuştu. Bu yüzden konu bütünlüğü olması açısından Warcross’u bir kez daha okudum ve diyebilirim ki ikinci okuyuşumda kitabı daha fazla sevdim. NöroLink, gerçek dünya ile sanal dünya arasında bir ara yüz oluşturan ve tüm dünyada çığır açmış bir buluş. Rüya görme mantığı gibi, aslında beynin belli bölgelerini NöroLink ile uyararak gerçek dünya ile sanal dünyayı zihnimizde birleştiriyor ve sanal dünyadaki görüntüleri gerçekten görüyor, gökyüzünde avatar kişiliğinde uçarken esen rüzgarı gerçekten hissediyor, yere çakıldığınızda da gerçekten yere çakılıyor, hissediyordunuz ancak gerçek dünyada hiçbir zarar görmüyordunuz. NöroLink evreninin kurucusu Hideo Tanaka’nın tasarladığı Warcross oyunu da bu evrenin ayrılmaz bir parçası ve kitaptaki her yol bir şekilde Warcross’a çıkıyor. Hackerımız Emika Chen, polislerin yetişemediği sanal suçluları yakalayan bir ödül avcısı ve geçimini bu yolla sağlayan, gökkuşağı renginde saçları olan ana karakterimiz. Yaşanan olaylar ve hayatlar bir şekilde Warcross evreninde birleşiyor. Oyun oynamaya, bilgisayara vs. uzak bir insanın bile anlayabileceği şekilde açık, sade, güzel bir anlatım vardı. Sanal gözlüklerin piyasada olduğu günümüz teknolojisini göz önünde bulundurursak kitapta yazılanlar aslında çok da uzağımızda değil. Kitaptaki evren gerçekten çok tutarlı bir düzenle kurulmuş. NöroLink’in çalışma mantığı ve altında yatan bilimsel ve duygusal düşünce, yan karakterlerin zenginliği, ana karakterlerin kendini çok güzel ifade edebilmeleri, kitapta durağanlığın olmaması, yeri geldiğinde etik değerleri sorgulatan, kendi içimizde “ben olsaydım ne yapardım, ne düşünürdüm?” dedirten ve hiçbir ayrıntının sıkmaması beni etkileyen noktalardı. Beni rahatsız eden tek bir nokta oldu ve bu da aslında benim kitaplarda görmek istediğim kurgudan kaynaklı bir durum. Örneğin NöroLink’in kurucusu bir erkek ve nedense bu erkek başroller hep çok yakışıklı, ultra zengin, aşırı zeki, herkese karşı duvarlarını örmüş ancak ne hikmetse ana karakterdeki kıza açılan insanlar oluyor. Ana karakter olan kızımız da her zaman biraz asi, savaşçı, başına buyruk ve başrol erkeğimize bazen ters davranıyor, sözlerine karşı çıkıyor ve aralarında inanılmaz bir çekim oluyor. Kadın karakterlerin güçlü olması gerçekten çok güzel ve son zamanlarda yazılan romanlarda bunu görmek gerçekten de çok mutlu ediyor. Şimdi böyle yazınca da sanırım “Böyle güçlü ve zeki bir kadın karaktere böyle erkekler yakışır.” mantığı ile de yazıyor olabileceklerini düşündüm. Ancak bu karakterler stereotipleşti ve yeni karakter arayışına giriyor insan. Örneğin Hideo’nun yerinde bu buluşu yapan çok zengin, çok zeki, çok başarılı bir kadın karakter de olabilirdi ya da illa ki kadınların iyi karakterler olarak gösterilmesine de gerek yok. Gerçekten Harry Potter’daki Bellatrix gibi muhteşem kötü bir kadın karakteri görmeye hasret kaldık. Kitap genel olarak gayet güzel ve ikinci kitabını bir an önce okuma isteği uyandırıyor. Umarım okuyanlar da en az benim kadar zevk alırlar. Herkese iyi okumalar.
Warcross - Bir Sanal Gerçeklik Oyunu
Warcross - Bir Sanal Gerçeklik OyunuMarie Lu · Yabancı Yayınları · 20177.2k okunma
·
8 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.