Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

youtu.be/DDwVVqsF1Mo?lis... Kudretli bir hükümdardı Huang Ti. Çin’in ilk imparatoru, Hanibal’ın çağdaşı hani. 6 Krallığı yok edip beylikler düzenine son veren hükümdar. Çin Seddi’ni inşa ettiren büyük Huang Ti. Huang Ti bir gün en gözde kâhinini çağırdı ve ona şöyle dedi. -İşte kâhin yaptıklarımı biliyorsun, ülkeyi nerden nereye getirdim. Bölünmüştük, birleştirdim. Küçülmüştük, büyüttüm. Sınırlarımız boyunca koca duvarlar ördürdüm. Topraklarımızı güvence altına aldım. Bunca felaketten sonra geleceğimiz daha da parlak olacak, ama geçmiş olduğu yerde duruyor; o kötü hatıralar, Çin’in o lanetli geçmişi. Korkarım ki parlak bir geleceğe yürürken lekeli geçmişimiz tökezletecek bizi. Söyle kâhin geçmişi nasıl yok edebiliriz? Kâhin bir an düşündü ve ardından cevap verdi. -Yüce hükümdarım; Çin’in bütün geçmişi tek bir kelimedir, o kelimeyi yok etmedikçe geçmişi yok edemezsiniz ve o kelime kitaplarda saklıdır. Bunun üzerine Huang Ti, ülkedeki bütün kitapların yakılmasını emretti. Yakılan kitapların külleri bir baştan bir başa imparatorluk topraklarının semalarında uçuştu aylar aylar boyunca, toz kanatlı kelebekler gibi. Bir gece yarısı Huang Ti’ye geçmişe ait son hatıranın da yok edildiği müjdelendiğinde, Kâhini tekrar çağırdı. -Çin’in bütün geçmişi tek bir kelimeydi, öyle mi sevgili kâhin, dedi -İşte nihayet ben o kelimeyi kazıyıp attım bu ülkeden. Kâhin -Hayır hükümdarım, dedi. Kelime hala yaşıyor. Kâhinin bu sözleri Çin topraklarının tekrar yangın yerine dönmesi demekti. Huang Ti yine ferman üzerine ferman çıkardı ve gökyüzü yakılan kitapların külleriyle griye boyandı bir kez daha. Ama Huang Ti beklediği müjdeyi bir türlü alamadı. Kâhin her seferinde aynı şeyi söylüyordu, “Kelime hala yaşıyor” Ve bu böyle sürüp gitti. Aradan yıllar geçti, imparator Huang Ti ölüm döşeğindeydi artık. Yakılmadık tek bir kitap, yıkılmadık tek bir kütüphane, yırtılmadık tek bir sayfa kalmamıştı koca ülkede. En gözde kâhinini son bir defa daha huzuruna çağırdı imparator. -Biliyorum, dedi iniltili bir sesle -Müjdeli bir haber vermeyeceksin bana. Biliyorum, geçmişi yok edemedim. Biliyorum, o melun kelime hala yaşıyor. Ama nasıl? Bu muammaya verebileceği bir cevabı yoktu kâhinin, boynunu kederle büktü sustu öylece. Ve Huang Ti yeniden sordu, tekrar tekrar sordu sayıklar gibi. -Nasıl? Nasıl? Nasıl? Ertesi sabah ruhunu teslim ederken Huang Ti’nin ağzından dökülen son kelime de aynıydı. Nasıl? Nasıl? Nasıl? Çin geleneklerine göre bir imparator öldüğünde cesedi soylu rahipler tarafından mumyalanır. Derler ki rahiplerin en genci mumyalama esnasında imparator Huang Ti’nin sırtında küçük bir leke gördü. İmparatorun sırtına dövme gibi kazınmış bu leke bir kelimeydi. Uğruna bütün kitapların yakıldığı o kelime. Çin’in bütün geçmişini içinde saklayan kelime. Rahiplerin en genci kelimeyi tanıdı, ezberledi ve çoğalttı. Konfüçyus’du bu rahip. Hani “Geçmiş asla silinmez” sözüyle şöhret bulmuş bilge. Geçmiş asla silinmez.
5 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.