Gönderi

Genç işadamı, işleri ters gitmeye başladığında çok bocalar.Çekleri karşılıksızdır,ortakları güvensizlik içindedir,ödemeler yapılamıyordur, çözüm yolları tükenmiştir ve artık iflasın kapısına gelip dayanılmıştır.Kendini çaresiz ve yenilmiş hisseden adam, parkta dalgın bir halde tek başına otururken durumunu fark eden yaşlı bir adam yaklaşır yanına. "Çok dalgın görünüyorsun" der. "Saatlerdir aynı yere bakıp duruyorsun.Gözünü bile kırpmadın. Neyin var?" "Bittim ben" der işadamı. "Mahvoldum. Koskoca işi batırdım. Başarısız oldum. Cebimde beş para kalmadı. İflas ettim. Kurtulma şanşım yok." "Seni anlıyorum" der yaşlı adam. "Kabul edersen yardımcı olabilirim." Yaşlı adam ceketinin cebinden çıkardığı çek defterinin üzerine bir şeyler karalar ve işadamına uzatır. "Al bunu" der. "İşlerini kurtarman için sana destek olsun. Bir yıl sonra, yine bu saatlerde, burada buluşuruz. Bana olan borcunu ödersin." İşadamı şaşkındır. Çeki alır ve bir yıl sonra bu saatlerde bu parkta buluşmak üzere sözleşerek ayrılırlar. İşadamı artık kendini güvende hissediyordur. Çekin üzerinde yüz bin dolar yazıyordur. Bu onun için önemli bir güven kaynağıdır ama yine de çeki bozdurmak istemez. Çeki kasaya kilitleyip acil bir durum karşısında kullanmaya karar verir. Hem başaramayacak olursa seneye yaşlı adama olan borcunu ödeyememekten korkar. Yine de beklenmedik gelişmeler karşısında kendini güvende hissedeceği bir paraya sahip olmak ona cesaret verir. Risk almayı göze alır. İşlerini yeniden toparlar. Yeni görüşmeler yapar, yeni anlaşmalar imzalar, farklı sektörlerde yeni girişimlere yönelir ve bir yıl içinde işleri eskisinden çok daha iyi olur. Hayat yine düzene girmiştir işadamı için. İflasın eşiğinden kurtardığı şirketi, kısa zamanda yükselmiş, büyük kazanç elde etmiştir. Üstelik yaşlı adamın çeki hala kasada duruyordur. O paranın varlığıyla duyduğu güven her şeye yeniden başlamasına destek olmuştur. Yaşlı adamla sözleştikleri gibi bir yıl sonra o parka elinde yüz bin dolarlık çekle gider işadamı. Çok geçmeden yaşlı adam görünür. İşadamı ayağa kalkar ve el sallayarak onu bulunduğu banka davet eder. Yaşlı adam selamlayarak işadamına yaklaşır. Tam el sıkışacakları sırada genç bir kadın gelip aralarına girer. Yaşlı adamı kolundan çekerek uzaklaştırır. İşadamına dönüp "Kusura bakmayın lütfen" der. "Ben bu yaşlı beyefendinin hemşiresiyim. Kendisi sürekli huzurevinden kaçıp durur. Onu takip etmek giderek zorlaşıyor. Ah bir de zengin olduğunu söyleyip herkese sahte çekler yazması yok mu! İnanın çocuk gibi..." İşadamı duyduklarına inanamamıştır. Elindeki çeke bakar şaşkınlıkla... Evirip çevirip sağını solunu inceler. Üzerinde yüz bin dolar yazıyordur ama gerçek bir çek değildir. Bütün bir yıl boyunca kasada bekleyen ve ona yeni işler yapma cesareti veren o para hiç olmamıştır aslında. Elinde zor durumlarda kullanmak üzere bekleyen yüz bin dolarına inanarak yeni işler almış, yeni girişimlerde bulunmuş ve işlerini yeniden yapılandırmıştır. Ancak şimdi görüyordur ki başarısının altında yatan güç, kasada beklediğini sandığı para değil, hayatının akışını değiştiren şey kendinde bulduğu güven ve yeniden başlama cesareti... " Koskoca alem içine yerleştirilmiş, sen hala kendini küçük bir şey mi zannediyorsun?"
Sayfa 207Kitabı okudu
·
7 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.