Gönderi

76 syf.
6/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 22 hours
Dört gece ve bir gündüzün anlatıldığı, beyaz aşk dolu geceleri yağmurlu, üzgün bir sabahın takip ettiği, romantik ve coşkun duygulardan hayatın gerçekliğine dönüşü anlatan bu eser, Dostoyevski’nin diğer eserlerinden farklı olarak daha coşkun bir üslubu barındırmış. Gözlemleri ile tanınan Dostoyevski bu eserinde de gözlemlerini dile getirmiştir. Aşka bakış, yalnızlık, gerçek hayat ve hayal dünyası, St. Petesburg/şehir hayatı… yansıttığı gözlemlerden bazılarıdır. Eserin en ilginç yönü, anlattığı aşk değil, hayal dünyasında yaşayan, yalnız ve kendini sosyal hayattan soyutlamış gencin, bu aşk ile kaçırdıklarını fark etmesi, gerçek hayat-hayal dünyası karşılaştırması yaparak, bilinçli olarak tercih ettiği hayâl dünyasının tahlilini yapmış olmasıdır. Bu tahlilde kahramanımız şunları der; “…şimdiye kadar yaşadığım hayatın kendisi bir suç, günahtan başka bir şey değilmiş… Ama öyle zamanlar oluyor ki, acı ve çaresizlik içinde, neredeyse… İşte öyle zamanlarda, ölünceye kadar gerçek bir hayatın bana nasip olmayacağını zannediyor, gerçek hayatla olan ilişkimi tamamıyla yitirdiğimi hissediyor ve kendimi Tanrı’nın ve insanların sevgisinden mahrum kalmış kötü bir adam olarak görüyorum. Çünkü hayâl âleminde geçirdiğim gecelerin sarhoşluğundan bir an olsun ayılmak o kadar dayanılmaz oluyor ki! Aynı zamanda, etrafımı saran insan selinin çıkardığı gürültü patırtıyı duyuyor, benim gibi rüyada olmayanların nasıl yaşadıklarını görüyorum. Ve o zaman farkına varıyorum ki, onların hayatları uydurma değil, onların hayatları benim hayâllerim gibi birden paramparça olup gitmiyor. Bilâkis, hayatları her gün yenileniyor, renkleniyor; bir saatleri bir saatlerine uymuyor. Bir de benim gibi zavallı hayâlperestin hayatına bak! Öldüresiye monoton; gölgelerin, hayâllerin, uydurma düşüncelerin esiri bir hayat… İşin en acısı, en sonunda hayâl âlemi de o çok güvendiğimiz, bitimsiz sandığımız âlem yavaş yavaş yorgun düşmeye, eski canlılığını yitirmeye başlıyor. Bütün rüyalarımızı üstüne kurduğumuz düşünceler eskimeye başlayıp yerine yenilerini de koymayınca, hayâl âlemi de yıkılıp yerle bir oluyor.” Hikâyenin sonunda, Nastenka’nın mektubunun ardından, kahramanın ruh hali, yaşadığı odanın ihtiyarlaması, pencereden görülen karşıdaki evin köhneleşmesi, kısaca beyaz gecelerin griye ve siyaha evrilmesi ile verilmesi;  hayatımıza bakışımızda, gördüğümüz her şeyde psikolojik halimizin nasıl etkili olduğunun göstergesidir ve bu kısım, çok başarılı bir tahlil olarak karşımıza çıkar ve son cümle ile hikaye, “Tanrım, bir anlık mutluluk! Ama bir ömür boyu sürecek gerçek mutluluk!…”, hikâyenin başındaki İvan Turgenyev’in -hikâyenin ana fikri de olan- alıntı cümlesi ile birleşir ve hikâye başladığı noktada biter. “Ömrü boyunca, yalnızca bir an için, senin kalbine yakın olmak için mi yaratılmıştı?”
Ivan Turgenyev
Ivan Turgenyev
Beyaz Geceler
Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski · İlya Yayınevi · 201274.5k okunma
·
24 views
Mehmet Sait Anyığ okurunun profil resmi
Bu arada Eyşan'lar ölmez şekil değiştirir diyeceğiniz türden bir yeşilçam hikayesi olduğunu da belirtmek isterim :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.