Aylık vak'a-nüvis dergi İzdiham, pandemi süreciyle iyice özlettiği yeni sayısını gündeme has bir kapak tasarımıyla çıkardı. Değerli yazarlar, meseleye farklı bakan metinler, farkındalık oluşturan ince ayarlar, sırf avamdan yana saf tuttuğu bilinsin diye yine 9 TL'lik fiyatıyla geçen aylarda artan kağıt fiyatlarına, bu ay da virüse inat giden İzdiham'da bu sayı tavsiye gibi tavsiyedir.
Hazır hijyen, maske, dezenfektan ve sosyal mesafeyi konuşurken kapakta ilk mesajı veriyor 
İzdiham - Sayı 45 (Temmuz-Ağustos 2020):
"Artık eskisi gibi yakın olamayız."
Yetmiyor, Türkiye Günlük İnsanlık Endeksi'ni verip davranışsal vaka raporumuzu da sunuyor.
Beklemediği yerden sınanan sayısı mı dersiniz,
Çaresizlik sayısı mı,
Sevdiğine son kez bakamayan sayısı mı,
Bağrına taş basan sayısı mı dersiniz, hepsi var. Dahası, endeksi ön kapağa atarken arka kapağa da Aylan Bebeğin Allah'a şikayetini koymuş İzdiham. O kısmı kesip duvara asacaktım ama dergiye kıyamadım.
Ama dergi henüz kapakta alıyor sizi. Gerçi bu sayıdaki gizli "ş" nerelerde bulamadım. Bulanlar yorumu yeşillendirebilir. Biz içeriğe geçelim.
Bir dergiden beklediğimiz şey ekseriyetle sanatı kimin için yaptığından ziyade edebiyatı edebiyatçıların elinden kurtarmasıdır. Bunu başarıyor İzdiham. Sokağın nabzı, köşe bucak gizlenip yaşamaya çalışanların, dolmuşlarda sürekli arka sıralara doğru ilerlemek zorunda bırakılanların, kendi nasibine uçarken vurulan kuşların bile nabzı konu olmalı edebiyata. Bunu da başarıyor İzdiham. Bu sayıda da henüz girişte Maarif Takvimi karşılıyor sizi ve sokağın da, saklı olanın da hatta kuşların da kalbine değecek günleri sıralıyor:
4, 24 Temmuz ve 12, 30 Ağustos günlerini ben aldım. Gerisini eller alsın.
Aynı sayfada İzdiham künye ve Rahatsızlar ekibi karşılıyor sizi, azıcık şanslıysanız oralardaki nükteleri de yakalıyorsunuz. Ama siz metinlere ilerleyin şimdilik ve Gökhan Özcan, Ali Ayçil, Abdullah Harmancı, Bülent Parlak, Güven Adıgüzel, Emine Şimşek, Selahattin Yusuf, Dilek Kartal, Yasin Kara ve diğer birçok değerli ismin metinlerine göz atın. Yaşamı, bekleyişi, korkutucu sonları, gözden kaçanları, göz önündekileri, ahlar ve vahları ilk sayfadaki metinlerden çekip alabiliyoruz. Toplumsal tahliller de var. Mesela dolmuş ve minibüslerin tarihi. Öyküler. Şiirler. Psikolojik ve sosyolojik hezeyanlar. Tükenenler, tüketenler. Ama İzdiham bu sayıda sadece raflarda tükenecek. Yoksa hep ruha şifa, hep rahatsız edici bir ferahlık...
Çok da spoiler vermemek adına cümlelerden kısıp anlatmaya çalışıyorum ama siz yine de tanıtım bültenine bir göz atın derim: izdiham.com/izdiham-45-sayi...
Bendeniz de bu sayıda eve dönmenin zor hatta imkansız olduğunu, özlemlerin değil belki ama keşkelerin birer doğum lekesi olduğunu anlatmaya çalıştım. "Vay Ki Göğsünde Cehennem Taşıyana", İzdiham - Sayı 45 (Temmuz-Ağustos 2020)'te.
Almadan tükenin.
··
79 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.