"George Orwell’in 1984'ü Stalinizmi kapsayan bir şimdi ile Nazizmin gelişmesine tanık olan bir yakın geçmişin büyütülmüş bir gelecek yansıtımıdır. Cesur Yeni Dünya, Hitler Almanya’da iktidarın en üst basamağına çıkmadan, Rus zorbası yürüyüşüne başlamadan yazılmıştı." der Huxley, CYD'yı Ziyaret kitabında ve devam eder,
“Bizi doğru yoldan ayırma,” diye dua ederiz gayet yerinde nedenlerle, çünkü insanlar çok uzun süre ya da çok baştan çıkarıcı biçimde ayartıldıklarında, genellikle pes ederler.
CYD'yı okudğumuzda korkutucu bir distopyadan kıyasla, geleceğe yönelik öngörülerin hafif bir dokunuşla aktarılmış şekli diyebiliriz. CYD incelememde dediğim gibi, 1984 korkutucu bir distopyadır ama öngörüleri Nazi devrinin sonlanmasıyla kısmen gerçeğe dönüşememiştir. Ama hala onu hortlatmaya çalışan, insanları propaganda ile manipüle edip, onları madden değilde fikren ortadan kaldırmak ile meşguller.
Fikirler ölmez ama fikirlerde yapılacak bir devrim, tıpkı 1984'te olduğu gibi daha faydalıdır.
CYD'da anlatılan konuların günümüze daha çok yansıdığı ortadadır. Bu distopya da herkes, herkes içindir yani bir bakıma Osho'nun da yarattığı ya da istediği dinde olan şeydir. Öğretileri de cinsellik ve seks konusu olduğunda savunduğu şey de tam olarak budur. Amerika'da oluşturulan toplum tam olarak herkes, her kesindir mottosunda yaşamıştır.
Kitabın anlattığı olaylar kadar Huxley'in yarattığı karakterlerinde önemi büyüktür. Yine incelememde hepsini yazdığım ama sadece Mustapha Mond'un Atatürk ve Sir Alfed Mond'dan esinlenildiğini buraya bırakayım.
Eline sağlık inceleme için. Okuyun bu kitapları, algınızı açın okurlar.
Toplum uyuşturulmuştur,
Düşünemez haldedir,
Haplar ve bilinçaltına girilmesi sayesinde
Pablo Escobar’ın beyaz rüyasında yürür gibi kafaları iyidir.
Fikir diye bir şey yoktur,
Sublimal mesajlar,
Telkinler,
Anonslar,
Sürekli gülen suratlara ne yapması gerektiğini söyler, Tıpkı 1984’de ki gibi!
“Big Brother is Watching You!”
😎