Yıllar önce Kars'ı ziyaret ettiğimde tarihi Ulu Camii ziyaret etmek istedim. Eski adıydı Ulu Cami... Artık oraya halk arasında Yanıklı Camii veya Yanık Yağlı Cami deniyor. Sebebini ise caminin penceresinden bakınca anlıyorsunuz. Çünkü 1918 yılında Ermeni Taşnak Çeteleri, bu camiye doldurdukları 286 Türk'ü kadın-çocuk demeden yakmışlardır ve bugün bile caminin duvarlarında canlı canlı yakılan insanların yağları görülebilir...
Bu acı tabloyu sizlere aktardığım için üzgünüm. anadolu'nun pek çok yerinde Ermeni çetelerce yapılan bu tür insanlık dışı eylemlerin izleri görülebilir. Gerçekler bazen çok acı olabiliyor. İşte tam da bu noktada "Psikokültürel analiz" mottosuna sahip Suret'in Ermenilerin Türkler tarafından katledildiği gibi gerçek dışı bir unsuru alarak bu konuyu işlemesi de başka bir acı gerçek olarak karşımıza çıkıyor.
Bilimin görevi, olayları tüm açıklığı ile ortaya koymaktır. Tarihsel olarak ortaya konamayan sanrılar üzerine bilim inşa edilemez. Zaten derginin bu konuda bilimsel bir tavrı da bulunmamaktadır. Halen Türkiye topraklarında çok sayıda Ermeni Türk vatandaşı yaşamaktadır. Bu insanlar bir soykırıma uğramış iseler halen nasıl oluyor da burada yaşıyor olabiliyorlar? Bunu mantıkla izah etmek mümkün görülmüyor. Aynı örneği Ermenistan üzerinde uyguladığımızda ise karşımıza çarpıcı bir gerçek çıkmaktadır; Ermenistanda dün, bugün veya yarın, bir Türk'ün rahat yaşaması veya sadece yaşayabilmesi pek de mümkün görülmemektedir. Malumunuz Ermenistan halkının büyük kısmı aşırı derecede faşist tutumlar göstermeye meyillidir. Oysa Türkiye'de Ermeniler, Ermenistan'a göre gayet rahat yaşamakta ve yaşamak için Türkiye'yi seçmiş bulunmaktadırlar. Yeşilçam'ın meşhur ve halk tarafından çok sevilen sanatçılarından bir çoğu (Adile Naşit gibi) Ermenidir. Türk insanının azınlıklarla problemi yoktur. Hatta Osmanlı devrinden beri, İstanbul topraklarında faaliyet gösteren pek çok büyük işletmenin çoğu da yine Ermeni vatandaşlara aittir.
Maalesef Suret Dergisi, Ermeni kökenli bazı yazarların konu hakkında temelsiz ve sıkıcı yazılarından derlemedir. Konuların sıkıcı bir üsluba ve amatörce yazıldığı da bir okuyucu olarak beni rahatsız etmiştir. Eğer gerçekten bir soykırım iddiası var ise bu konu tarihçilerin oturup belgeler ile araştıracağı bir olgudur. Türkiye bu sebeple defalarca Ermenistan'a bu iddialarla alakalı komisyon kurmayı teklif etmiş ama maalesef Ermenistan bunu reddetmiştir. Amaç zaten tarihi bir haklılık/haksızlığı ortaya dökmek değil, mağduriyet devşirmektir. Umarım dünyaya en büyük ihraç ürünü Kim Kardashian olan Ermenistan daha olumlu bir tavır takınarak bu davranışından vazgeçer.
Dergiye döner isek; bir okuyucu için en değerli şeyin zaman olduğunu düşündüğüm için, bu kısıtlı kaynağımı mesnetsiz iddialar üzerinden demogoji yapan sayfaları okumaya ayırmak istemeyerek dergiyi yarım bıraktım.
*Yanıklı camii katliamı Başbakanlık Osmanlı Arşivi/Hariciye, Siyasi, No. 2878/81 belgelerinde kayıtlıdır.