Gönderi

656 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 41 days
Sözlere Charles Dickens 'ın müthiş kurgu ve betimleme yeteneğinden bahsederek girmezsek haksızlık etmiş oluruz. Kitaplarını okuduktan sonra "Bu nasıl şey , nasıl kurgu ,nasıl olay ?" diye şaşırmayan yoktur sanıyorum. Haliyle bu bol karakterli ve çok çeşitli konuya sahip anlatım birazcık uzun olabiliyor. Ama buna aldırmayın. Bir müddet sonra "bin sayfa daha olsa okurum" diyeceğiniz bir tada ulaşıyor . Bu güzel kitabı tek bir tipe sığdırmak mümkün değil. Kimi insan okuduktan sonra bu hikaye dostluğu anlatır der, kimisi aşkı , kimisi insanlığın ta kendisini ; iyiyi , kötüyü ... Güzel olan şey ise hepsinin bu kitapta var olmasıdır. Her sayfada hem aşk , hem macera,hem dostluk , hem gizem vardır. Burada karakterlerin büyük katkısı var. Dickens dediğimizde aklımıza gelen ilk şeylerden biride birbirlerine kafa karıştırıcı ağlarla bağlı karakterlerdir. Karakterleri çabuk unutan biriyseniz okurken not almanızı öneririm, aksi halde anlamada problem yaşayabilirsiniz . Fakat sanılmasın ki bu sebepten ötürü karakterler üstünkörü anlatılmıştır. Dickens bir kere daha gücünü gösteriyor ve bize olayların içinde karakterleri büyük bir incelikle anlatmayı başarıyor. Karakterler öyle güzel tasarlanmış ki hepsi birbirinden farklı bir çok özelliğe sahip ve hepsi bu olaylar cümbüşüne ayrı bir hava katıyor. Örneğin ben Mr. Jaggers karakterini gerçekten çok sevdim. Öyle kendine has davranışları var ki hem fantastik hem de gayet gerçekçi. Yalnızca o değil, tüm karakterler öylesine özgün. Wemmick' in ağzının posta kutusuna benzetilmesi bile duygusal anlamda büyük bir hava katmış. Jo, Pip'e ''Pip, iki gözüm '' dedikçe bizim içimiz ısınıyor. Mekanlarda karakterlerin kişiliklerini çok güzel destekliyor . Bir yandan ofislerin tozlu, küflü kokusunu duyabilirken bir yandan da Kale'nin (okuduğunuzda ne demek istediğimi anlayacaksınızdır.) kızarmış ekmek kokusunu alabiliyoruz. Zamanın düşünce tavrı ve toplumsal sınıf ayrımı eleştirel bir biçimde okuyucuya anlatılmış. Her zaman parası olanın saygı gördüğü gerçek insanların aşağılandığı bir devir. Dickens'ın kitaplarını okudukça yaşadığı dönem hakkında daha çok bilgi sahibi olmaya başlıyoruz. Kısaca hikayeden bahsedecek olursak sürpriz bir şekilde büyük bir mirasa konan ve beyefendi olmak için Londra'ya giden fakat köklerini unutmaya başlayan ve hiç beklemediği bir şekilde başından bin bir türlü olay geçen, bu olayları ve sonrasını yazan Pip'in maceralarını okuyoruz . Kitap birinci kişi ağzı ile yazılmış. Dolayısıyla kendiniz bu devasa kurgunun doğrudan içinde bulabiliyorsunuz. Tüm karakterlerin -başta Pip olmak üzere - duygularını çok iyi anlıyoruz. Bazen göz yaşı. bazen tebessüm , bazen öfke okurken hiç peşimizi bırakmıyorlar. İşin özü bu romanda hem iyi yürekli,saf duygulu, 'beyefendi' gibi davranmasa da vefalı ve vicdanlı taşra insanını aynı zamanda insanlık namına her şeyini kaybetmiş yaşayıp gidenleri okuyoruz. Bu yolda dostlarına güvenerek yürüyen Pip'i ve bu yolun nereye varacağını merakla bekliyoruz. En kısa zamanda okumanızı içtenlikle tavsiye ederim. Başlarda yavaş bir şekilde ilerliyorsa da emin olun gittikçe kitabı elinizden bırakamayacak hale geleceksiniz. Umarım dünyada Jo gibi insanlar, Herbert ve Wemmick gibi dostlar da çoğalır. İyi okumalar.
Büyük Umutlar
Büyük UmutlarCharles Dickens · Can Yayınları · 201714.5k okunma
·
26 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.