Gönderi

PUNK VE ANARŞİZM ÜZERİNE
youtu.be/YIdcDL64KCE Bir karşıt kültür olarak Punk hareketi, ortaya çıktığı 1970’lerden beri politik bir ideolojiyi değil bir felsefe veya yaşam tarzını benimsemeye daha yatkın olmuştur. Ziyadesiyle yatkınlığın getirdiği seçeneğin Anarşizan bir tavır takınmasına şaşmamak gerekir. Punklar anarşist yaşam tarzına yatkınlıklarını Sex Pistols’ın yaptığı bir şarkıya borçlu değillerdir. Sanayi devrimi sonrası oluşan global buhran soslu ekonomik sistemler, dünya insanları üzerinde bir çok politik, sosyal ve ekonomik etki yaratmıştır. Bu etkilerin hepsi de köle isaura taraftarı ve hegemonya menşeli olgular olup, suratlarımızda; 1.dünya savaşı, 1917 1. Rusya köle komünizmi olimpiyatları, Alman İspanyol İtalyan ortak yapımı faşist diktatörlük kursları gibi tokatlarla patlamıştır. Bu süreçlerden geçen insan oğlu, özgürlük düşlerini bir kenara bırakıp kendini üretime vermiştir. Bu sayede oluşan sermaye, insanlar arasında derin uçurumlar yaratıp,konuyu çok uzattığımın farkına vardım. Tabii ki de her şey Sex Pistols’la başladı. Yarattıkları müziğin insanlar için ne kadar anlam ifade ettiğinin farkına varamasalar da, anarşist punk ekolünün başlamasına da ön ayak oldular. Clash, Sex Pistols, MC5 olarak nitelendirilebilecek olan 1. dalga anarşist punk tavır aslında sadece böyle bir tavrın oluşabilmesi için ortam yaratmıştır diyebiliriz. Aslında MC5’ı bu gruptan çıkartmak gerekir. Çünkü bu insanlar Amerika, Michigan’da sokaklarda minivanlarla dolaşıp insanlara “silahlanın, devrim yapacağız” diyebilecek kadar 1. dalga olmayı hak etmeyen bir takım insanlardı. Ama 2. Dalga için çok yaşlılardı. 2. Dalga anarşist punk tavır ise kızgın sulardan serin sulara atlamak gibi bir şey. Olayın başlangıcı da diyebiliriz. “eskiden,otoritenin verdiği can sıkıntısıyla lümpen lümpen işçi babamızın getireceği 3 kuruşla ne kadar şarhoş olabiliriz diye düşünürdük. Şimdi ise bizim gibi olanlar için ne kadar bira üretebiliriz diye düşünüyoruz.” demiş Crass vokalisti Steve Ignorant. 1979 sonrası Crass’in başı çektiği dönemde, punk’ın anarşi ile birlikteliği yoğun bir taraftar bulmuş ve günümüze değin kemik bir kültür oluşmasına sebebiyet vermiştir. Crass adlı bu grup böyle bir etki yarattığını kendi plak şirketini kurduğunda anladı. Punk kültürünün en önemli köklerinden biri olan ve anarşizme ne kadar yakın olduğunu belgeleyen “Do It Yourself” yani “Kendin yap” geleneğini yarattılar ve otoriteye olan isyanın alevine bir bidon benzinde sen dök kampanyasını punklar için başlatmış oldular. Britanya’dan Conflict , Discharge, New Model Army (müzikal tam punk olmasada), ABD’den MDC, Dead Kennedys, MC5, Destroy, Los Crudos, hatta Hollanda’dan The Ex, Almanya’dan iğrenç acid zamanları olmasına rağmen Unter Cons, gibi isimlerden oluşan ikinci dalga anarşist punk akımı özeleştiri yaparsak belki de, en sağlam işlere imza atmış tayfadır. 3. Dalga diye birazdan tabir edeceğim anarşist punk tavır ise 1990 lar ve günümüze uzanan zamanları kapsamaktadır. Bu dönemlerde Do it yourself geleneğinin cılkı çıkmıştır düşüncesindeyim. Tabi ki bunun sebebi iletişim teknolojilerinin ilerlemesi sonucu punk’ın aşırı popülerleşmesidir. Moda akımı punk ile taş gibi punk’ın birbirine karıştırılarak pazarlanması, albüm kapaklarına A çizilip, fahiş fiyatlara satılması gibi nedenlere sebebiyet vermiştir. Buna rağmen anarşist punk geleneğini sürdüren bir takım zatlar da mevcut olup, dinimize göre katli vaciptir. Neyse. Anti Flag’in trash müziği, Subhumans’ın bazen etnik yankılı sesleri, Againts me, Antischism, Black Flag, Chumbawamba, Propagandhi, Stirekers, Behind Enemy Lines, Oi polloi gibi daha bir sürü grubun içinde yer aldığı 3.dalga gruplarından bazıları bunlardır. İşin içine ska türü girince de ortaya Ska-p, Boikot, Againts All Authority, Choking Victim, Mano Negra, Meganoidi, Ataque 77 gibi gruplar ortaya çıkmış, insan kanının kaç derecede kaynadığını bulmak için çeşitli etkinlikler düzenlemişlerdir. Açıkçası üzerinde durmam gereken nokta; anarşist punk’ta Crass gerçeğidir. Bu insanlar; otoriter düzenin kötülüğünden oturup yakınmak yerine, bir şeyler yapmayı seçmişlerdir. Londra’da küçük bir dairede açılan plak şirketi belli bir süre sonra evsizlerin ev ve yemek imkanı bulduğu, homoseksüel insanların rahatça yaşayabildiği, hatta uyuşturucu bağımlısı gençlerin rehabilite olduğu bir işgal evine oradan işgal köyüne dönüşmüştür. Bir çok kez saldırılara maruz kalınmış, buna rağmen Blackpool kentine başka bir şube açılmış, işsizlerin sanat öğrenerek hayat neşesi kazandıkları bu yerlerden sertifikalar alarak, yeni atölyeler oluşturulmuş ve bunlar otonom bir yapı edinerek, ingilterenin çoğu bölgesine yayılmıştır. Şuan avrupada birçok ülkede bulunan anarşist dernekler, işgal evleri, sanat kültür atölyeleri, müzik kolektifleri Crass örneğinden yola çıkılarak oluşturulmuştur. Crass grubu sadece bir punk müzik grubu olmaktan ziyade, sosyal bir yapıyı vücuda kavuşturup, bireyin hayata tutunma mekanizmasına çok şey kazandırmıştır. Baskının, hegemonyanın ve şiddetin sardığı dünya düzenine, alternatif bir yol olmuş, isyan edebilmenin kudretini ortaya çıkarmışlardır. Sanat komünü oluşturmak şuan belki de mevcut sisteme karşı başvurulacak ilk adımdır.
··
55 views
OkuryazaR okurunun profil resmi
Çalıntı müzik aletleri ile verilen konserden efendim youtu.be/yqrAPOZxgzU
GIORDANO BRUNO okurunun profil resmi
" Senden çalınanı geri çal " diye bir slogan var çok severim baba ✌
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.