Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

592 syf.
10/10 puan verdi
·
309 günde okudu
Evrim, Darwin ve Cahilliğin maymunu olmak
Bizim milletin bazı berbat huyları var; değişmez, değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dâhi edilemez. Teklif edenin de gerekirse kellesinin uçurulması vacip olunur. Darwin 1859 yılında evrim teorisini ortaya attıktan sonra, kuramın Osmanlıya geliş süreci epey sancılı hatta kuram bu topraklara gelip geldiğine pişman olmuştur efendim. "İnsanlar maymundan gelmiştir" yalanı Osmanlı'da ismini anmak istemediğim bir zât tarafından, muhtemelen Türlerin Kökeni kitabının kapağındaki hayvan resimlerine bakıp bütün kuramı yalayıp yutmuştur, okumasına dâhi gerek kalmamıştır. Darwin, Beagle adlı gemi yolculuğuyla yüzlerce ülke gezmiş, binlerce canlı türünü yerinde keşfedip gözlemlemiş, deneyler gerçekleştirmiş, biyolojik birçok kalıntıyı incelemiş adeta yıllarını, ömrünü insanlık adına paralamış, mikroskoba bakmaktan gözler elli derece miyop olmuş ve ortaya bir kuram geliştirmiştir. Ve o ismini anmayacağım kişi tarafından ülkeye getirilmiş ve makale olarak yayınlanmış başlığı da "İnsan maymundan gelmiştir" şeklinde yapıştırmıştır. Buraya kadar pek sorun yok aslında. Ağzı olan bir nevi yalan da olsa konuşmuştur. İşin bundan sonrası çok daha dramatik. Hatta Osmanlı'da evrim teorisini konuşmak, incelemek yazmak yasaktır. Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk sayesinde okutulmaya başlanmıştır. Osmanlının çöküş hikayesinin altında yatan sebep bu ismini anmayacağım arkadaşın kafa yapısına sahip olan Osmanlı ileri gelenlerinin sanayi devrimini kaçırmasındaki akılsızlığın düşüncede vücut bulmuş halidir. Neyse konu sapmasın. Efendim bunun izerinden, 1.dünya savaşı geçmiştir. Dünya Hitleri yaratmıştır, 2.dünya savaşı yaşanmış milyonlarca insan ölmüş, Japonyaya atom bombası atılmış, Soğuk savaş dönemi gelip geçmiş, Sovyetler çökmüş, Aya gidilmiş, Tito gözyaşlarıyla Yugoslavyayı feshetmiş, Maradona Tanrının eliyle dünya kupasına damga vurmuş, milenyum olalı yirmi yıl olmuş, popstar bayhan kaset çıkarmış, Z kuşakları ortalarda fink atıyor, Tesla uzaya araba göndermiş dünya da zibilyon tane olay olmuş ama Türkiye'de evrim teorisine bakıştaki cehalet bir asırdan fazla süredir hâlâ tazeliğini koruyor! Abilerim, ablalarım, kardeşlerim.. İlim Çinde de olsa gidip bulun deniyor size, kıçınızdan element uydurun demiyor(!) Evrim teorisine geçecek olursak(ne yapalım bi türlü geçirtmiyorlar), evrim teorisi yadsınamaz, bütün dünya tarafından aksi kuramı ortaya atılmadığı sürece yanlışlanamaz bir gerçekliktir. Darwinin kuramından buyana geçen 200 yıla yakın süre içerisinde, paleontolojik dalında binlerce canlı fosili incelenmiş, bu fosillerin incelenmesiyle canlıların çene yapısından tarihsel süreçte nasıl beslendiğimizden tutun, kemik yapılarımızdan ne şekilde yürüdüğümüz dâhi bilinmektedir. Bir örnekle açıklamak gerekirse, günümüzdeki insanın çene yapısıyla on bin yıl önceki çene yapısı birbirinden farklıdır. Tarımın ve hayvancılığın gelişmesi, gıdanın işlenebilir özelliğinin getirdiği kolaylıklar neticesinde çene yapımız eski gücünü kaybetmiş ve şekil değiştirmiştir. Bu evrimsel sürecin bir parçasıdır. Dilimizle dişlerimizi gezdirdiğimizde köpek dişlerimizin ufak çıkıntısını görürüz. On bin yıl öncesinde beslenme şeklimiz bugünkü gibi hepçillik üzerine değildi, daha çok etçil yaşam sürdüğümüzden evrimsel sürecin izlerini şimdilik dişlerimizde görmemiz hâlâ mümkündür. On bin yıl sonra bu beslenme alışkanlığı sayesinde o dişlerde düz bir hat şeklini alacaktır. Bunları kabul edebilirsiniz belki ama tarih öncesinde insanoğlunun kuyruğu dâhi vardı, ah canım benim ben şok. :) Günümüzdeki insan vakti zamanında tek akıllı canlı değildi. Neandertal primatlar da akıllı insanlardı, avrasyanın batısında yüzbinlerce yıl varlıklarını sürdürdüler fakat onları bekleyen tehlike "homo sapiens" olmuştur. Yani bizim atalarımız kendisi gibi akıllı başka bir türü yok etmiştir. Evrimin nasıl bir gelişim olduğunu buradan anlamanız mümkündür. Günümüzde de erkeklerin meme takıntısı ve kadınlar fizikli fit erkek seçimleri de evrimsel sürecin bir parçasıdır. Kadınlar erkeklerin fiziğinden korunup kollanmayı, erkekler ise kadında bulunan kendince bu cezbi doğurganlık olarak görürler. Ama evrim teorisini bilmeyen, kafa yormayan kesimin "ee maymunlar neden insan olmuyor" mantığındaki mantıksızlık gibi, doğal seçilimi bilmeyen idrak edemeyen insan evrimin süper hızlı ilerlediğini yanılgısına düşerler. Bu birkaç nesilin gözleminin ötesinde, oldukça yavaş ilerleyen çok uzun bir sürecin, yüzbinlerce milyonlarca yılın canlılar üzerindeki mutasyonların sonucudur. Bir de şöyle bir yanılgı var maalesef, evrim teorisine inanılmaz. Evrim teorisinin bize sunduğu argümanlar bilimsel gerçekliklerle sayesinde "görülür". Mevzu epey derin arkadaşlar, teorinin kendisi gibi. Evrimle ilgilenen her insan hergün yeni bir şeyler öğreniyor. Benim nacizane insanlık adına beklentim; bu hazırcılığa alışmış, boş beleş takılan, bilimden ve bilimin sunduğu gerçekleri okumadan, araştırmadan yoksayan, hurafelere körü körüne bağlı zihniyetin fosili dâhi keşfedilemeyecek şekilde yok olmaları. İnsanlığa tek bir yararları olmadığı gibi, dünyaya ışık tutan beyinleri, o tek rakamlı İQ'larıyla değersiz göstermeleri karşısında, yine o değersiz gösterdikleri beyinlerin ortaya attığı doğal seçilim gerçekliğiyle doğadan ayrışmalarını bekliyorum. Evrim Teorisi çok kapsamlı ve idrak noktasında biyolojiye giriş yapılması ve ondan sonra Türlerin Kökenine başlanması daha mantıklı ve konuya hakim olabilmeniz için son derece yararlı olacaktır. Direk kitaba atlayan insanlarda şöyle bir yanlış algı oluştu(ne yazıkki yine!), "güçlü olan genler ayakta kalır" bu yanlıştır, "değişime en fazla adapte olabilen genler hayatta kalır" daha doğru çıkarım olacaktır. Maymunlar ile dna'larımız %98 benzerlik gösterdiği bilimsel olarak ispatlanmıştır. Eğer o kalan yüzde 2'lik kesimin bizlere konuşmayı nasıl öğrenebildiğini, canlılık tarihinin bütün türlerinin hangi şartlarda oluştuğunu ve gelişim gösterdiğini merak ediyorsanız kitabı mutlaka okumalı, kısa notlar tutulma ve kitap haricinde başka kaynaklardan bilgilerin derinliğine inilmelidir. İnsan hayatında yetenek ve şans yok denecek kadar azdır. Yetenek dediğimiz farklılığın %99'u terdir, emektir. Charles Darwin sadece bunu yapmıştır. Yılmadan çalışmış, emek ve çaba göstermiştir. Çalışmalarıyla bilime ve insanlığa katkıda bulunmuştur. Üzerize sinmiş pis lanet kokuyu barındıran "kolaycılığı" üzerimizden atmalı, bilimin ışığında ilerlemeliyiz. Ayıp olan bilmemek değil, öğrenmemektir. Bir de bilmeden, öğrenmeden fikir beyan eden kesimler mevcuttur onlar hakkında gerekeni doğal seleksiyon işleve sokacaktır.
Türlerin Kökeni
Türlerin KökeniCharles Darwin · Ginko Bilim Yayınları · 20182,492 okunma
··
561 görüntüleme
Emre okurunun profil resmi
Evrim Ağacı'nı takip ediyorsundur, sanırım.
Anıl okurunun profil resmi
Televizyonu sokağa attım. Sosyal medyayı ise çöpe. Haliyle evrim ağacı, üzüm ağacı beyin için daha sağlıklı aktivite alanları
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.