Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Bana güzel bir iki şeyden bahset. Son okuduğun bir romandan mesela... Memleketimin güzel insanı Niyazi'nin bilek saatini anlatsın o roman. Ya da son yaptığın resmin renklerini anlat... Bakmadan ardına binip gittiğin o trenin şehirlerini anlat... kulağına çalınan müziği anlat. İyi şeylerden de bahset arada bir. Çiçekler açsın kelimelerinde. Beyaz düşlerini andırsın cümlelerin. Bir genç kızın saçına takılan gül gibi olsun sesinin rengi. Yoksa romatizmalı diz ağrısı gibi geliyor hayat. Neyi nasıl yapayım derken bir bulut hüzün çöküyor yüreğime. Ama sen şimdi boş ver griyi, borç harç aldığın nefesi, iki liralık maaşı... Maviden bahset mesela. Deniz nasıl oralarda? Fırtınası dindi mi bari? Çözüldü mu o kaymakamın işi? Çıkarcı Rıfat söyledi mi doğruyu? Ön yargıyı yıktı mı Zehra'nın ölümü. Anlat hadi! O Rumeli ailesinin bahçeler dolusu kirazlarını, Feride'nin kırılmamış kalbini... Bana bugün Anadolu'yu değiştiren öğretmenlerden, mühendislerden, doktorlardan bahset. Hani okuyamamıştı o kara gözlü çocuk, sonra o topal öğretmen destek çıkmıştı, göndermişti onu şehre. Ondan bahset biraz. Bana insanların bahanelerini ve hayat şartları sebebiyle sığındığı nedenleri değil de, göğüs kafesini yarmış çıkmış cesaret öykülerinden bahset. Yoksa bir avuç buğday tohumu gibi geliyor ellerindeki cesaret, beti benzi atmış hayat. Bugün günlerden 11, ayarlardan 12, yıllardan 13... anlatsana nasıl bozmalı bu derin yalnızlığı sesinle. Hangi yakutu içmeli, hangi orman yollarına iplik bırakmalı, hangi krallıkları yıkmalı... belki o zalim elmayı kusmalı. Keşke kaçabilecek bir yer olsaydı insanın kalbinden çok öteye... karabasanlarla dolu bir rüyaya benziyor bu hayat. Ben en çok ona yazdım. Herkesin bildiğinden aksine o'na. Ve işin garip tarafı ona hiç aşık olmadım, hiç benim olmadı, hiç onun olmadım. Ama hep o'na yazdım. Hep onu yazdım. Bir kapalı girdap kutusu onunla olan ilişkim. Sana hani sonbahardan bahsetmiştim. Yapraklar dökülür, kendini bahara hazırlar. Ben de işte ne zaman geleceğini bilmediğim bir bahara hazırlıyorum kendimi. Ve yine ona yazıyorum, yapraklarımı döktükçe döküyorum... çırılçıplak kaldı dallarım. Yoksa bir bahar ayında meyvesiz ağaca dönüyor hayat. O sebeple sen anlat, ben dinleyeyim mesela. Çok güzel şey seni dinlemek. Her anlattığın şeyde rüyalara dalıyorum ben, sabahlarıma gün ışığı sızıyor, geceleri pazen örtüler örtülüyor, annemin kokusu burnuma çalıyor. Seni duymak çok güzel... seni görmek çok güzel... Ta buradan kalbimden açılıyor gözlerim sana, görüyorum seni bugün yeni bir milad olsun, güzel şeylerden bahsettiğin. Çünkü... İçimi yokluyorsun!
·
21 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.