Gönderi

Can Dündar
Artık eskisi gibi her hafta sonu birileri ile dışarı çıkmak istemiyorum. Beni yoran ilişkiler, yeni tanışmalar, yeni yüzler aramıyorum. Eski dostlukların da özetini çıkarmaya başladım. İlişkilerde tasarrufa gidiyorsun her şeyde olduğu gibi ve gereksiz insanları hayatından atmak istiyorsun. Yapmacık, inanmadan konuşmak istemiyorum artık. Beni anlamayanlarla konuşmak cümle kirliliği yaratıyor ve hak edenlere saklıyorum enerjimi. İstediğime istediğimi deme özgürlüğüne sahibim, eleştirme hakkını oluşturan yaşamışlık ve yeterli yaş faktörü artık bende de var. 'Ben demiştim' ,'ben bilirim', 'ben zaten anlamıştım', Sendromunda olanlarla arkadaşlıkları bir kez daha sorguluyorsun. İlişkilerini sadeleştirmeye başlayınca sıra iyi ve kötü gün dostlarını ayıklamaya geliyor. Kötü gün dostlarını belirliyor ve onlara daha çok önem veriyorsun. İyi gün dostu bulmak ne kadar kolaysa kötü gün dostu bulmak bir o kadar zor, biliyorum. Dostlar ihtiyaç olduğunda göçmen kuşlar gibi sıcağa uçuyor ve sadece seninle birlikte sürüden ayrı düşenler kalıyor. Zamanın ne kadar kıymetli olduğunu öğreniyorsun buralara kadar gelirken. Uzun düz otobanlardan olduğu gibi, kestirme bozuk yollardan da ulaşabilirsin hedeflerine. Kestirmeleri de öğrendim gide gele. Boş geçen her saniye değerli artık. Daha yapılacak çok şey var ama, kendimi çok yormaktan çok hırpalamaktan yana değilim. Gerektiğinde 'HAYIR' demeyi öğrendim ve bu kelime başta karşındakine kırıcı gelse de senin için hayat kurtarıcı olabiliyor. Sevgiye önem vermek gerektiğini, zamanı geldiğinde elinde sadece sevginin kalacağını biliyorum. Sevgi paylaşıldıkça oluşuyor, olgunlaşıyor. Aileme ve seçtiğim tüm dostlarıma daha önce göstermediğim sevgi, anlayış ve ilgiyi gösteriyorum. Biliyorsun ki gidenlerin ardında sadece iyilikler kalıyor, ne kadar sevgi dolu olduğu hatırlanıp anılıyor. Bana çok genç olduklarını hatırlatırcasına nedense tecrübelerimi, fikirlerimi sormaya başladılar. Vereceğim cevaplar belki çok anlamsız geliyor ama yine de dinliyorlar ama ben biliyorum ki yasamadan hiçbir şey öğrenilmiyor. Yasamışlığın oluşturduğu bir alçak gönüllülükle gülüyorum içimden sadece. Artık daha şık giyiniyorum, senelerle birikmiş dolaplar dolusu kıyafet var ve bunları kendimle paylaşmalıyım. Önce kendine güzel görünmelisin, kendi zevkime göre giyinmek istiyorum, böyle hissediyorum. Modaya uymak adına popumun sığmadığı düşük bel pantolonlara sığmıyorum diye kendimi üzme tercihini de kullanabilirim . Ayıp, günah yada ne derler korkuları çoktan geride kaldı. Dostlarıma, kendimize yemek yapmak hoşuma gidiyor. Mutfak eskiden bir zulüm iken şimdi zevk aldığım mekanlar arasına giriyor. Farklı lezzetler denemek güzel ve kendi lezzetimi kendimde yaratabileceğim belli bir damak zevkim ve mutfak kültürüm oluştu. Sonra Sezen'in şarkısındaki gibi anneni daha sık düşünüyorsun ve hatta anlıyorsun. İşte bu yeni alışmaya başlanan ve giderek hoşa giden yeni duruma olgunluk deniyor. Yasamışlığın, görmüşlüğün, geride kalmış üflenmiş doğum günü mumlarının bir sonucu kendiliğinden ortaya çıkıyor hayatın bir dönemecinde bu olgunluk. Ne zaman dersen herkese göre, ne kadar dolu yasadığına göre değişiyor bu olgunluk çağına ermek. İnanın bana hayattaki düşüşler, zor alınan virajlar bu zamanı hızlandırıyor. Kendi dünyanın küçüklüğünü keşfetmek ve buna rağmen kendinin kıymetini bilmek çok ise yarıyor.Bir gün hepimizin bu huzurlu olgunluğu bulmasını diliyorum.
··
17 views
Bu yorum görüntülenemiyor
Emire Nişli okurunun profil resmi
Nina Hanım'cığım teşekkürler. Bir kadın hayattır aslında. Çünkü hayatın içinde olan her şey ancak kadınlar olduğunda anlam kazanıyor. Yemek yemek, su içmek bile. Bir kadının elinden içtiğiniz suyla kendi kendinize bardağı doldurup içtiğiniz su arasındaki lezzet farkını anlayabiliyor musunuz? Anlıyorsanız ne mutlu size. Anlamıyorsanız, ne yazık ki yaşamıyorsunuz… ~Can DÜNDAR~
Emire Nişli okurunun profil resmi
Evet Ayten Hanım çok haklısınız fakat bu olgunluğa erişebilmek için ne yazık ki kendimizden çok ödün verdikten ve yıprandıktan sonra hatta yıllar geçip de yıllara yorgun düştükten sonra hissedebilip olgunlaşabiliyoruz belki de zaman içinde.
Emire Nişli okurunun profil resmi
Harikasınız vallahi ne diyebilirim ki! Nina Hanım'cığım. Yine Can Dündar'ın bir sözüyle tamamlayayım cevabımı o halde... Bir kadın güçlüdür aslında. Hatta erkeklerden çok daha güçlüdür. Ama bu gücünü her zaman ortaya koymasını sevmez. İster ki Erkeğin gücü kendisine huzur versin. Kendi kendine yapabileceği şeyleri bile Erkeğin yapmasını bekler. Böylece hem daha kadın olduğunu hissedecektir hem de erkeğinin ne kadar güçlü olduğunu görecektir. Ancak kadın gücünü göstermek istediğinde onu engelleyemezsiniz. Yapmak istediği bir şey varsa mutlaka yapar. ~Can Dündar~
Emire Nişli okurunun profil resmi
Merhaba Demet Hanım Can Dündar'ın sözlerini paylaşmak istemiştim. Derin sözlerde ben de kendimi buldum açıkçası.
Nina okurunun profil resmi
''A kadınım, A hüznümün bahçesi!..'' Can Dündar
Ayten Ernaz Tiryaki okurunun profil resmi
Haklısınız Emire Hanım, her güzel şey gibi bu da kolay kazanılmıyor!
Nina okurunun profil resmi
Ne ilginç beylerden hiç yorum gelmiyor ;)
21 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.