Gönderi

232 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Roman Estetiği ve İlkelerine Dair Bir Klasik
E.M.Forster'in Roman Sanatı isimli, yazıldığı tarihten bu yana romanın "ne"liğine ve nasıl olması gerektiğine dair en önemli ve ufuk açıcı kitabını okuma şerefine nail oldum. İngiliz edebiyatını baz alarak roman sanatının doğasını irdeleyen, ele aldığı romanlardan alıntılar yaparak detaylı analizlerde bulunan Forster'in kitabı, hâlen soruşturmalarda en önlerde çıkan yazarları ve kitapları incelemiş olmasından güncelliğini koruduğunu ispatlamış oluyor. Kendisi de çok iyi bir edebiyatçı ve roman yazarı olan Forster, romanın yapısına dair ele aldığı başlıklarda konuları örneklerle ve yetkinlikle irdelemiş. Roman Sanatı gibi hâlen güncelliğini koruyan bir edebiyat eleştirisi kitabını burada irdelemek kolay olmasa gerek. Kitabı okurken dikkatimi çeken en önemli husus, edebiyat eleştirisi alanında Forster'in yetkinliğini teslim ettiği Percy Lubbock isimli yazarın kurmaca üzerine yazdığı yapıtın hâlen dilimize aktarılmamış olduğuydu. Böyle önemli bir yapıt ki kuram kitabıdır bu, neden Türkçe'ye çevrilmez anlaşılması mümkün değil. Salt bu da değil. Max Beerhome, Norman Douglas, Norman Matson, George Meredith ve Antony Trollope gibi Forster'in önemsediği yazarların hiçbir eseri dilimize kazandırılmamış hâlâ. Bununla da kalmıyor, kitapta isimleri geçen kimi çok bilinen yazarların bazı temel yapıtları da dilimizde yok hâlâ. Bu noktada çeviri konusunda hâlen yetersiz olduğumuz çok net bir şekilde anlaşılıyor. Roman Sanatı'ndan çıkardığım en önemli sonuçlardan biri de roman sanatının o dönemde ele aldığı yapıtları nitelik olarak aşma ihtimalinin zayıflığını iddia etmesiydi. Zira Forster'a göre insan doğası kolay kolay değişmeyeceği için roman sanatında ilerleme kaydetmek de kolay olmayacaktır. Yüz yıla yakın bir süre geçtikten sonra bu iddianın geçerliliğini koruduğu görülmektedir. Forster roman yazarının kendini ve kişileri değişik bir gözle görürse ancak romanın nitelik olarak sıçrama yapabileceğini söylüyordu. Aradan geçen zaman Forster'i doğruladı. Forster o döneme göre İngiliz dilinde başyapıt olarak Tristam Shandy'yi görüyor ki bu kitap hâlâ konumunu korumaktadır. Zira Terry Eagleton'un Roman Nasıl Okunur kitabı da Tristam Shandy'yi apayrı bir yere koyuyor ve inceliyordu. Başka bir kitabı anmamız gerekirse bu noktada kuşkusuz o Moby Dick olacaktır. Forster'in "düşsellik" başlıklı beşinci bölümünde örnek gösterdiği Moby Dick, bir parça düşsellik, ermişlik havası taşır. Kitabın okunan, görünen yüzünden başka bir de gizli yönü vardır. Okumadığım için tam olarak anlayamadığım Moby Dink'in bu yönü görünenin ötesinde görünmeyen yönlere yapılan bir vurgudur sanırım. E.M.Forster, diyalogları peş peşe sıralayarak, anlam bütünlüğü ve olay örgüsü olmadan roman yazılamayacağını haklı olarak vurguluyor. Düşsellik ve ermişlik olarak vurguladığı, işin içine hayâl ürünü unsurlar katmadan yazılan romanın pek basit bir yazın olacağını belirtiyor. Başka dillerde örnek olarak da Savaş ve Barış'ı gösteriyor ki bu kitap da hâlâ en büyük roman olma özelliğini korumaktadır. Kitabın arka kapağındaki alıntıyla değerlendirmemizi sonlandırırsak: Roman Sanatı bugün de Anglo-Amerikan roman eleştirisinin temel taşlarından biri olmaya devam ediyor.
Roman Sanatı
Roman SanatıE. M. Forster · Milenyum Yayınları · 2016126 okunma
·
83 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.