Açıklamalı Mehmet Akif külliyatı Akif'in kaleminden çıkmış tüm yazıları bir araya toplamayı hedef edinmiş on kitaptan oluşan bir eser. Kitabın yeni basımı bulunmadığından almak için sahaflara müracaat etmeniz gerekecek.
Külliyatın ilk dört kitabı Safahat'e ayrılmış. Bu bölümün toplamda 2000 sayfayı bulunmasının sebebi açıklamalı olması. Kitabın bir sayfasında metnin orijinali ve sayfadaki kelimelerin sözlüğü yer alırken yan sayfada verilen şiirin açıklaması yapılmış. Yani her beyiti sözlüğe bakmadan buradan kolayca okuyup anlayabiliyorsunuz.Yalnız bu sırada metin şiir formundan nesir formuna giriyor.Siz Akif'in ne dediğini anlıyorsunuz ancak şiir kalmıyor ortada. Orijinali de elinizin altında olduğundan bu da sorun oluşturmayacaktır.
Dördüncü cilt aynı zamanda Akif'in Safahat dışında kalmış bazı şiirlerini de barındırıyor. Dört kitabın da sonuna tüm şiirler ve bazı beyitlerle ile ilgili bilgilerin yer aldığı ayrıntılı dipnotlar konulmuş ki bunu çok faydalı buldum.
Gelelim benim okuduğum beşinci cilde. Öncelikle şunu belirteyim ki sitede külliyat içindeki tek kitabı 'okudum' diye belirtemiyor, tek kitap için inceleme yazamıyorsunuz. Bu nedenle çok önceden okuduğum Safahat, bu süreçte okuduğum besinci kitap ve elime alıp incelediğim diğer ciltler için böyle bir inceleme oluşturdum.
Beşinci cilt, Akif'in Sırat-ı Müstakim ve Sebilürreşat dergilerindeki makaleleri ile dört adet çevirisini barındıran bir kitap. Akif'in makalelerde ifade ettiği fikirler ise şöyle özetlenebilir:
> Akif edebiyattaki taklitçiliğimizden şikayetçi. İran edebiyatı; bizi kötü etkilemiş,biz İran edebiyatından iyi örnekleri almamışız. Edebiyatla iyi ahlakı yansıtamamışız. Kötü taklitçiliğimizi Batı edebiyatı için de devam ettirdiğimiz vurgulanıyor.
> Söz konusu taklitçiliğin giyim kuşamda bile sürdürülmesi onu epey yaralıyor ve " Siz çocuklarınızın kafasına bir şapka geçirmekle akvamı medeniye ( medeni milletler ) sırasına girdik zannediyorsunuz. Lâkin bu pek batıl bir zandır. " demekten kendini alamıyor.
> Cemalettin Afgani' ye atılan iftiralara karşı onu savunmak da Mehmet Akif'e düşüyor. Afgani'nin 'dinden çıkmış' ve 'Vahabi' olduğu iddialarına şiirdeki muhteşem üslubunun düz yazıda da devam ettiğini ispatlarcasına muhteşem üslubuyla cevap veriyor.
> Akif dilin sadeleşmesini istiyor ancak bunun yerleşmiş sözcükleri atarak yerine öğrenilmesi zor kelimeleri koyma yoluyla yapılmasına karşı çıkıyor.
> Eğitimi, geleceğin kurtuluş yolu olarak görüyor. Eğitimde kullanılan kitapların dilinin çocukların seviyesini indirilmesi gerektiğini düşünüyor.
> Akif, camilerin yeterince iyi değerlendirilmediğinden, toplumu aydınlatacak bilgilerin halka sunulmadığından dert yanıyor . Ona göre Hac, farklı milletlerden insanların kaynaşma yeri iken doğru kişiler gönderilmeyecek bu fırsat da kaçırılıyor.
> Şair, Fransızcayı İlkokuldan itibaren öğretmeye çabalamanın gereksiz olduğunu, liseyi bitirdikten sonra isteyenlerin onu öğrenebileceğini vurguluyor.
> Akif, kişilerin heykellerin dikmek yerine onların hayatını ve fikirlerini anlatmanın çok daha yerinde olacağını düşünüyor.
> Şair, Osmanlı yazın dünyasındaki çevirilerin, kitapların, gazetelerin halkın ancak binde birine fayda sağladığını söyleyerek halka fayda sağlayacak bilgilerin onların anlayacağı bir dille yazılıp çok uygun fiyatlara onları ulaştırılması gerektiğini söylüyor.
> Fransız etkisi altında kalmak ve yazılarda intihal yapmak şairin eleştirdiklerinden.
> Şeriatı kullanarak siyaset yapan hükümetin İslam'ın imajına zarar verdiği söyleniyor.
> Ülkede gayrimüslimlerin de dahil olabileceği kaliteli ve Müslüman anlayışlı eğitim verecek okulların olmaması büyük şairi epey rahatsız etmiş.
> Yüzümüzü tamamen batıya dönmeliyiz diyenlerle doğuya dönmeliyiz diyenler arasında dengede kalmanın önemi şair tarafından vurgulanıyor.
> Akif bizde gerçekçi tasvirin gelişmemiş olduğunu vurgularken Arap ve Batı edebiyatı yerine İran edebiyatının etkisinde kalmamızı buna sebep olarak görür. Resim sanatının bizde gelişmemiş olması da diğer bir sebeptir.
> Akif'in edebiyata bakışı şöyledir:
+Edebiyatı süs değil gıda olarak kullanmalıyız.
+Edebiyat yerli olmalıdır.
+Eserler elitlere değil halka yazılmalıdır.
+Dil sade olmalıdır.
+Yazılan eserlerde toplumsal fayda gözetilmelidir.
Şiir okumada dikkat edilecek hususlar, bizde eleştirinin gelişmeyişinin sebepleri, teşbihin unsurları, esere plan yaparak başlamanın önemi Akif'in bahsettiği diğer konulardan.
Külliyatın altı, yedi ve sekizinci kitabında; Muhammed Abduh, Sait Halim Paşa, M.Ferit Vecdi gibi isimlerin bazı eserlerinden tercümeler yer alıyor. Dokuzuncu kitap Akif'in yapmış olduğu bazı tefsirler, hutbe ve vaazlar ile mektuplarını içine alıyor. Onuncu ve son kitap ise onun hayatının ideallerinin sanat ve eserlerinin incelendiği bir eser. Son beş kitabin arkasına genişçe bir sözlük yerleştirilmiş ancak beşinci kitaba konulmamış. Akif'in dili, dönemine göre ağır sayılmasa da bugün okurken bu sözlük çok işimize yarıyor.
Eksikleri olsa da bu kaliteli eser kesinlikle okumaya değer, emek verilmiş bir külliyat. Tavsiye ederim.
İyi okumalar