Gönderi

HUZ Bİ YEDİ
Gökte ey gözde Habîb, Yerde ey derde tabîb! Şükür ey Bâd-ı Sabâ, Esti rüzgâr-ı nasîb!.. Sîne; «Lebbeyke» dedi, Ne olur; huz bi-yedî!.. Yalvarır ins ü melek, Yalvarır gamlı felek, Aynı hepsinde niyaz, Aynı aşk, aynı dilek; Ey gönül mûtemedi, Ne olur; huz bi-yedî!.. Alna sürsem de kına, Yok yüzüm en yakına, Medet ey Şâh-ı Rusül, Suçla geldim kapına! Bu fenâ, ömrü yedi, Ne olur; huz bi-yedî!.. Ağlatır ruhları zül, Yanıyor dert ile gül, Çünkü cennette iken Düştü dünyâya gönül; Ey semânın kilidi, Ne olur; huz bi-yedî!.. Çok belâ etti zuhur, Arttı her yolda çukur, Şu karanlık hele dert, Sen kuşat ey yüce Nûr! De ki: «Mîrâca, hadi…» Ne olur; huz bi-yedî!.. Yedi kat kubbe ile, Dönerek tevbe ile, Sana pervâne olan, Can verir cezbe ile… İstemez ruh, cesedi, Ne olur; huz bi-yedî!.. Yüz süren toprağına, Erdi cennet bağına, Yine muhtaç bu cihan, O saâdet çağına… Yine öğret, Samed’i, Ne olur; huz bi-yedî!.. Ağlayıp ümmet için, Çırpınırken yüreğin, Tutma hâriçte bizi, Affet ey Sâhib-i dîn! Ey bu halkın mededi, Ne olur; huz bi-yedî!.. Tut elimden, gece zor, Tâ fecir, etmeye hor! Acı ey Âb-ı Hayat, Yakıyor eldeki kor! Ey sırâtın geçidi, Ne olur; huz bi-yedî!.. Enbiyâ yalvaracak, Evliyâ yalvaracak, Sana bin dille yarın, Eşkıyâ yalvaracak! Medet ey can simidi, Ne olur; huz bi-yedî!.. Bir nefes sohbete al, Bir ömür hizmete sal, Tut elimden ne olur, Ey bütün ümmete hâl! Ey garîbin ümidi, Ne olur; huz bi-yedî!.. Mescidin, cennet ili, İçi saf saf dizili, Gözlerin baksa kime, Hıçkırır can sebili… Sev, sevindir müridi, Ne olur; huz bi-yedî!.. Sen’le var oldu cihan, Sen’le var oldu zaman, Hep Sen’in hürmetine, Devreder kevn ü mekân… Ey muhabbet beledi, Ne olur; huz bi-yedî!.. Sana, ey Şahs-ı Emin, Sana’dır Arş u zemin; Methederken Sen’i Hak, Etti Kur’an’da yemin… Ey nebîler feridi, Ne olur; huz bi-yedî!.. Sen ki ekmelsin evet, Hem de ecmelsin evet, Gülden ahsen sıfatın, En mükemmelsin evet! Ey bağın tek adedi, Ne olur; huz bi-yedî!.. En büyük, Sen’de kitâb, En güzel, Sen’de hitâb, Sevmeyen kimse Sen’i, İki dünyâda harâb… Varlığın ey kebedi, Ne olur; huz bi-yedî!.. Gel deyip eyle nidâ, Sana her canlı fedâ, Ey hidâyet güneşi, Ne olur, etme cüdâ! Yansın iblis hasedi, Ne olur; huz bi-yedî!.. Ey Hudâ mûcizesi, Ey fazîlet müzesi, Hakk’a râm olmak için, Sen’de îman vizesi… Affın ey her çeşidi, Ne olur; huz bi-yedî!.. Öyle eşsiz cihetin, Şefkatin, merhametin; En günahkâr kula da, Bir deniz, mağfiretin… Keremin, ey reşidi, Ne olur; huz bi-yedî!.. Vird imiş pak diline, «Ümmetî!» lâfzı yine. Bu, cesâret veriyor, Sarılırken eline… Ey şefâat senedi, Ne olur; huz bi-yedî!.. Çöle, Sen rahmet içir, Gül edip kayda geçir! Ne kadar sarsa diken, Düşmeyen tâca çevir! Ey nübüvvet şehidi, Ne olur; huz bi-yedî!.. Yandım ey gonca bugün, Var mı hicrâna düğün? Gözde yaş dinmeyecek, Hele seyrettiği gün… Eyle imdâd-ı bedî, Ne olur; huz bi-yedî!.. Es-selâm ve’s-salevât, Sana binlerce salât! Sana; Seyrî ve bu halk, Can-fedâ, ey hasenât! Eyle makbûl, ebedî, Ne olur; huz bi-yedî!..
Muhammed Ali Eşmeli
Muhammed Ali Eşmeli
16 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.