Gönderi

88 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 3 days
Türkiye’nin Nietzsche’si Oruç Aruoba. Yazar, şair, felsefeci kısaca çok yönlü bir insan. Akademisyen olarak başladığı kariyerine yazar ve çevirmen olarak devam etmiş, edebiyatımıza inanılmaz katkıları olmuş. Bence Türkiye‘nin yetiştirdiği en önemli düşünürlerden biri. Hume, Rilke, Wittgenstein, Nietzsche, Von Hentig, Başo ve Celan‘ın eserlerini Türkçe’ye çevirerek literatürümüze kazandırmış. Özgün ve yalın bir stille yazdığı haiku tarzındaki şiirleri yediden yetmişe bir çok okuyucuya ulaşmış ve sevilmiştir. (Haiku bugün tüm dünyada meşhur olan geleneksel bir Japon şiir türüdür). Aruoba, aforizmalara dayalı felsefi metinleri oldukça başarılı bir biçimde kaleme almış. İnsanların ona neden Nietzsche dediğini daha iyi anladım kitaplarını, yazılarını, çevirilerini okuduktan sonra. İlle sen nesin diye sorulacak olursa kendisine "Yazar" derdi. Yazıları Metis yayınları ve Yapı Kredi Yayınları tarafından basıldı. 72 yıla onca eser bıraktı. Birçok insan ölene kadar varlığından bile haberdar değildi. Bizlere kazandırdığı metinler,çeviriler, şiirler, onca güzel eserler için minnettarız. Yazarın okuduğum ilk kitabı "Hani" oldu. Şiirin ve felsefenin iç içe geçtiği bir eser. Bu eseri Şimdi, Hani, Hayal ile Gerçek ve Şiir ile felsefe Üzerine Dağınık Notlar isimlerinde üç bölümden oluşuyor. Yazarın diline alışık olmayanlar biraz zorlanabilir okurken ama kitabın sonuna geldiğinizde iyi ki tanımışım ,iyi ki okumuşum diyeceksiniz. Yazımı küçük bir alıntıyla sonlandırmak istiyorum : "Kendi olarak, sana gelen sana gereksinimi olmadan, seni isteyen sensiz de olabilecekken, seninle olmayı seçen kendi olmasını, seninle olmaya bağlayan O, işte"...
Hani
HaniOruç Aruoba · Metis Yayınları · 20184,412 okunma
·
14 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.