Gönderi

500 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 64 days
Vandana Shiva ve Maia Mies’ın, çalışmalarını bir araya getirerek oluşturdukları sosyokültürel bir kitap. Adına bakılarak büyük oranda yanlış anlaşılabilecek ve ön yargı ile yaklaşılabilecek bir kitap. Fakat şöyle söyleyebilirim ki; bu kitap herkes için ve içinde düşmanlık içeren bir şey yok. İki farklı yaşam tarzı olan yazarın (Üçüncü Dünya-Batılı) doğanın ve kadının yüzyıllarca sömürüldüğünü farklı bakış açılarıyla anlattığı bir kitap. Bir bölümde Maia Mies’tan üreme teknolojilerinin batı da nasıl kullandıklarını bahsederken öte yandan Vandana Shiva’nın ülkesinde bunun yüzünden sömürülen kadınların olduğunu görüyorsunuz. Bu gibi kitapların yazılış amaçları aşağı yukarı aynı fakat içinde bir sürü değişik bilgiler de bulunmakta. Üreme teknolojilerinin işçi vs. sıkıntısı olduğu için kapitalist düzenin kontrolüyle kaldırılması sonra tekrar nüfus artışıyla tekrar geri dönmesi ve bunun yüzünden kadınların suçlanması, nefes almam gereken ilk durak oldu. Çünkü ben de yazılan gibi bunun biyolojik bir içgüdü den kaynaklandığı ve maddi yetersizlik yaşayan bir ailenin bazı doğum kontrol yöntemleri kullanarak hem kendi hem çocuklarının hayatları için iyi bir seçim yaptığını düşünüyordum. Çok sığ bir düşünceymiş. Arkasında yatan bir sürü neden ve sonuç ilişkisi varmış. Üreme teknolojilerini geliştirirken yapılan çalışmalardan sömürülen kadınlar var(!)(Hindistan, Bangladeş vb). Gelişmiş ülkeler için yapılan her şey üçüncü dünya ülkelerinde yaşayan insanlarda yani kadınlarda denenip uygulanıyormuş. Kitapta, bilgiyi elde etmek için doğaya ve kendimiz olmak üzere insanlara yönelik şiddet gerekli ise o halde hemen bir etik soru doğar diyor: ‘çizgiyi nereye çekeceksiniz?’. İşte bu soru bilimin nasıl uygulandığı, nasıl kullanıldığı ve ne için yapıldığı sorusunu da beraberinde getiriyor. Bu kadınların sadece üreme değil normal hayatını idame ettirme konusunda da her şeyleri (geçim kaynakları vs.) ellerinde alınıyor. Son bölümde de nüfusun çevresel sorun olup-olmadığı ilgili beni şaşırtan mantıklı tespitler bulunuyordu. Kitap boyunca ne düşündüm biliyor musunuz? Hayatımız bazı görünmeyen insanların yönetiminde ve bizlerde özellikle kadınlar ve tabi ki doğa da Bacon’un gördüğü sermaye gibi onların ellerinde savruluyoruz. Bir de para gibi bir kağıt parçası ve güç yüzünden insanları sömürme gibi işlere kalkışan bu insanların kadınları, yoksulları suçlaması da tam bir ikiyüzlülük. Doğa’nın efendisi siz değilsiniz haberiniz olsun:)… Farkındalık ve bilinç bizim elimizde. Bir kadın olarak nesil yetiştirme, bir insan olarak kendimizi (erkek-kadın) idame ettirme elimizde. Bireysellik önemli. Ses çıkarmaya devam… Kitabın içinde çok güzel bilgiler var mutlaka okuyun. Bitirdikten sonra araştıracağınız bir sürü kaynakta olacak. Şimdilik adios.
Ekofeminizm
EkofeminizmVandana Shiva · Sinek Sekiz · 201834 okunma
·
94 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.