Gönderi

331 syf.
·
Puan vermedi
·
24 günde okudu
İçimizdeki Şeytan ( Sabahattin Ali) Okuduğunuz bir kitap sizi sarıp sarmalamıyor ve sarsmıyor ise, o kitabın değeri konusunda vereceğiniz yargıda olumsuz bir tutum sergilemeniz sizin hakkınızdır. Ama bahse mevzu kitap, hâkikatın şamarını yüzünüzde hissettiriyorsa, işte o noktada kitabın hakkını vermek üstünüze hak olur. Sabahattin Ali, kendi döneminin insan psikolojisini en iyi tahlil eden ve bunu da ustaca eserlerine yediren, sayılı yazarlardan biri... Eserlerinde genellikle güncelliğini hiç yitirmeyen aşk konusunu işleyen ve bunu adeta bir maske olarak kullanıp kurgunun sarmalında yine kendi döneminden seçtiği karakterlerin maskelerini bir bir indiren ve nihayet okuyucusuna da gerçek yüzünü, her sabah baktığı aynadaki aksi gibi açık ve berrak bir şekilde görme imkanı tanıyan bir üsluba sahip. Kitaba gelecek olursak... Son zamanlarda okuduğum kitapların içinde, beni en çok etkileyen bir kitap oldu diyebilirim. Sayfalar ilerledikçe, kitabın bir aşk hikayesinden ibaret olmadığını; zamanının ( 2. Dünya savaşı) ekonomik darlıkla cebelleşen üniversite gençliğinin çıkmazlarını, kendini münevver addeden simaların söyledikleriyle uyuşmayan hayat tarzlarını, bir kimlik arayışında olan gençlerin kötü ellerde savruluşlarını, hakkın/haklının gücü yerine, gücün hakkının rağbet gördüğünü vs. mahirce bir kurguyla işlendiğine tanık oluyorsunuz. Kitap, olaylardan çok iç diyaloglarla okuru bir iç muhasebeye sevk ederek, okurun kendi içine doğru bir yolculuk yapmasını ve böylelikle kendini gerçekleştirmesine ciddi bir katkı sağlıyor... İnsan üzerinde bir kişisel gelişim kitabı etkisi bırakıyor diyebilirim!. Diğer yandan insanı kendinden uzaklaştıran kışkırtıcı iç güdülerin ve psikolojisini altüst eden amillerin toplumdaki her bireyde farklı bir şekilde tezahür ettiğini, her bireye bu dünya denilen yerde ayrı roller biçildiğini ama yine herkesin bulunduğu rolde iyilik ya da kötülüğü kendi tercih ettiğini, dolayısıyla kader denilen şeyin biraz da kişinin kendi çabasına bağlandığını romandaki karakterler üzerinden okuyorsunuz. Çoğu zaman yaptığımız hatalara, yanlışlara şeytani bir kılıf uydurarak ‘bunu bana şeytan yaptırdı.’ Diyerek topu taca süreriz. Oysa şeytana uymanın bizi sorumluluğumuzdan teberri ettiğini zannederek en büyük gafı işlediğimizin farkında bile olmayız. Sabahattin Ali tam da burada bize şu hatırlatmayı yaparak bizi sorumlu davranmaya çağırır: “Halbuki ne şeytanı azizim, ne şeytanı? Bu bizim gururumuzun, salaklığımızın uydurması... İçimizdeki şeytan pek de kurnazca olmayan bir kaçamak yolu... İçimizde şeytan yok, içimizde acz var... Tembellik var... İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: Hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var...” Ömer ve Macide ikilisinin hazin ve dramatik öyküsünde kendinizden bir şeyler bulacağınıza eminim. Bu serüven, sizi yaratılış kodlarınıza, yani özünüze götürecek, benliğinize hükmeden ve zaaf göstermenize sebebiyet veren asıl şeyin ne olduğunu kulağınıza fısıldayacak... Okuduktan sonra faturayı şeytana değil nefesinize kesecek ve asıl sorunun tutumlarınızda saklı olduğuna kanaat getireceksiniz... FAYSAL ALTUN
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Koridor Yayıncılık · 2022173,4bin okunma
·
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.