en açık yüreğim yüzün senin
en açık yürekliliğim gözlerin senim
senin adınla başlar güne benim de gözlerim.
ilk harfidir bakışlarımın dilinde,elalım
arkası kopkoyu yalnızlık günümün
imkansız aşk düğümlüsü dolaşığım...
tay bacaklım, ay parçam
atın soylu güzelliğine katarak sevdiğimsin...
sağrılarına hasretim
suların yer altına çekildiği,
kuşların göçten dönemediği
ve giderken dağların yaralarını kanatlarıyla
tarayıp sardıkları bir ülkem,
bir çocukluk hasretimin adı başlangıcısın...
gel al beni,
her ilişkide bir parçası kalan ömrümü toparla
sonra da al götür
atlara üryan binilen o topraklara...
kekliğe pusu kurulmayan kendi sesinden,
rüzgarlara rengini veren kızıl güllere
çık sular gibi çıplak dağlara,
nevrozlara suların azizliğine,
sohbetin demine,
bir masal boyu köyüme al götür
ölümün ağıtlardaki güzelliğine...
orda o dağ köylerinde kağın'da
gece yarıları pencereye ince bir türküyle,
eşkıyalar suya ekmeye inerler
ağızlarına inercesine sanki öyle rahat
bıyıkları gibi sarkarlar evlerin içlerine,
çocuklar korkmasın ya da öykünmesin diye
pusatsız tekin,
gövdelerinde taş diplerinin soluklanması,
dipdiri yürekleriyle...
tehdit gibi dolaşsalar da dağlarda
asıl tehditin yalnızlık olduğunu,
insani olmadığını en iyi bilen eşkıyalar.
daha karanlıkları kuşatılmamış,
o yerlere al götür...
al götür unuttum konuşmayı kent ikliminde
susmalar usul usul mühürlendi dilimde...
benden yeniden bir dil yarat,
senle başlayan elahar'ım
kanatacaksan sen kanat,
atları seviyorsun ya atsız kentlere inat,
sen kanat...
bu kentte çürüdüm, içim rahat
yeterki sen kanat...
al köpüklenen sağrında sağalt
kanatacak kadar...
sonra kanatlarından korkmayan,
kırlangıçların indiği sulara götür...
yıka beni kuşlarca
akıtayım ketli gençliğimi eynimden.
yollara kurdum gözlerimi,
seni getirecek ayaklarına...
göğsünü verecek yollara ricada buldum
benden önce öpmesin o canımın içlerini
çakıllarla taşlarla incitmesin....
parmak uçlarından başlayacağım,
eğilip öpmeye.
istanbulu ayaklarının altına
turap edip sereceğim
dalgın ve yorgun yüreğim gibi
çileli ayaklarına...
al götür beni elahar
sesimin soluğumun kaynağı,
türkülerimin yağmalanmadığı o iklime....