Neden bu kadar abartıldığını anlayamadığım nadir kitaplardan biridir Sineklerin Tanrısı. Genel anlamda okuma düzenime, programıma, alışkanlıklarıma baktığım zaman çok kolay bir şekilde modern edebiyatı ve modern klasikleri çok severek okuduğumu fark edebildim fakat bu kitap üzerimde tarif edilemeyecek, anlamsız bir tesir bıraktı. Kitap "Dünyayı çocuklar yönetsin." söylencesine bir antitez olarak yazılmış , felsefi içerikli ve varoluş sorununu ele almış bir eser. Konusu ise kısaca ; Bir savaş sırasında güvenli bir bölgeye götürülen 6-12 yaş aralığındaki erkek çocuklarının uçak düşmesi ile birlikte bir adada mahsur kalması ile başlıyor. Adada ki yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesi , hayatta kalma çabaları , gruplaşma , demokratikleşme denemeleri,kurallara aykırılık gibi durumlar üzerinde hayli durulmuş. Fakat tüm bu girişimlere rağmen çocuklar ait oldukları İngiliz medeniyetinin birer örneği olmaktan ziyade ilkel dürtülerine yenik düşerek , içerlerinde var olduğu iddia edilen saf kötülüğün esiri olup , kaçınılması imkansız bir kaos ortamı yaratmışlardır. Yani kitap özünde, çeşitli alegori ve sembollerle bir olay örgüsü içinde ele alınmış insan doğasının kendi içerisindeki çatışması , saf kötülük kavramlarıdır. Kitabı neden beğenmediğim, zar zor okuma sebeplerime gelecek olursam; ilk olarak kitabın özü o kadar geri planda kalmış ki yapılan gereksiz betimlemeler , uzadıkça uzayan olay örgüsü, verilmek istenen mesajı gölge de bırakmış. İkinci sebep ise ; (bu tamamen kişisel sebepler ile ilgili) kitabın sürükleyicilikten yoksun olması ve her ne kadar şeffaf bir dili olsa da okurken kişiyi yorması . Bu sebeplerden ötürü kitap bende olumsuz bir etki bıraktı. Not: Kitabı delicesine sevenler lütfen linç etmeyin. Kitabı iki defa okudum fakat gerçekten bende iz bırakamadı.

Sineklerin TanrısıWilliam Golding · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202080.4k okunma

·

137 views

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

sevim