Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

432 syf.
8/10 puan verdi
·
8 saatte okudu
Gerçekten yalnızdı. Ve hep öyle kalacaktı.
Shadow and Bone üçlemesinin sonuna gelmiş bulunuyoruz, dostlar. Baştan söyleyeyim, uzun mu uzun bir inceleme olacak. Birinci kitabı bitirdiğimde beraberinde diğerlerini de almadığım için pişman olmuş ve yeterlilik sınavımın da yaklaşmasıyla seriye ara vermek zorunda kalmıştım. Halbuki bana Rusça grameri ve klasik dünya edebiyatının arasında sıkıştığım bir dönemde "oh" çekmek gibi gelmiş, beni rahatlatmıştı. Bir arkadaş daha incelemesinde bahsetmiş, serinin ilk kitabını beğensem de fazla etkilenmemiştim ama son iki kitabı bitirene kadar uyuyamadım. Ciddiyim, son kitabı öğlen okumaya başlayıp sabah dört sularında bitirip uyudum. Grishaverse geniş bir evren ve sevilen YA (Young Adult/Yetişkin Edebiyatı) roman yazarlarının da (Rick Riordan ve Veronica Roth) desteğini almış yazılma sürecinde. Ülkemizde fazla bilinmese de dünyada hatırı sayılır bir popülaritesi olan bir seriden bahsediyoruz. O yüzden hakkını vermek gerekiyor, Leigh Bardugo'nun usta karakter yaratıcılığının eşliğinde gayet keyif alınabilir bir seri. Şimdi gelelim son kitabın incelemesine, SPOILER uyarımızı da yapalım. Kitabın böyle bitmesini beklemiyordum. Gerçekten. Darkling'in (Evet, Karanlıklar Efendisi demeyi reddediyorum çünkü bu çeviri karaktere hakkını vermiyor), bir şekilde yenilmesi gerekiyordu ama Alina'nın, göğsüne Malyen'in kanı bulaşmış bir bıçağı saplamasıyla öleceğini düşünmemiştim. Dramatik bir son olduğu kesin, özellikle ölürken katilinin gözyaşlarını silip kendisinin ismini söylemesini ve onu yalnız bırakmamasını istemesiyle en sevdiğim villian ölümleri arasına girdi. Darkling zaten başından beri çok iyi bir villiandı. Soğukkanlı, karizmatik ve kararlı olması onun genel "kötü karakter" sınıfına koyarken, onu diğerlerinden ayıran şey gereksiz yere kan dökmemesi oldu. Alina'yı acımasız ve amacı uğruna her şeyi yapabileceğine inandırarak kendine bir avantaj sağlamıştı ve bence çok da dahiceydi. Alina ve arkadaşları öğrencileri kurtarmak için gizlice gemiye girerken, Darkling öğrencilere zarar vermeyi hiçbir zaman düşünmemiş ve onları güvende tutmuştu, gemide bile değillerdi. Sarayda öğle yemeklerini yiyorlardı. Ekibimiz için güzel bir tuzaktı. Bu yaptıklarını aklamasa da özgün bir villian olduğunu bize kanıtlamış oldu. Darkling'i seviyor muyum? Kesinlikle. Peki kendisinden aynı zamanda nefret de ediyor muyum? Kesinlikle. Bunu da Leigh ablamızın güçlü karakter yaratıcılığına borçluyuz. Öte yandan Malyen ve Alina'nın mutlu sonları beni şaşırtmasa da gülümsetti. Alina'nın güçlerini tamamiyle kaybetmesi ve diğer Güneşin Elçileri'ni yaratması hoş bir dokunuş olsa da içimde bir burukluk yaratmadı değil. Belki de bu, Darkling'in aksine, Malyen ve Alina'yı birbirlerinin "eşitleri'' yapmak içindi. Riskli ama etkileyici bir seçim olmuş. Malyen'in gerçekten ölmesini beklemiyordum, bir çözümü bulunur ve gerek kalmaz diye düşünmüştüm ama Malyen parmaklarını Alina'nınkilere dolayıp Grisha bıçağını göğsüne sapladığında tüylerim diken diken oldu. Geri dönüşü biraz aceleci olmuş ama şikayetçi değilim. Nikolai'ın trajik hikayesine gelecek olursak, Darkling'in merhametsiz oluşunu kanıtlar nitelikteydi. Prensimizi bir kahraman olarak öldürmek yerine onu en çok nefret ettiği şeye, bir Nichevoya'ya dönüştürmüş olması şok ediciydi. Leigh Bardugo okuyuculara bu şekilde bir tokat atmış diyebiliriz. Sonunda istediği tahta oturmuş olsa da gerçek anlamda bu olay onda (parmaklarında) karanlık bir iz bırakmış ve kraliçesiz kalmış oldu. Daha sonra Malyen ve Alina'nın kurduğu yetimhaneye yaptığı ziyaretlerde hiç çıkarmadığı eldivenlerin altının çizilmesi de güzel bir detaydı. Zaten Nikolai'ın hikayesi de bitmiş değil, hatta kendi serisi var (zamanı gelince onu da okuyacağım). Diğer yan karakterlere değinirsek, hepsinin sonları gayet tatmin ediciydi. Özellikle Zoya'nın karakter gelişimi önemli bir detaydı. Bu güzel seriyi okuduğuma çok mutlu oldum ve bitirdiğimde de içimde de tatlı bir burukluk hissi bıraktı. Olay örgüsü çok özgün olmasa da karakterleri kesinlikle öyleydi. Bitirir bitirmez Grishaverse serisinin Six of Crows ikilemesine başladım. Bu arada Netflix, Shadow and Bone ismi altında iki seriyi harmanlamış ve dizinin bu sene yayınlanması bekleniyormuş. Bence dizi gelmeden hazırlığınızı yapın ve o seriye de göz atın. Eğer şimdiye kadar bu uzun incelememi okuduysanız teşekkür ediyor ve iyi okumalar diliyorum.
Çöküş ve Yükseliş
Çöküş ve YükselişLeigh Bardugo · Martı Yayınları · 20154,019 okunma
·
44 görüntüleme
Dilay okurunun profil resmi
Update: Ben Barnes'ın dizide karakteri bir üst seviyeye taşıdığını da ekleyelim. Gidin izleyin.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.