Mozart ve Deyyuslar geldi. Üstte adını saydığım tüm eserleri çok severek okudum, hep toplumumuza, insanlığımıza dair bir şeyler buldum. Yaşadığımız toplum hep eleştirildi, hep eleştirildi...
Bu hikayenin,
Bir Elin Sesi Var ‘in, çok fazla televizyon ve bünyesinde barındırdığı programları seyretmenin etkilerine karşı uyaran sosyal bir hiciv olduğunu gönül rahatlığı ile söyleyebilirim.
Öykünün tam oratasında iki kişilik bir ailemiz var. Kahramanlarımız; Janet ve Howard…
Janet ve Howard + Televizyon…
Janet ve Howard + Para…
Janet ve Howard + Son.
Biraz anlatayım isterseniz !?
Janet ve Howard, ailevi sorunları ve iş stresi, yemek yeme ve televizyon izleme rutinine kendilerini kaptırmış, hayatın içinde yuvarlanıp giden, Bradcaster'ın orta sınıf sakinlerindendir.
Janet güzel, ama eğitimsiz, yeteneksiz bir kadındır.
Howard ise, nadir görülen bir yeteneğe, fotoğrafik bir hafızaya sahiptir. Aynı zamanda kitaplar ve edebiyat konusunda bir uzmandır. O bu özelliklerini birleştirir ve bir yarışma programında büyük miktarda para kazanmak için kullanır.
Howard'ın servet kazanması, çiftin hayatında ister istemez kökten değişikliklere sebep olur.
Bu kitapta,
Anthony Burgess bu değişiklikleri ele almış. Bilgi yerine servete verilen öneme dikkat çekmiş, bu tutum karşında hoşnutsuzluğunu dile getirmiştir.
Satırlarında sanki kolay para ve ün getiren yarışma programları ve eğlence dünyasına tepki vardı. Zaafları, düşkünlükleri ile bu tür programlara prim verip servet kazanan/kazandıran izleyicilere öfke de vardı...
Kolay kazanılan paranın, daha önce sahip olamadıkları şeylere ulaşmalarına, daha güzel giyinmelerine, daha pahalı yemekleri tatmalarına, tadını çıkarmalarına izin veriyor olması Janet’i mutlu ediyordu.
O, televizyondan aşırı derecede etkilenen ve maddiyatçı toplumun bir temsilcisiydi.
Ama bu kolay yollardan gelen servetin günlük yaşantılarındaki cehaleti yok edememesi Howard'ın hiç hoşuna gitmiyordu. Aydınlanma yerine eğlence sağlayan yaşadığı bu hayattan sık sık hayal kırıklığına uğramaktaydı.
Kısa bir kitap olmasına rağmen inanılmaz derecede iyi yazılmış bir eser. Ticari kaygıların yükselmesi ve toplumdaki madde sevgisinin çoğalması karşısında yazarın tutumu, kişisel rahatsızlıklarının kaleme alınmış somut bir örneğidir. “