Gönderi

Notlar
--- Avrupa resim geleneğinde göz merkez alınır. ---Kameranın icadına kadar göz, dünyanın insan için merkeziydi. ---Tablolara işlenmiş anlam onu çeken kameranın hareketi veya ses kullanımıyla manipüle edilmeye açıktır. ---Film içerisinde kareler doğru sıralanmalı ki hikaye zaman akışı içerisinde doğru anlaşılsın. --- Bir resimin anlamı öncesinde ve sonrasında ne gösterildiğine göre de değişir. --- Kadınlar sürekli nasıl göründüklerinin hükmünü veren bakışlara maruz kalırlar. ---Bir yağlı boya tablo aldığınızda, resmedilen objenin temsil ettiği görüntüyü de almış olursunuz. --- Modern araçların, anlamının değişmesine rağmen kopyalayıp çoğalttıkları görsel sanat ürünlerini çoğu insan hala deneyimlenmesi gereken üst bir tecrübe olarak dile getirir. --- Avrupa yağlı boya sanatı diğer dönemlerden farklı olarak elle dokunurluk, ağırlık, doku, sağlamlık, resmedilenin anlaşılabilirliği üstüne eşsiz bir vurgu yapmaktadır. --- Gerçeğin materyalist bir tavır ile ele alınması bilimsel bir tavrın parçası idi. Ama elle tutulabilir olması ‘sahiplenme duygusu’ ile yakından ilişkili hale geldi. ---Diğer kültürler durgun, ritüelimsi, hiyerarşik ve semboliktir. Sosyal ve kutsal bir düzeni temsil eder. Ancak Avrupa resim sanatı durgun bir düzen yerin, bir şeyler alabilmeyi, tedarik edebilmeyi yüceltmiştir. --- Bazı tür yağlı boyalarda sanat tarihinde görülmemiş bir şekilde mal mülk methediliyordu. Ve bu objeler resimin ana karakteri oluyordu. ---Resmedilmiş yiyecekler iki şeyin göstergesidir; sanatçının el becerisi, sahibinin zenginliği. ---Her bir portre “Ben bir zamanlar vardım ve buna benziyordum” diyen bir kanıttır. Aynı zamanda “ Ben saygı ve kıskançlık duyulandım” demektir. ---Kadınların kıyafetleri gözkamaştırıcı abartılıkta iken yüzleri sade ve parıl parıldı, daha önce hiç yapılmadığı bir şekilde. --- Mitleri anlatan tablolar zamanın insanları için kendi hayalgüçlerindeki hikayelerle tamamlanan sessiz filmlerdi. ---Rembrandt gençken ve yaşlıyken yaptığı iki farklı tablosunda iki farklı stil ve metot kullanmıştır. Gençken geleneksel şekilde resimin sahibini prestij ve zengiliğin reklamı olarak resmetmiş ancak yaşlılığında ise maddi her şeyden arındırarak sadece varoluş üzerine bir anlatım gerçekleştirmiş. ---Artık resim anlamında geleneksel tablolar kalmadı, onların yerini reklamlar aldı. Reklamlar insanlarda sahip olma arzusu oluşturmayı hedefliyor. ---Reklamlar bizi bir bakımdan daha zengin yapacağını iddia eder, bize para harcattırırken. --- Eskiden farklı olarak yeni görüntülerde cazibe de vardır. Çünkü eskiden kıskançlık bu kadar kişisel algılanmıyordu. Demokrasinin herkese statü kazanabilme yolu açmasıyla, o statüleri kazanmış sadece bir avuç insan kıskanılmaya başlar. ---Eski tablolarda her ne kadar zenginlik sahibi insanların nasıl sömürerek zengin oldukları resmedilmemiş olsa da gösterilen şey en azında gerçek hayat durumu ile alakalıdır. Reklamlar ise özendiğimiz bir yaşam tarzına yalvarıştır. -- Reklamlar bize başka bir statü vaat ederken para kazanmak sanki bir sihirmiş gibi lanse edilir. ---Reklamlar hem güzeli vaat eder hem de korkutur. İstenilen olmama korkusu gibi. ---Reklam, dünyanın farklı yerlerindeki toplumsal mücadeleleri içerik için malzeme yaparak manipüle edilmiş bir şekilde kullanabilir. --- Reklamların yarattığı sanal dünya ile hayatın trajedisi arasında çok keskin geçişler yaşanabiliyor, bir dergideki kusursuz bir reklam fotoğrafının arkasından gelen mülteci fotoğrafları gibi. İkisi de güncel kültürün bir parçası ve gerçeklik bozulmuş durumda.
·
45 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.