Gönderi
Gerçek nedir? İçinde yaşadığımız hayat mı? Ya da başka bir hayat mı? P.K.D. bilimkurgu, gerçeklik ve sistem eleştirisini harmanlıyor. Bizleri geleceğe götürüyor, ardından geçmişe. Bu da yetmiyor yok ediyor; dönüştürüyor ve yeniden var ediyor.
Kitap 1992 yılında geçiyor. Bu yılda her şey parayla çalışmaktadır. İnsanlar gömülmez ve yapay donduruculu tabutlara yerleştirilerek yarı yaşamda yaşamaları sağlanır. Yine hainler vardır. Tabi ki bunlara karşı koyacak kişiler.
Kitap 1992 senesinde başlıyor 1939 senesinde bitiyor. Dick ise bu kitabı 1969 yılında yazmıştır. Kitap Glen Runciter diye bir adamın sahip olduğu şirketten bahseder. Bu şirket, özellikle büyük kişilerin ve şirketlerin içine sızan Psi olarak adlandırılan sistem bozguncuları olarak niteleyebileceğimiz kişileri devre dışı bırakmak için çeşitli durdurucular kullanır. Bu durdurucular üstün güçlere sahip kişilerden oluşur. PSİ denen varlıklar ya da kişiler sisteme girmeye çalışınca durdurucular onları deşifre ederek yok etmeye çalışır. Bilin bakalım insanın aklına ne geliyor. Evet bildiniz! matrix. Devamında ise Runciter'ın şirketine başvuran ve ayda koloni kurmuş bir şirketin başvurusu sonucu aya göreve gidiliyor. Bu görevde meydana gelen patlama sonrası çeşitli olaylar gelişiyor. Runciter bu patlamada ölmüştür. Şirketin ikinci adamı olan joe ve diğer çalışanlar ise sürekli geriye gitmektedir. Ta ki 1939 yılına kadar.
P.K.D’nin en iyi yaptığı şeylerden birisi olan sistem eleştirisini bu kitabında da görüyoruz. Bunu ileriyi öngörerek yapmaya çalışıyor. Örneğin evdeki kapıların sadece parayla açılıp kapatılması buna örnek. Günümüze yakın öngörülerde bulunmuş bana göre. Özellikle büyük şirketlerin ve önemli kişilerin kollanıyor olması ve bu şirketleri alt etmeye çalışanların yok edilmeye çalışıyor olması iyi kötü ikilemine neden oluyor. Dick PSİ denilen bozguncular hakkında herhangi bir bilgi vermiyor. Ya da şirketlerin daha da büyümek için yaptıkları kan emiciliğe de değinilmiyor. Fakat çaktırmadan anlatıyor. Günümüze baktığımızda da PSİ denilenleri görüyoruz: grev yapan işçiler, adalet arayanlar, özgürlüklerin peşinde koşanlar, eşitlik isteyenler, ırkçılığa karşı olanlar, siyasi görüşü farklı olanlar olarak uzar gider. Durdurucular ise kolluk kuvvetleri, paralı silahlı kişiler vb. Ayrıca dikkat çeken bir olgu da eski zamanların tekelci devleti yerine şirket temelli bir yapının var olduğu. Şirketler şirketlerle iletişim halinde. Şirketler şirketleri koruyor. Sadece Birlik adı verilen bir üst yapı var. Dick devletlerde oluşan ya da oluşacak çözülmeleri ve yerlerini şirketlere bırakarak tekelci yapılarına son verdiklerini/vereceklerini bu şekilde öngörüyor. Günümüzde özelleştirme ile bunu görüyoruz. Ya da daha çok ABD'de kiralanabilen silahlı kişilerin güvenliği sağlamak için çalıştıklarını görüyoruz.
Kitap ilerleyen kısımlarında daha da enteresan bir hal alıyor. Bundan ayrıntılı söz etmeyeceğim. Çünkü kitabı okumayanlar da incelemeye göz atabilir. Zamanda geriye gidiş ve şimdiki metaların geçmişe doğru ilk hallerini almaları ve tam olarak yok olmamaları da enteresan bir ayrıntı. Bu bizi ubik’e kadar götürüyor. Ubik tam olarak ne olduğu belirsiz bir şey. (Spoiler) kitabın sonunda ubik her şeyin başlangıcı olarak anlatılıyor. Her şeyden önce ubik vardı. Ubik ile ilgili bu yazılanlar bizi tanrıcı bir yaklaşıma götürüyor. Dick ileriki yaşamında yaklaştığı tanrı kavramını burada önümüze seriyor. Tanrı yaklaşımını bu şekilde kurken karşımıza idealler dünyası çıkmaya başlıyor. Gerçeklilk üzerine yaklaşımında kullandığı metaforlar mağara alegorisini hatırlatıyor. Yaşamın gerçekliğine sorgulamalar yapmaya başladık. P.D.K bunu kendi üslubuyla yapıyor ve bu üsluba neden olan şey de ruh hali veya kullandığı maddeler olabilir. Platon ideanın tepesine tanrıyı koyar. Alta doğru sıralamaya başlar. Ona göre tanrı başlangıçtır. Diğer her şey sonrasında var edilmiştir. Buna göre, idealar ve algıladığımız dünya farklıdır. Mağarada olduğu gibi gölgeler birer sanıyken, gölgelere ait nesneler ise idealardır. Ancak bu bağlamdan bakarsak Dick bize sadece alegorinin sanı kısmını gösteriyor. İdea olan ubik ise hala içeriği bilinmeyen bir madde olarak devam ediyor. Toparlayarak olursak Dick de idea olarak Ubik'i bize göstermiş.
İyi okumalar.
·
105 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.