Gönderi

448 syf.
9/10 puan verdi
Yazar bu kitapta, Don bölgesinde yaşayan halkın sosyal ve ekonomik detaylarını titizlikle anlatılıyor, devrim sırasında Rus halkının ortak kaderine içten şahit oluyor. Bolşevizmin o bölgeye gelip kök salmaya başlamasıyla birlikte ortaya çıkan yeni bir sosyal yaşamın izlerini sürerken Sovyet kırsalında kolektif çiftlik sistemin 1928 ila 1940 yıllarındaki hareketini, doğuşunu ve gelişimini iyimser ama bence çok açık bir şekilde taraf tutarak ve kolektifleştirmenin başarısı konusunda propaganda yaparak anlatıyor. Aslında bu yönüyle kitap 1930’lardan günümüze kadar Sovyet yaşamını anlamak isteyenler için tarihsel bir belge görevini üstleniyor diyebiliriz. Kolektifleşmenin tanımına ve tarihine kısaca bakacak olursak, kolektivizasyon Stalin’in parti liderliğini yaptığı 1928-1929'da başlayan, temelde toprak sahiplerinden toprakların alınıp kolektifleştirilmesi fikrini içeriyordu. Böylelikle tarımda özel mülkiyetin yerini geniş ve ortak mülkiyet esasına dayalı tarım alanları alıyordu. Dönemin Sovyet yöneticileri sanayide olduğu kadar, tarımda da köklü bir yeniden yapılanmaya girişilmedikçe sanayileşmenin tehdit altında olduğu düşünülüyordu. Endüstriyel yöntemlerin tarıma uygulanmasıyla sanayide olduğu gibi tarımda da büyük bir atılım gerçekleşeceğine inanılıyordu. Tarımın sanayileşmesi kırsal ekonomide devrim yapmanın en kestirme yolu olarak görülüyordu. Makineler bir kez sabanların yerini alınca, hızla göz kamaştırıcı sonuçlar alınmaya başlayacaktı. Yazar kitabını yazarken kolektifleşme problemlerini parti liderleriyle tartışmış, onlara kitabından bölümler okumuş, köylülerle görüşmüş, onların fikirlerini kitabına dahil etmiştir. Kitabın son cümlesi “Geçmiş, yeniden başlıyordu.” ifadesi siyasi entrikaların devam ettiğini, Parti’nin köylüleri kolektifleştirme hareketinde nihai zafere tam ulaşamadığını açıkça dile getiriyordu. Üstelik böyle bir son ne okuyucuları ne de Parti’yi memnun etmiştir. Kitabın devamı konusunda yazara baskı yapılsa da Şolohov konuya olan ilgisini çoktan kaybetmiş bulunuyordu. 28 yıllık bir ara başka ne şekilde açıklanabilir ki? Yazarın kitabı tamamlayıp tamamlamayacağı konusunda hem Sovyet Rusya’da hem yurt dışında çeşitli spekülasyonlar da yapılmıştı. İkinci kitap ancak 1960’da basılabildi. Aslında daha önce yazılan bu kitap bir nedenden dolayı kayboldu ve 2.Dünya Savaşı’ndan sonra tekrar yazıldı. Baskının bu kadar gecikmesinin temel nedenlerinden biri de bu olabilir. İkinci cilt birinci cildin devamı niteliğinde olsa da pek çok eleştirmene göre kendi içinde bağımsız,münferit bir kitap olarak da okunabilir. Yazar, açıkça Stalin’in programını savunur kitabında, ayrıca bu siyasetin olumsuz etkilerini de tarif etmekten geri durmaz. Kitabın ilk bölümü yayınlandığında yazar neredeyse tutuklanıyordu, ancak Stalin’in müdahalesiyle ceza almaktan kurtulur. Kitapta yazar kolektifleşme yanlısı olarak tavır takınıyor. Zaten romanın yayınlandığı yıl da yazar Komünist Parti üyesi olmuştur. Kitap genel hatlarıyla Don bölgesinde yaşayan halkın kolektifleşme sırasında yaşadıkları olaylarla ilgili. Rus tarihinde gerçekleşen 1.Dünya Savaşı, Ekim Devrimi ve İç Savaş gibi üç önemli olayın Don halkı üzerindeki etkileri kitabın tarihsel arka planında yer alıyor diyebilirim. Komünist Parti, kitap boyunca yön gösterici faktördür ve Parti her zaman haklıdır. Kitapta iki grup karşımıza çıkar: Sosyalizm yanlıları ile devrim karşıtları. Olayların geçtiği Gremyach Log köyüne aynı anda iki kişi gelir. Bunlardan ilki Parti tarafından Kulak’ların direnişlerini kırıp sınıf olarak onları ortadan kaldırmak, işçi sınıfı adına bütün halkın kanını emen toprak ağlarının kökünü kurutmak ve kırsalda eski sistemi ortadan kaldırarak kolektif çiftlikleri (kolhoz) kurmakta halka yardım etmek için görevlendirilen komünist Davidov’tur. Lenin’e göre de canını dişine takmış, çalışan köylüleri yoksulluktan kurtarmak için tek yol Kolhozlardır. Davidov, Parti politikalarını açıklayan, çoğunluğun lideri olarak görülen ve yazar tarafından yüceltilen bir karakterdir. Diğer bir karakter ise Davidov’un tüm girişimlerini baltalamak üzre köye gelen Yüzbaşı Potovtslev’dir. Yüzbaşı, kolektifleşmenin Sovyet iktidarını düşürmek için kurgulanmış bir tezgah olduğu görüşünü savunur. Ancak biz olayları daha çok Davidov ekseninde görüyoruz. Komünist kahramanlar erdemli, kendilerini halka ve işine adamış kişiler olarak gösterilirken, anti-komünistler ise suçlu olarak lanse ediliyor. Bu kişiler bencil, egoist ve halkı sürekli rencide eden kişilerdir. Nihayetinde köydeki önemli değişiklikler Komünist Parti’nin kolektifleşme konusundaki buyruğu ile başlar. Haliyle sosyal ve politik çekişmeler köy halkına yansır ve bu durumdan en çok onlar etkilenir. Kitapta yazar istenen hedeflere ulaşıldığını, kolektifleşme hareketinin başarıyla sonuçlandığını, Sosyalizmin zafere ulaştığını algısıyla hareket ediyor. Halbuki bence hiç de öyle bir durum söz konusu değil. Savunulan bu sistemin insanları tembelliğe, umursamazlığa ittiği açıkça görülüyor. Başkası çalışıyorken ben neden çalışayım gibi bir zihniyetin oluştuğunu okuyucu hemen fark edecektir zaten. Sonuç olarak, kitap çok sade ve akıcı bir dille yazıldığı için bu durum okumayı ve anlamayı da kolaylaştırıyor. “Uyandırılmış Toprak” sanatın aynı zamanda bir siyasi parti çıkarları ve ihtiyaçları doğrultusunda ne şekilde etkili bir araç olarak kullanılabileceğini gösteren çok güzel, eşsiz bir eser.
Uyandırılmış Toprak Cilt 1
Uyandırılmış Toprak Cilt 1Mihail Şolohov · Yordam Kitap · 2018302 okunma
·
179 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.