Gönderi
Varoluşçu dayanılmazlık
Lise zamanlarında okuduğum ve takastan gelen, çıktığı zamanların olay kitabını burada yorumlayabilmek hem zor hem zevk doğrusu. Önsöz 'de #muratbelge 'nin pek güzel belirttiği gibi, Doğu bloğu zamanının aykırı ve farklı bir tadı olan yazar, #kafka ve #sartre 'den etkilenip varoluşçuluğu zirveye taşıyanlardan.
Eserde birbiriyle bağlantılı iki aşk ve büyük varoluş sorgulamaları var. Ülkesinin haline üzülen ve aşkı için ülkesine dönmeyi göze alan Tomas ile annesinden nefret edip rastlantı sonucu tanıştığı aşkının peşinden giden garson ve fotoğrafçı Tereza. Bilim Adamlığının verdiği kuşkuculukla hayatını sorgulayan Franz ile yine ailesinden hoşlanmayan ressam Sabina. İki ilişkinin tek ortak yönü; tek kadına bağlanamayan, aşk ile seksin karıştırılmaması gerektiğini savunan Tomas'ın sevgililerinden birinin Sabina oluşu. Bolca mezarlık ağırlıklı düşler görüp, kocasının çapkınlıklarına göz yuman, kimi zaman şüpheye düşse de onu seven Tereza'ya karşı tanışmalarını 6 rastlantıyla (acıkmak, otobüsü kaçırmak gibi) kendisine açıklamaya çalışan Tomas. Ve tüm bunların arasında, cennetten kovulmayan yaratıklar olarak yazar tarafından göz kırpılan ve koca bir bölüm ayrılan köpekleri Karenin.
Kitapta bu iki çiftin ilişkisi, geri dönüşlerle 'ağırlık ve hafiflik' ve ' ruh-beden ikiliği' kapsamında ele alınıyor. Zaman 1968 Prag baharı(Sovyet ordusunun Çekoslovakya 'yı işgali). Sovyet komünizmine ağır bir eleştiri ve kin mevcut. Yazar hızını alamayıp bir yerde Kamboçya'nın işgali özelinde başta Amerikan emperyalizmi olmak üzere tüm Batı sistemini de yermiş.
Kitaba ismini veren Varolmanın dayanılmaz hafifliği ise bir metafor olarak; insanların kimi yerde yapabildiği saçmalıkları sembolleştirmek için kullanılmış. Harikulade...
·
12 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.