Gönderi

Yıl: 2012 Yer: Şanlıurfa'nın ilçesi Siverek'e 22 kilometre uzaklıktaki Kayalar köyü... Ayten ve Mustafa Özgulan çiftinin 6 çocuğundan 2'ncisi olan 12 yaşındaki Melek, o gün de okula gitmek için mavi pantolonun üstüne mavi önlüğünü giydi. Annesinin tüm imkânsızlıklar içerisinde yıkadığı beyaz kolalı yakalığının düğmesini ilikleyerek boynuna taktı. Ceketi yoktu. Melek, maddi imkânsızlıklar nedeniyle okula geç başlamıştı. 9 yaşında okula kaydolmuş, köylerinde okul bulunmadığı için taşımalı eğitim kapsamında her gün servis minibüsü ile Siverek'te bulunan Selimpınar İlköğretim Okuluna gitmek zorunda kalmıştı. Hayat mücadelesine zor koşullarda atıldı. Evinin önündeki servise binmek için evin kapısını açtığında eksi 10 derecedeki buz gibi havayı suratina tokat gibi yedi. Yine de geri adım atmadı. Öğretmen olmak istiyordu. Atladı servise, arkadaşlarına "günaydın" dedi... Kendisi gibi öğrenci arkadaşları ile birlikte Melek'i taşıyan servis minibüsü ise okul yolunda zar zor gidiyordu. Etraf geceden yağan karla kaplıydı. Yolda bazı bölümler buzdu. Buzda gitmek şoför için kolaydı ama kara saplanmak büyük tehlikeydi. Dağ yolunda korktuğu başına geldi. Yolda giderken servis aracı aniden kara saplandı. Öğrencilerle yolda mahsur kaldı. Minibüs sürücüsü çabasına rağmen aracı hareket ettiremedi. Yardım çağırdı. Bölgeye giden iş makineleri yolu açtı ve ardından minibüsü halat yardımıyla çekerek hareket ettirdi. Bu işlem sırasında arkadaşlarıyla minibüsten inip saatlerce bekleyen Melek'in üzerinde sadece önlük vardı. Daha kötüsü öğretmen olmak için eksi 10 derecelik soğuk tokada rağmen geri adım atmayan Melek'in ayağında yazlık terlik vardı. Kendine göre Melek'in bu durumdan şikâyet etmeye bile hakkı yoktu. Çünkü kendisi gibi kardeşlerinin de ayakkabısı yoktu. Okula terlikle gittiği için üşüyordu. Üşümekle kalmayıp arkadaşlarınin yanında böyle durduğu için utanıyordu da... Terliğini sürekli sırasında oturarak gizlemeye çalışan Melek, islak çorapları nedeniyle üşüyen ayaklarını ise birbiri üstüne koyarak isitmaya çalışıyordu her seferinde. Hatırlatayım 40 yıl öncesinden bahsetmiyorum. Yil 2012... Okula iki yıl geç başlayan Melek daha öğrenciliği bile yeni yeni tadarken öğretmen olmanın hayalini kuruyordu. Üstelik sara hastasıydı. Tüm Türkiye onu eğitimde köklü dönüşümün yaşandığı yıllarda tanımıştı. Melek Özgulan, özveriyle çalışan bir gazetecinin fotoğraflamasıyla, okula giderken arızalanan servis aracının arkasında üşüyerek ayağında terliklerle verdiği fotoğrafla vicdanımızı yaralamıştı. "Vicdan" kelimesini unutmayın... Melek o koşullarda okula gitmeye çalışırken Türkiye "eğitimde atılım yapıyor” denilerek bir dizi değişikliğe gidiyordu. Kız çocuklarının türban takip takmamasını tartışan Türkiye, Melek'in ayağındaki terliği tartışmıyordu. Evet, Melek'e ve ailesine kaymakamlık tarafından yardım edildi. Peki ya o fotoğraf ortaya çıkmasaydı ne olacaktı? Kimse bu ülkede kaç Melek olduğunu düşünmedi. Melek okula gitmeye, okumaya çalışırken, eğitimde milyarlarca liraya mal olan "sistem değişikliklerine" gidildi. Kimse Melek'in vicdanındaki çığlığı duymazken Melek'in yaşıtları, denetimsiz Kuran kurslarında tacize, tecavüze uğradı. Melek bizim suratımıza çarpan bir tokattı ama o tokadın acısını her zamanki gibi çabuk unuttuk. Tarikat yurtlarında yanarak ölen Melekleri çabuk unuttuk. İktidar yandaşı vakıfların yurtlarında sapık bir öğretmenle aynı odada yatmak zorunda kalan Melekleri de çabuk unuttuk. Karadeniz'in dağ köyündeki hafızlık kursunda 13 yaşındaki çocukların arkalarını parmaklayan hafızları da çabuk unuttuk. Merak etmeyin bunlar kısmen ömür boyu ceza alan suçluların yaptıklarıydı. Bir de Türkiye'nin her tarafında unutmak için hiç uğraşmadığımız, hiç duymadığımız çığlıklar var. Türkiye'nin günlük siyasi mevzulara göre çok daha önemli bir sorunu var: Çocuklarımız! Çocuklarımız farkında olmadan ele geçiriliyor. Eğitilmiyor, ele geçiriliyor. Hem de kaos tarafından. Tarzı, yöntemi belli olmayan sürekli değiştirilen; yöntemi kaos olan zorunlu bir eğitim sistemi tarafından yetişen kuşaklar geliyor. Ve ardından onları takip eden diğer kuşaklar... Tekrarlıyorum, çocuklarımız okula gitmiyor ele geçiriliyor!
··
53 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.