Gönderi

322 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 6 days
Ne oldu da Batı bu kadar ilerlerken biz geriledik?
Okuduğum kitaplara inceleme yazmak çoğu zaman zor geldiği için geçiştirdiğim bi durum olsa da bu kitabın, daha çok kişiye ulaşması; özellikle ülkemizin gençlerinin bu kitabı okuması için kitapla ilgili bir şeyler yazacağım. Kitabın yazarı ile başlayacak olursak Savaş Şafak Barkçin'in hayatını biraz araştırırsanız başbakan müşâvirliğinden tutun tasavvuf alanındaki kitaplarına, müzik bestelerinden tutun şiirlerine kadar muhtelif alanlarda iş yaptığını görebilirsiniz. Yazarın eğitimini siyaset bölümünden almasına rağmen çeşitli alanlarda da kendini geliştirmesi kitaplarına çok güzel yansımış. Örneğin bu kitapta günlük hayatta kullandığımız Türkçe, Arapça ve Farsça kökenli kelimelerin köklerine inerek kelimelerin nereden geldiğini açıklaması anlatıma zenginlik kattığı gibi bazı şeyleri de fark etmemizi sağlıyor. Ve yine aynı kelimelerin İngilizce, Fransızca ve diğer yabancı dillerdeki karşılıklarını da vererek, milletlerin ve onların oluşturduğu medeniyetlerin bir kavramı hangi yönden ele alıp kullandığını açıklayarak medeniyetler arasındaki farklılıkları gözler önüne seriyor. Bu kitabın Osmanlı Aklı adlı kitabının bir ön hazırlığı niteliğinde olduğunu vurgulayan yazar, ileride çıkaracağı Osmanlı Aklı adlı kitabının (şuan basımda) daha iyi anlaşılabilmesi için yani Osmanlı'yı şuan dünyanın bize lanse ettiği gibi veya eğitim sistemimizin bize tarihi 'geçmiş, yok olmuş hikayeler' olarak anlattığı gibi değil de Osmanlı'nın ölü tarihinden ziyade devlet yapısından istihbarata, tarımdan vergilere, bilgiye bakışından sanatlara kadar nasıl bir "kafa", nasıl bir "kalp" idi, bunu anlayabilmek ve her bir parçası bir medeniyet örneği olan tarihimizi bugünlere taşıyabilmek için bu iki kitabını kaleme aldığını îzah ediyor. Medeniyet Aklı kitabında medeniyet kavramına, kendi medeniyetimizden ne kadar uzaklaşıp çok medenî sandığımız Batıya ne kadar da çok uymaya çalıştığımıza dolayısıyla ortaya sürekli başkalarına uymaya çalışıp asla kendisi olamayan 'kişiliksiz' bir toplum çıktığından bahsediyor.  Gerçekten de kitabın bahsettiği bu kişiliksiz toplum Tanzimat'tan beri tam 200 yıldır aynı soruyu soruyor: 'Ne oldu da Batı bu kadar ilerlerken biz geriledik?' Sorunun çözülmesi adına da yenilik diye ülkemize ne getirdiysek üzerimize oturmuyor; ya bol geliyor ya da dar. Çünkü tam 200 yıldır yenilenmeyi kılık kıyafet değiştirip illerimizin isimlerinden tutun günlük hayatta kullandığımız kelimelere kadar ifadelerimizi değiştirip yerine -bizden çok ileride olan! -Batı'dan karşılıklar getirmekle olacağını sanıyoruz.  Bunlar size herkesin Batı'ya özendiğimizi onların kültürünü değil bilimini almamız gerektiğini söylemesi gibi son zamanlarda popüler olan ama bir işe yaramayan laflar gibi gelmesin. Kitapta mekandan ve zamandan maalesef bihaber olduğumuzu ve kendimizi hiç tanımadığımızı yazar, o kadar geniş çaplı îzah ediyor ki 'Batı'nın kültürünü değil, bilimini alalım' diyenlerin dahi hiç düşünmediği alanlarda, ne gibi eksikliklerimizin olduğunu insan; anlıyor, sorguluyor. Yine kitapta; kafamızda bembeyaz bir geçmişi olan Batı'nın aslında o kadar da masum olmadığını, özgür ve tarafsız bilmin sahibi olduğunu düşündüğümüz Batı'nın aslında hiç de öyle olmadığını, sekülerleşmeyi dünyada özendirmesine rağmen kendini geleneklerinden taviz vermediğini ve bilimi de kendi çıkarlarına göre kullandığını çeşitli örneklerle çok güzel açıklıyor. Kitap, bize 'kendimiz' ve 'dünya' hakkında farkındalık oluşturduktan sonra kendimiz olamama sorunumuza da çözümler sunuyor. Son zamanlarda yaşanılan gelişmeler bana, özümüze dönüp 'kendimiz' olabilmek ve yeniden medeniyetimizi inşaa etmek adına umut veriyor. İnşeAllah sahip olduğumuz medeniyeti bugünlere taşımak; okumak, tarihi anlamak ve özümüze dönmekle olacak. Bu noktada da bizim üzerimize çok sorumluluk düşüyor.
Medeniyet Aklı
Medeniyet AklıSavaş Ş. Barkçin · Mostar Yayınları · 2017606 okunma
··
127 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.