açıkçası söz konusu kitabı okuyan bir insanın kitabın sonuna kadar gelip de descartes'ten tiksinmemesi çok zor. adam korkak, iki yüzlü, kaypak, içten pazarlıklı, huysuz vb sıfatlarla haşrolmuş durumda.
ben yazarın descartes abiyi içten içe gerçekten sevmediğini hissettim.
kitapta beden ve ruh ilişkisi, optik ilmi, hayvanlar hakkındaki araştırmalar gibi birçok konudaki tartışmaları ve fikirlerine değinilmiş. yine çeşitli insanlarla yapmış olduğu mektuplaşmalardan kesitler yer alıyor.
burada en dikkat çekici yer olarak bohemya prensesi elizabeth ile yapmış olduğu mektuplaşmalar gösterilebilir. açıkçası elizabeth denen hatun kitapta mektuplaşılan tüm rektörlerden ve ilim adamlarından descartes felsefesine karşı çok daha kaliteli eleştiriler getirmekte.
bi de demeden edemeyeceğim. descartes'in kitap okumadığını o kadar çok tekrar ediyor ki gına geliyor. anladık adam okumuyor.
son söz olarak, ben kitabı sevmedim. ancak gene de okunması gereken bir eser.