Gönderi

676 syf.
·
Puan vermedi
Kudretli düşmanlara..
Efendim merhabalar. Bu kitap ya da kitap mı hedef gösterme makalesi mi belli olmayan yazı ilk elden bence esefle karşılanması gerekir. Huntington bu eseri niçin ele aldı niye gereksinim duydu yazmaya şüphelenmemek elde değil. Bana öyle geliyor ki ısmarlama bir makale olmuş. Sanki Batı yapacaklarıni ya da yapmak istediklerini bizzat bu türden yazılarla önceden açıklıyor. Diğer bir yandan kendisinden söz ettirmek için de kaleme almış olabilir yazar. Nitekim fukuyama dan dem vurmakta ve sanki kıskanmakta. Ben de tartışmalı bir makele yayınlayayim ki gündeme oturayim çabası var sanki. Ben bu çabayı hissediyorum. Ayrıca ısmarlama bir makale olduğu düşüncesindeyim aynı zamanda.   Huntington bey önümüzdeki süreçte olabilecek çatışmaları kültüre ve medeniyetlere bağlıyor. Olabilecek savaşlar ne ekonomi ile ilintili de de siyasetle ilintili olacaktır diyor. Savaşların ismi kültürel savaşlar olacak. Hazırlanın kılıçlarımızı çekelim ve bizim gibi halay govend çifte telli horon misket gibi oyunları oynayamayanlari kesecez bicecez kanlarını içecez... Hedefimiz salsa oynayanlar, zılgıt çekemeyenler, vuvuzela ufleyenler, taocular, matruska bebekler yapanlar düğünlerinde boya kullanan hintliler, pandaları koruyan cinliler... Ayni kültürde değiliz ki. Onlar bizim olası düşmanlarımız ve olası savaş gerekçemiz.  Yaw böyle saçma sapan birsey olabikir mi? Kültürler niye savaşsın. Farklı kültürler kaynasip reklilik ortaya koyacakken ne diye böyle bir yazı ele alınıp olası hedefler edinilsin ki. Düşmanca bir yazı bu. Bölme endeksli bir makale bu.. Huntington bey medeniyetleri 7 ya da 8 kısımda inceler. Artık bunu neye dayanarak yapıyorsa. Bu medeniyetler ise şöyle; Batı, Konfüçyüs, Japon, Hint, İslam, Slav-Ortodoks, Latin Amerika ve muhtemelen Afrika.. Önümüzdeki olası savaşlar bu medeniyetler arasında olabilirmis. Bide Afrika için muhtemelen demiyor mu. Kucumseyici tavırlarla.. Yazık yaw. Sorsan diyecek ki e onlarda savaş yeteneği ya da malzemesi artık ne zıkkımsa yok.. Yani esas itibariyle de Afrika için de hamiye ihtiyacı var demek istiyor belki de. Bilemeyecem orasını da ötekileştirdigi gün gibi ortada. Kitabın bir yerinde söyle ele almış durumu ; "Bu deneme, (şu) hipotezleri ileri sürüyor: Medeniyetler arasındaki farklar ciddî ve mühimdir; medeniyet şuuru artıyor; medeniyetler arası mücadele, hâkim global mücadele tarzı olarak ideolojik ve diğer mücadele biçimlerinin yerine geçecek; tarihî olarak Batı medeniyeti içerisinde oynanıp bitmiş bir oyun olan milletlerarası münasebetler artan bir biçimde Batılılaşmışlıktan çıkacak ve Batılı olmayan medeniyetlerin, basit objeleri değil aktörleri olduğu bir oyun haline gelecek; milletlerarası sahada başarılı siyaset, güvenlik ve ekonomi müesseseleri medeniyetler arası olmaktan ziyade, muhtemelen medeniyetler içerisinde gelişecek; farklı medeniyetlere mensup gruplar arasındaki mücadeleler, aynı medeniyete mensup gruplar arasındaki mücadelelerden daha sık, daha kuvvetli ve daha şiddetli olacak; farklı medeniyetlere mensup gruplar arasındaki şiddetli mücadeleler global savaşlara yol açabilecek en muhtemel ve en tehlikeli tahrik kaynağıdır; Dünya siyasetinin hâkim mihveri "Batı ile geri kalanlar" arasındaki münasebetler olacak, Batılı olmayan bazı bölünük ülkelerdeki elitler memleketlerini Batı'nın bir parçası yapmaya uğraşacaklar fakat bunu başarma konusunda ekseriya büyük manialarla karşılaşacaklar; orta vadeli gelecekte, merkezî bir mücadele mihrakı Batı ve muhtelif İslâmî-Konfüçyen devletler arasında vücut bulacak. Bu, medeniyetler arasındaki çatışmaların arzulanır bir şey olduğunu iltizam etmez. Geleceğin ne tarzda olabileceği hakkında tasvirî hipotezler ileri sürmektir. Mamafih, şayet bunlar makûl hipotezlerse bunlardan Batı politikasına dair çıkarılacak neticeleri gözden geçirmek gerekiyor. Bu neticelerin, kısa vadeli üstünlük ve uzun vadeli uzlaşma arasında (ikiye) ayrılması iyi olur. Açıkça ortadadır ki, kısa vâdede Batının menfaatine olan şey, kendi medeniyeti içinde, bilhassa Avrupai ve Kuzey Amerikan unsurları arasında daha büyük bir birlik ve dayanışmayı ilerletmek; kültürleri Batı'nınkine yakın Doğu Avrupa ve Latin Amerika'yı Batı toplumlarına katmak; Rusya ve Japonya ile işbirliğine dayalı yakın ilişkileri geliştirmek ve sürdürmek; medeniyet arasındaki mahallî mücadeleleri büyük savaşlara dönüştürecek kışkırtmaları önlemek; Konfüçyen ve Islâmî devletlerin askerî  kapasite tenkisatını hafifletmek ve Doğu ile GüneyBatı Asya'daki askeri süperliğini devam ettirmek; Konfüçyen ve Islâmî devletler arasındaki farklılık ve ihtilâfları kullanmak; Batılı değer ve menfaatlere yakınlık duyan diğer medeniyetlerdeki grupları desteklemek; Batılı menfaat ve değerleri yansıtan ve meşrulaştıran milletlerarasi müesseseleri güçlendirmek ve Batılı olmayan devletleri bu müesseselere daha fazla karıştırmaktır." bla bla bla.. Bence kan dondurucu ifadeler. Yıllar önce Küllerin Mirası Bir CIA tarihi adlı bir kitap okumuştum. Sovyetler yıkıldıktan sonra ABD ya da Batı şaşırmış vaziyette ne yapacağını bilememis. Hatta CIA şefleri şimdi biz ne yapacaz kiminle mücadele edecez bundan sonra diyecek duruma gelmişler. Kitapta böyle yazıyordu yani. İlerlemeyi, düşmanın varlığına endeslemek demek. Düşmanın varsa ilerlersin yoksa ilerleme olmaz ya da az olur. Soğuk savaştan sonra da Batı kendine düşman aramaya kalkışmıș. Ve en iyi düşman ise radikal İslam'dan başkası olamazmış. Yahu Huntington bu yazıyı bu kitabı okuyup kopyalamis desek yeridir. Ayni şey. Hedef gösterme saptırma artık neyse. Bundan dolayıdır ki yazar da kendince medeniyetleri sıralamis ve olası düşmanlar olarak ele almış. Yine sorsan kendisi tarafsız bir tarihçi gözüyle bakmıştır. Halbuki tamamen Batı'li bir oryantalistten başka da hiç bisey değildir kendisi. Buna verilecek en güzel cvplar dan birini de Edward Said vermiş zaten. (Bu arada Edward Said' ın Şarkıyatçılık kitabını okumanızı tavsiye ederim) Kitapta Türkiye'ye de oldukça yer vermiştir. Türkiye nin yönünün Batı olması durumunda kazançlı çıkacağını dile getirmiştir. Lakin İslami tarzda bir yönelim içine girecek olursa Türkiye için iyi olmayacak şeyler vardır demiştir bence. Türkiye, yazara göre İslam ülkelerine rol model olabilecek tek ülkedir. Çünkü yönü Batı 'ya yöneliktir. Ve bunu da Mustafa Kemal Atatürk' e bağlamaktadir. Ona göre Atatürk ülkeyi modernize edip örnek ülke olma konumuna getirmiştir. Türkiyenin olası üç yönü vardır yazara göre. Batı, İslam ve Orta Asya.. Eğer ki Batı dışında yönelimler olacak olursa zamanla marjinallesecek ve kaybedecektir. Totalde Huntington un söylediklerinin gerçekleşmesi olasıdır bence. Yani söylediklerinde haklı olabilir ve gün geldiğinde gerçekten de medeniyetler çatısabilir. Şerh koyduğum durum bu değil. Eleştirdiğim nokta bunu bilimsel bir ifadeyle değil de hedef göstererek yapması. Ve bu ısmarlama bir yazı. Kalemsörlük resmen. Akla gelmeyecek bir şeyi gündeme getirmek. Bu yazıyı okuyan zihniyet aaa hakkaten de öyle olabilir diyerekten mevzilenir yani. Çünkü basit bir makale olmamakla birlikte Batı'nın emellerinin ne olduğu konusunda brifing verir gibi ele almış makaleyi.. Okumakta zorlanacaginiz bir eser değil. Dili açık güzel vs vs. Makaleler ve karşı makaleler şeklinde ele alınmış. Turkiyeden de karşı makaleler var kitapta. Herkesin okuması, çatışmasız kavgasız gürültüsüz bir gelecek temennisiyle Esenlikle... İyi okumalar
Medeniyetler Çatışması
Medeniyetler ÇatışmasıSamuel P. Huntington · Vadi Yayınları · 2018184 okunma
·
248 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.