Gönderi

Bir zamanlar dünyaya gelmeye hazırlanan bir çocuk varmış. Bir gün Allah’a sormuş: "Allahım, beni yarın dünyaya göndereceğini söylediler, fakat ben o kadar küçük ve güçsüzüm ki, orada nasıl yaşayacağım?" -Meleklerimin arasından senin için bir tanesini seçtim. O seni bekliyor olacak ve seni koruyacak. Meleğin her gün seni sevecek ve sana gülümseyecek. Böylece sen onun sevgisini hissedecek, sana verdiği güvenle mutlu olacaksın. Pekiiii... İnsanlar bana bir şeyler söylediklerinde, dillerini bilmeden söylenenleri nasıl anlayacağım?" -Meleğin sana dünyada duyabileceğin en güzel ve tatlı sözcükleri söyleyecek, sana konuşmayı dikkatle ve sevgiyle öğretecek. "Peki Allahım, ben seninle konuşmak, istersem ne yapacağım?" -Meleğin sana ellerini açarak bana dua etmeyi, de öğretecek. Dünyada kötülükler olduğunu duydum, beni kim koruyacak?" -Meleğin seni kendi hayatı pahasına da olsa daima koruyacak. "Fakat ben seni bir daha göremeyeceğim için çok üzgünüm." -Meleğin sana sürekli benden söz edecek ve bana gelmenin yollarını sana öğretecek. O sırada cennette bir sessizlik olur ve dünyanın sesleri cennete kadar ulaşır. Çocuk gitmek üzere olduğunu anlar ve son bir soru sorar; "Allahım eğer şimdi gitmek üzereysem lütfen söyler misin, benim meleğimin adı ne?" Meleğinin adı """ANNE""" sen onu """ANNE""" diye çağıracaksın... İşte masum ve savunmasız bir şekilde annenin şefkatli ellerine teslim edilen çocuk için dünya hayatı artık başlamıştır.. Allah çok değerli emanetini onun ihtiyaçlarını görecek şekilde yarattığı anne ve babaya vermiştir. “Sultanın en değerli hazinelerini ona en layık olanlar taşır.” hükmünce insan; kainattaki varlıklar içinde en değerli emaneti alan en aziz varlıktır. Yüce Allah “Biz, emaneti göklere, yere ve dağlara arz ettik. Onlar onu yüklenmeye yanaşmayıp, ondan korktular da onu insan yüklendi.” (Ahzab Sûresi, 72) diyerek insana emanet edilen şeylerin önemine işaret etmiştir. Ne var ki, en büyük sorun sahip olduğumuz nimetleri kendimizden bilmemizdir. İnsan bir şeyin kendisine ait olduğunu düşündüğünde o şeyi istediği gibi kullanabileceğini de düşünür. İşte en büyük hatayı da burada yapar. İnsana verilen her şey bir emanettir ve emanetlerin gerçek sahibi ”Sonra, yemin olsun ki, o gün size verilen bütün nimetten hesaba çekileceksiniz.” (Tekasur suresi 8) buyuran yüce Allahtır. Emanet sadece çocuklar da değildir. Kendi vücudumuzun her bir parçası da bir emanettir. Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem: El, insana bir emanettir, onunla haram olan şeyi tutma! Ayağın sana bir emanettir. Onun ile haram yere gitme! buyurmaktadır. Sözün özü; İnsan meleklerden daha üstün olabilecek değer ve özellikte yaratılmıştır. Bu yönüyle de çok izzetlidir. Ancak bu izzet ve değer insanın kendisine verilen emanete sahip çıkmasıyla doğru orantılıdır. Bu emanetleri yanlış şekilde kullanan insan, Allah’a isyan edip emaneti zayi ettiği gibi izzetini kaybetmiş olur. Nice insanlar vardır ki, her zaman nimetlere sahip olacağını sanmış, o nimetlerin emanet olduklarını dahi anlayamadan veballeriyle birlikte dünyadan göçüp gitmişlerdir
·
7 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.