Jack London'ın Hayatı ve Eserleri
Bugün Youtube kanalımda ünlü ABD'li yazar Jack London'ın hayatından ve eserlerinden bahsettim. 1876 Yılından doğan London, fakirlik nedeniyle 13 yaşında okulunu yarım bırakmak zorunda kalır ve zorlu çalışma hayatına başlar. Konserve fabrikası, istiridye avcılığı, Japonya sahillerinde balina avcılığı, Kanada'da altın arayıcılığı derken 1898 yılında yaşamı yazarlıkla buluşur.
Dilimize Kurdun Oğlu veya Kurdun Dölü olarak çevrilen ilk kitabı 1900 yılında yayınlanır. Sonrasında Uçurum İnsanları, Vahşetin Çağrısı veya Yabanın Çağrısı, Beyaz Diş, Denizin Kurdu, Yol veya Demiryolu Serserileri, Adem'den Önce, Demir Ökçe ve Martin Eden gelir. 1910 Yılında Glen Ellen'da bulunan çiftliğe taşınır Jack London ve yaşamıyla edebiyatında çeşitli değişimler olur. Bu yıldan sonra Ay Vadisi, John Barleycorn ve Yıldız Gezgini bazı önemli eserler verse de genel olarak eserlerinde nitelik olarak bir düşüş bulunmaktadır. Yılın neredeyse altı ayını ikinci eşi Charmian ile denizlerde geçirir. Alkol alışkanlığı alkolizme dönen yazarın sağlığında ciddi bozulmalar olur ve ne yazık ki 1916 yılında daha kırk yaşındayken vefat eder.
Yazarın neredeyse bütün külliyatı dilimize çevrilmiş olup Mete Ergin, Levent Cinemre ve Osman Çakmakçı kitaplarını gayet yetkin bir şekilde çevirmişlerdir. James Haley'nin İş Bankası Yayınları'ndan çıkan biyografisi de yazarın hayatını öğrenmek için ayrıca okunabilir.
Yazarın hayatını ve eserlerini detaylıca anlattığım videoyu seyretmek için: youtu.be/GcVP0KXoyos
Jack London Canlı Yayını (@Satansdiary ve https://1000kitap.com/Nordavind ile birlikte)
youtu.be/ELchgIZPFLM
John Barleycorn Kitap İncelemesi Videosu: youtu.be/nBHGX9kVu2I
John Barleycorn İncelemesi: #67099343
··
25 görüntüleme
3 ay kadar önce, yıllar önce okuduğum Martin Eden'ın olumlu etkisiyle, Jack London seferine çıktım. Yaklaşık 13 kitabını bitirdim ve hayranlıkla başladığım yazardan, irrite olmuş bir şekilde ayrıldım. Acayip rahatsızlık duyduğum bir yazar artık. Bir yazarın aynı anda birçok kitabını okuyunca, bilincinde yolculuğa çıkmış gibi
oluyor ve bir kitabını okuyunca anlayamayacağımız fikirlerine vakıf oluyorsunuz. Kendini sosyalist sanıyor ama ırkçı, aynı zamanda da kadını değersiz gören bir yazar. Köleliği de direkt savunmasa da bir tek eleştirisi bile yok benim farkettiğim. Ama gene de, özendiği Beyaz Efendilik için aldığı çiftlikten sonraki kitapları hariç, iyi bir yazar. İrrite olmama rağmen hala birkaç kitabını okuyabilirim.
Yazarları salt eserleriyle değerlendirmemiz gerektiğine inananlardanım. Yaşamlarını videolarda bu kadar uzun uzadıya anlatmamın temel nedeni yazma süreçlerinde hangi fikirleri besledikleri, nelerden etkilendikleri ve eserin yazıldığı dönem. Yoksa size birkaç yazarın hayatını çok detaylı anlatırım ve asla bir daha o yazarların kitaplarını okuyamaz hale gelirsiniz. Yaşamları ve görüşleriyle eserlerini ayırmak gerektiğini düşünüyorum. Ama Jack London için sarfettiğiniz sözlerin önemli bir kısmında da bir gerçeklik payı mevcut. Videoda biraz olsun bunlardan da bahsetmeye çalıştım.
Dinledim şimdi 👍
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.