Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

192 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Sağ el tırnakları ve yalnızlık ilişkisi.
Sağ el tırnaklarının yalnızla bağlantısı olabileceği hakkında uzun uzun düşünen, yolda yürürken karşısından gelen erkeklerin hareketlerine bakarak bir kadının güzel olup olmadığını belirleyebilen, hiç tanıdığımadığı bir kadının peşinden yürüyüp onu şappadanak öpebilen, garsonların hayat gibi olduğunu düşünen, basmakalıp düşüncelerden ve onu düşünenlerden kaçan, çift kişilik yaşam için mücadele eden biriyle ilgili yorum yapma fırsatı her zaman geçmez ele sanırım. Aylak Adam giriş bölümleri böyle olmalıydı zaten diye düşündüm. Hemen hemen birçok kişinin hayatında kitabın başındaki gibi aylaklık dönemleri olmuştur galiba. 2018 yazında C.’nin Güler’le tanışması gibi benim de yaşantım olduğu için o kısımları gülümseyerek ve anımsayarak okudum. Zaten kitapların amacı sadece hikaye veya olay sonuçları üzerine olsaydı herkesin kitabın son sayfalarını okuması yeterli olurdu. Güldürürken düşündüren, sevindirirken hüzünlendiren, hüzünlenirken iç huzuru tattıran kitaplara sıkı sıkıya sarılmak gerekli. Hep olduğunu söylediğimiz Dünya’nın yükünü taşırken böyle gerçeklikle bezeyerek güçlü duygulara sahip insanların hayal dünyalarına girmenin tadını yaşadım okuduklarımda. “Sevmek ! Kelimelere herkes kendine göre bir anlam, bir değer veriyor galiba. Bu değerler aynı olmadıkça iki kişi iki ayrı dil konuşuyorlarmış gibi olmuyor mu ?” Hem de ne olmak ! Aynı dili konuşabilmek. Aynı dili konuştuğunu zannedenler, günlük, temel ihtiyaçlarını karşılayabilecek kadar dil bilenler gibi adeta. Sıradan, basit, derinliksiz konularda anlaşabilirken ; içten, gerçek, samimi, hissiyat yüklü cümlelerde anlıyormuş gibi davranıyorlar. İşte tam da bu noktada anlaşamıyorlar. Anlaşamadıkları ise heyecanları tükendiğinde fark ediyorlar. Bu şuna benziyor: Hani çok saygı ve sevgi duyduğunuz birisi konuşurken sizden onay bekler ya, sizde o kişi asla yanlış düşünmez, ne derse doğrudur diye sürekli kafa sallarsınız. İlişkilerin başları da bu şekilde kafa sallamakla, sonları da kafa patlatmakla geçiyor. Çocukluğumuzdaki tramvalar hayatımıza ne denli tesir ediyor tekrar görmüş olduk C.’nin hikayesinde. Çocuk yetiştirirken o dönemlerdeki dokunuşlarımızın ne gibi sonuçlar doğurabileceğinin bilincinde hareket etmemiz gerekiyor. C. gibi bir tanıdığım olsaydı ona yaklaşımım nasıl olurdu acaba diye düşünüyorum. Bunu ikiye ayırmam gerekiyor sanırım: Ayşe’ye anlatığı şekilde hikayesini öğrendikten önce ve sonra. Öncesinde, böyle yaşamayı tercih etmiş der, zorlanaraktan arkadaşlık kurmayı ümitsiz olarak deneyebilirdim. Hikayesinden sonra ise böyle yaşamaya ittirilmiş der, dostluk kurmaya çalışırdım. O’nu bulmasına - her ne kadar istemeyecek olsa da- yardım ve yataklık etmeye çalışırdım. Son olarak hayatta her zaman istediklerimizi elde edebilseydik yaşamın büyüsü olmazdı diye düşünüyorum. Derinlikli düşünmeye, kendi yaşantılarınızı sorgulamaya zorlayan derinlikli ve sorgulatıcı bir kitap. Okuyunuz, zaten bir kere okuduktan sonra devamının geleceğine hiç şüpheniz olmasın. Teşekkürler :)
Aylak Adam
Aylak AdamYusuf Atılgan · Can Yayınları · 201960,1bin okunma
·
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.