Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

159 syf.
·
Puan vermedi
“Umutsuzluk en yakıcı zevktir, özelliklede içinde bulunduğun durumun çaresizliğini kavramışsan “ ve bu gerçekten kaçamazsın . İçinde çözüme aç binlerce paradoks ile bulursun kendini , cevaplar ararsın ama bulduğun cevaplar sadece olmasını istediğindir. Hangi karara varsan pişman olmak hissini yaşarcasına ... Sonra, yorulursun kabul edersin bir ateş olursun cevizin içinde ve nefretinle yakmak istersin bütün kokuşmuş ve vebali düşünceleri olan dünyayı ama yanan sadece cevizin iç duvarına çarpan, benliğin tiz yakarışları olur. İnsanı; gerçek yakar, yalan söndürür . Ama bir kere yanmışsa insan ;bütün güzel yalanlar tarazlasa bile ruhunu ,içindeki su götürmez gerçeği söndüremez. Mutlu olmak veya yaşamak icin bir sebebin yoksa nedenleri sorgulamak; mülahaza edecek, yargıya varacak hele de hicvedecek kadar bir saplantıya sahip olursun . Herkesin bazı kısımlarda içinde ortak acıdan muzdarip olduğunu hissettiği bir kitap . Tekrar tekrar okunduğunda daha farklı hislerle karşılaşılacak bir eser . Okurken anti kahramanın, iç düşüncelerinin hercümerç bir şekilde ortaya saçıldığını göreceksiniz . Zihinde topladıkça ve alıştıkça girdap gibi çeker sizi... Kitap iki bölümden oluşuyor. İlk bölümde; insanın derin çelişkilerinin , ahmaklık ve nankörlük boyutundaki tahlilini yapmış bize anti kahramanımız . Bu bölümde verdiği psikolojik irdelemelerle okuyucuyla konuşur gibi subjektif ve diyalektik çerçevede, Aklımızın gölge etmeye çalıştığı tutarsız gerçeklere ışık tutmuş. Anti kahramanımız kendi içindeki iç çatışmayı bazen değersiz bir ucube bazen ise üstün vakurlu bir edayla okuyucuya tüm tatsızlığı ile sunuyor.İnsanoğlunun inandığı değer, inanç ve kendine şiar ettiği bütün kuralları sırf arzu ettiği için yıkabilecek derecede nankör ve aptal ettiğini her defasında belirtiyor . Basit ve sıradan olmamak icin ,onun tabiri ile “bir piyano tuşu olmadığını” ispatlarcasına alçalmayı göze alacak hakir mahluktur insan. Lafları iğneleyici bir latife gibi geliyor insana ... İkinci kısımda ise birinci kısımda tahayyül ettiği felsefe ile yaşamaya çalışan bir insan ile karşılaşıyoruz . Bu kişi anlaşılmamanın verdiği hisle iç dönüş yapan , evhamlı, tutarsız bir kişilik . Kokuşmuş düzeni, fark edip duygusuz asalet ve soylu düşüncelerden kendini sıyırıp yanlızlığa bırakan bu kişi gerçek duygularının anlaşılamadığından , görülmediğinden ötürü insanlara karşı derin ve keskin bir nefret besliyor . Acılarını hassas kalbi ile absorbe edip parçalıyor ve kendi hayal dünyasında bu parçalar izzetinefsi ötekileştirmek ( şahsi içe çekilme ) İle yalnızlığını daha da perçinlemeye başlıyor . Sosyal ilişkiden her geçen gün bağı kopan kişi bir süre sonra aklında yarattığı hayal dünyasına yöneliyor. Burası onun icin özgürlüğün sahte halüsinasyonudur ve minimal bir ihtiyacını karşılayacak mutluluk gibi görür. İnsan içe döndükçe dış ona Heyula olarak gözükür . Verilecek tepkiler iç dünyadakinden farklıdır . Hayal dünyasında hep kahraman sensin çünkü sorunları bile kendi elinle yaratırsın ki senin müdehalen ile kurtuluşun yegane kahramanı olan seni hayal etmek seni mutlu eder . Gerçek dünyada ise böyle bir duruma alışkın olmayan kişi Çıkacak sorunları hesap edemez ve gururlu iç dünyası onu bastırır .İnsan bastırdıkça esir düşer gerçeğe ve onun icin kaçması gereken bir kara buluta dönüşür gerçekler . Ama bu kara bulut bi gün tüm azametiyle o miskin ruhun topraklarına ağır ağır yağacak ve kaçacak bir ücra olmadan teslim olacak benliği , Acıyla bütünleşecek ve acıyla bütünleşen kişi artık onunla yaşamaya alışacak. Ama Ruhu yine yer altinda kalacak . Demir atmak ve icindeki bu acı yükünü boşaltmak icin hep bir liman arayacak , hiç arıyor gibi görünmese de ... Ah bu yalnızlığın gömük kapıların altinda kalan yer altindan notlar. Ah çaresizliğin en soğuk örtüsünün Altinda kalan yer altindan notlar İyi okumalar
Yeraltından Notlar
Yeraltından NotlarFyodor Dostoyevski · Akvaryum Yayınevi · 2014128,6bin okunma
··
110 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.