Gönderi

“1940’ların Avrupalısı, bir yandan atom bombasından 819 satirli yüksek taramalı katot ışınlı televizyon alıcılarına, sekonder radardan, penisilin G’ye kadar keşfeder, geliştirirken, öte yandan bilim denilen kutsal inek’ten yakınıyordu! Güzel, ama çöplerini nereye dökecekti dersin? Tabii, Türkiye’ye. Şimdi, efendim, Esendal efendi, anlatıyor , ‘iktisat Vekâleti’nin sergisini geziyorduk geçenlerde, Alaman elçilik müsteşarıyla. Köylere dağıttığımız çıkrıkların, dokuma tezgâhlarının on binleri aştığını grafiklerde görünce herifin gözleri yaşardı, ‘Ah, eski çağlar! Makine bizi berbat etti. Halinize şükredin’ diye yandı, yakıldı. Arkadan, Kaliforniyalı Profesör, Everhart geldi, safiyeti bozulmamış Anadolu köylerini dolaştı, insanoğlunun teknik yüzünden kaybettiği mutluluğu sapasağlam bulunca, ‘Ah, kafa! Yitirdiğimiz cennet budur! Aman sıkı tutun, mutluluğunuzu bilin!’ diye başını yumrukladı! ‘Köyü değiştirecek her davranış tehlikelidir!’ Bizim gerzekler pek memnun oluyorlar! Batı’da kan gövdeyi götürüyor, teknik geri tepti ya, çağı yakaladılar sanki! Yahu, bak, yere göğe koyamadığımız Mareşal Fevzi Çakmak, ne diyor biliyor musun? ‘O herifler gâvur akıllarıyla biliyorlar da, ben bilmiyor muyum? Asıl bela, teknik denilen rezilliğin önce ordulara bulaşması. Yani silah almazsan yenilirsin, aldın mı subayları, erleri ister istemez eğiteceksin. Hele şimdi! Yukardan uçak, alttan tank yüklenip dağıtacak, yarmadan içeri, makineye bindirilmiş birlikler dalacak Günde yüz kilometre ilerleyecek. Bunun akaryakıt ikmali, yedek parçası, bakımı, haberleşmesi okumuş adam istiyor. Bunlar belimi bükmese, ben Köy Enstitülerinin lafını mı ettiririm o zibidilere!’” “Onları da kapatacakmış, öyle mi?” “Tabii! ‘Ne çare, kağnının üstünden aldığım herif, kamyonla yarım saat gitse, taşıt tutmasından iki saat kusar. Üç gün yatar, bir hafta aklını başına toplayamaz. Bunlar uydurma değil, manevraların verdiği sonuçlar. Alaman milleti gereğinden fazla okutulduğu için Hitler yakınırken, gözümüze ne göründü, kudurduk mu biz?’ diyor adam! Çaresi de var, ‘Batı’da kan gövdeyi götürüyor. Çünkü teknik geri tepti. Ya bizim gibi kağnıdan uçağa atlamak isteyenlerin başına neler gelir? İlerde bu belaya bulaşacaksak bile mümkün mertebe geç buluşmalıyız. Onlar gibi kağnıdan yaylıya, yaylıdan buhar kazanlı demir tekerleğe, ondan da otomobile geçerek.’ Köy Enstitülerinin öğrencilerini ne yapıp edip ortaçağ köylüsü tutacak iğdiş etme faaliyetine Batılıların dilinden bir gerekçe bulunuyor! Neden iğreniyorum bu egemen sınıflardan şimdi anlıyor musun? Bunların önerdikleri hiçbir sisteme güvenilmez! Ne demokratlıkları, ne sosyalistlikleri, ne sosyal demokratlıkları, ne liberallikleri sahici değildir.
·
3 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.