Gönderi

96 syf.
·
Puan vermedi
Sadece bir fikir :)
Anton Webern’in “Yeni Müziğe “Doğru kitabı üzerine düşünceler: Anton Webern’in 1932 ve 1933 yılında verdiği 2’şer kısımdan oluşan 8 dersi konu alır.Bu 8 derste müziğin oluşumundan 12 ton tekniğine kadarki olan süreyi karşılaştırmalara da yer vererek anlatır. Webern çok temelden başlar , Karl Kraus’un dil ile ilgili söylediklerinden yola çıkarak doğrulardaki boşlukları görmemizi söyler bunu da Goethenin Renk Kuramına bağlar.Renklerin bizim görmemizle ilgili doğal bir yasa olduğunu , Sanat’ında doğanın kendini insan yoluyla ifade etmesi olarak açıklar. Doğayı anlamaya çalışmalıyız der Webern. Bunu müzikte “müziksel düşünce olarak adlandırır ve müzisyenlerin müziği estetik olarak incelenmesini değil onu doğal bir yasa olarak kabul edip , onun boşluklarına odaklanmamız gerektiğini savunur . Bu yüzden ilk önce müziğin kurallarından başlamamız gerektiğini söyler. Müzikte en önemli unsurun anlaşılabilirlik olduğunu savunur Webern. Ve bu anlaşılabilirliğinde müziğin tarihte çeşitli yollardan nasıl 12 ton tekniğine kadar uzandığını anlatır İlk önce kilisenin Antik yunandan onlara miras kalan kilise modları ile başlar . Her şey tek seslidir , sonradan yavaş yavaş çok sesliliğe doğru yatay bir geçiş başlar . Yatay diyorum çünkü Ortaçağ’da anlaşılan çok seslilik bizim şu an günümüzdeki çokseslilik anlayışı değildir yani dikey olan , akorsal çok seslilik değildir. Müziksel düşünce ilk önce ilkeldir ,tektir sonra yavaş yavaş Madrigal ve Motet gibi formların oluşmasıyla beraber bilinçli olmasa bile çok sesliliğe doğru adım atılmaktadır. Oluşmak dedim ama Webern müzikte oluşan kuralların doğada zaten var olduğunu söyler yani hiçbir kural ortaya çıkmamıştır sadece insanlar tarafından keşfedilmiştir bu da bana Platon’un bizim zihnimizin aslında şeyleri öğrenmediği sadece hatırladığımızı söylemesini aklıma getirdi. Kadansın bulunması ile beraber yani sensible notanın gama eklenmesi ve tonik dominant ilişkisinin oluşması ile beraber kilise modlarının sonu gelmiştir. Yerine tonal müzik gelmiştir yani majör ve minör. Webern , J.S.Bach’ın Füg Sanatı eserinde sonradan gelişecek olan kromatik gam da dahil olmak üzere bir çok kuralı içinde barındırdığını söyler. müziksel düşünce kendini artık iki açıdan ifade eder. Ama majör ve minöründe sonu gelecektir.Webern müziksel düşüncenin bir bütünlük anlayışına hizmet ettiğini söyler, önceden sekiz tane olan dizi artık iki taneye indirgenmiştir. Bu sırada Sonat , senfoni gibi müzik formları geliştirilmiştir. Uzun bir süre boyunca majör ve minör müzikte hakim olmuştur. İlk çağlardaki gibi yine tek melodi vardır ya da ana tema diyebiliriz buna ama artık bir enstrümantal eşlik de vardır. İlerleyen zamanlarda besteciler eşliklere de ayrı bir önem vermeye başlamışlardır ve kontür puan da olduğu gibi bir melodi söyleyişi başlamıştır. Artık ana tondan çok başka tonlara modülasyonu yapılabiliyordur ve Kadans yani I-IV-V-I bağlantısına fazla ihtiyaç duyulmuyordur hatta öyle bir noktaya gelinildi ki artık besteciler ana tona niye bağlı kaldıklarını sorgulamaya başladılar. Bu kısım Bana biraz insanların tanrı gerçekten var mı , bizi gerçekten tanrı mı yarattı sorusunu aklıma getirdi. çünkü eskiden çok tanrılı bir inanç sistemi vardı tıpkı Gregoryen modlarının olması gibi. A.Schönberg 12 birbirine bağlı nota sistemini getirdi ve bu Tonal müziğin yani majör ve minörün sonunu getirdi. Schönberg’in bulduğu yeni kuralda artık iki dizi yoktur tek bir dizi vardır ama bunun bir şartı vardır. İlk önce seçilmiş 12 notalık çıkıcı gam sonra bu 12 nota gamının tersi , aynası ve bu aynanın tersten okuması şeklinde dört dize kullanılır . Besteci bu sistem sayesinde uzun formlarda parça yazabilecektir ve az önce söylediğim şart ise 12 notanın teker teker kullanılmadan önce herhangi bir sesin asla tekrar etmeyeceğidir bunun sebebi ise şudur: 12 birbirine bağlı nota sisteminin özelliği notaların-ilk 12 notanın- parça içinde aynı öneme sahip olmasıdır ve eğer ilk başta bir ses tekrar edilirse bu parçada tonal bir his ve algı uyandıracağı içindir. -en azından benim anladığım- Peki nedir bu müziksel düşünce? Açıkçası ben daha mistik bir varlığın kendini çeşitli alanlar ile ifade ettiğini düşünüyorum ve kitabın da bu yönde olduğunu düşünüyorum . Mesela 12 birbirine bağlı nota sisteminde Her nota eşit değere sahiptir tıpkı tek yaratıcının bütün insanların kendi gözünde eşit olduğunu savunması ve bu ifadesini insanları kutsal kitaplar yoluyla ulaştırması gibi. İlk önce gregoryen modları vardı , çok tanrılı inanç sistemi , bu modlar yerini tonlara braktı ve en sonda da 12 notadan oluşan tek bir sisteme bıraktı tıpkı tek tanrılı inanç sistemi gibi. Sırf tanrı ile ilgili de değil bence gerçi eğer tanrı varsa hepsi aynı kapıya çıkacaktır. Bu kitap müzik sistemlerini çok net ve anlaşılır ifade ettiği için inanç sisteminden tutun toplum yapısına kadar bir çok ipucunu aslında müzikte görülebileceğini anlamamı sağladı. Tanrı acaba sırf din ile değilde bilim ve sanat yoluyla varlığını ispatlıyor olabilir mi ? Burada bahsedilen müziksel düşünce içeriği acaba tanrı ile ilişkili midir?
Yeni Müziğe Doğru
Yeni Müziğe DoğruAnton Webern · Pan Yayıncılık · 19982 okunma
·
17 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.