Gönderi

566 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
J'irai cueillir la fleur d'amour d'Esméralda
Notre-Dame'ın Kamburu veya Notre-Dame Katedrali başlığı hangi yaş aralığında olursak olalım hayatımızda bir şekilde karşımıza çıkmıştır. Nelerdi bunlar: Romanın sinema perdesine yansımaları, Walt Disney'in konu aldığı animasyon muzikali, belki Paris'i ziyaret etmeyi hayal etmeye başladığımızda mutlaka görmeyi arzuladığımız o tarihi yapılar listesinin ilk başlarında kendine yer buluşu, izlediğimiz veya okuduğumuz kültür ve sanat haberlerinde bahsi geçen o dillere destan muzikali ve son olarak 850 yıllık bir tarihin 8,5 saatlik bir zaman diliminde cayır cayır yanışı ile karşımıza çıkarak bizleri ürküttü, üzdü, içimizi burktu. Eğer sizlerde benim gibi bu hikayenin sürekli kıyısından köşesinden geçmiş, etrafında dolaşmış fakat bunların herhangi birine tam anlamıyla hakkını vererek dahil olmamış iseniz Victor Hugo'nun bu başyapıtını size armağan edilmiş büyük bir şans olarak görüp sıkı sıkıya sarılacaksınızdır. Belki de bir gün Paris'i ziyaret ettiğinizde hem şehre hem de Notre-Dame Katedraline hiç bir rehber eşliği gerekmeksizin kendi gözünüzle bakıp, yorumlama şansına erişeceksiniz. En azından benim için böyle vuku bulacağından şüphem yok. Spoiler vermeden kitabın içeriğine gelecek olursak, bu eseri okurken tam olarak benimseyebilmeniz adına sanata ve mimariye karşı ortalama bir merakın üzerinde ilgi ve hayranlığınızın olması gerektiğini düşünüyorum. Bunu neden söylüyorum: Kitabın özellikle de 3. kitap bölümünde yani 113 ile 149. sayfalar arasında ‘Notre-Dame’ ve ‘Kuşbakışı Paris’ başlıkları altında 36 sayfayı kapsayan gerçekten de Notre-Dame katedralini ve Paris şehrinin katedralden kuşbakışı görünümünü Victor Hugo ilmek ilmek dokurcasına, bir gözün görebileceğinden çok daha öte belki de mikroskopik bir bakış açısı ile dememin daha doğru olacağı bir şekilde biz okuyucuya aktarıyor. Kitabın bu bölümü okurken hadi artık nerede bizim bu kambur Quosimodo, nerede güzeller güzeli Esmeralda, nerede o yakışıklı yüzbaşı Phoebus ve nerede piskopos Claude Frollo diye hayıflanabilir ve belki de anlaşılabilir bir okuma sıkılganlığının içinde bulabilirsiniz kendinizi. Böyle bir durumda lütfen kendinize bir güzellik yapın ve bu ellerinizin arasında duran kitabında sanatın ta kendisi olduğunu düşünerek okumanıza ısrarla devam etmenizi öneririm. Bu devamın ardından sonrasında alacağınız o büyük hazzın, eşine rastlanılmayacak ölçüde tarifsiz bir aşk hikayesinin içeriğinden bahsetmeyeceğim ama kitabı tamamladığınızda onunla kitaplığınızda her göz göze geldiğinizde iyi ki de okumuşum diyeceksiniz ve artık Paris'e, Avrupa'ya, sanata, mimariye ve Notre-Dame Katedraline farklı gözle bakabilmenin ayrıcalığını yüreğinize doldurduğunuzdan dolayı kendinizi özel hissedeceksiniz. Not: Ben bu kitabı okumadan önce, okuduğum yaklaşık bir haftalık süre zarfında ve sonrasında YouTube'da kolaylıkla bulabileceğiniz 'Notre-Dame de Paris' müzikali içerisinde geçen 'Belle' parçasını defalarca dinledim. Bu parçayı dinlerken veya izlerken işlenen durumlar kitabın yalnızca 1 sayfasında yer alıyor yani size hiçbir spoiler vermeyecektir. İçiniz rahat bir şekilde havaya girmeniz adına izlemenizi veya sadece dinlemenizi tavsiye ederim. Hepinize keyifli okumalar diliyorum. Sevgilerimle, Mustafa Gulbudak
Notre Dame'ın Kamburu
Notre Dame'ın KamburuVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202233,2bin okunma
··
1.722 görüntüleme
Çağrı okurunun profil resmi
💯
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.