Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

96 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Kurtasîya Pirtûkê - Kitabın özeti Ekrem Cemil Paşa - MUHTASAR HAYATIM İSTANBUL’DAKİ HAYATIM VE MİLLİ HİSSİMİZİN İNKİŞAFI 1908’de tam a. hamidin mecburi ilan ettiği meşrutiyet sahnesinde, Terakki Idadiyesi denilen yatılı ve hususi orta mektebe kayd olduk. 1908’de bütün İstanbul okullarında “Yaşasın hürriyet, adalet, müsavat” nakaraları işitiliyordu. Okul talebelerinin sekiz yüzden fazlası tırk idi. Bunlardan başka, Kurd, çerkez, Arnavut, Laz, Boşnak, Rum, Ermeni ve saire halklarından talebeler vardı. Tırk talebeleri bu azınlıklara tahakküm etmek isterdi. Okulda Kurd talebelerinin sayısı onbeşi bulmuştu. Günler, aylar geçtikçe Kurd, Tırk soğukluğu, sevimsizliği artıyordu. Bir gece, bu muhasim (karşıt) iki grup arasında ciddi bir kavga oldu. Kurd’lerden hiçbir yaralı olmamasına rağmen, tırklerden beşinin kafası yarılmıştı. Işte benim, amcam Ömer Beyin ve Kadri Beyin Kurdewariliği 1908’de başladı. Cemil Paşa’nın üç çocuğu Ömer, Kadri, Ekrem’in dört sene devam eden milli çalışmalarıyla 1912’de Hêvî Kurd Talebe Cemiyeti resmi bir şekilde kuruldu. Istanbul Üniversitesi talebelerinden aza kayd edilmeye başlandı. Az zamanda ikiyüz kadar talebe cemiyete kayd oldular. Cemiyet Roji Kurd, Hetavvi Kurd ismiyle haftalık gazeteler yaymaya başladı. AVRUPA VE ASKERLİK HAYATIM Avrupa’ya tahsile giden Cemil Paşa çocukları Cenevre, Lozan, Münich’de Hevi’nin birer şubesini açtılar. Maalesef 1914 Dünya Harbi patladı. Bizim kıt’amız uzun müddet Çanakkale cephesinde kalmadı. Kıt’amızı Kafkas cephesi dedikleri Erzurum cephesine gönderdiler. Ben bu cephelerde birçok harblerde bulundum. Ben daha cephede harb ederken, yaralanmadan bir ay evvel, birkaç bin Sipkan ve Hesenan Kurdlerinin yardımı ile Mısto kemal Muş ve Bitlis’i Rus’lardan geri almıştı. Mısto kemal beni maiyetine aldı. Filistin ordusuna katılmak üzere, Filistin yolunu tuttuk. Osmanlı Devletinin ve Mısto kemal ordusunun akibeti ne olacağı anlaşılamazdı. Mısto kemal Halep’i terk edip Adana yolunu tuttuğu vakit, ben hiç kimseye görünmeden son trenle Mardin yolunu tutmuştum. DİYARBEKİR’DEKİ HAYATIM Mondros ittifakı yapılmış, ittihatçıların kumandanları, başta Talat Paşa olmak üzere osmanlı ülkesini terk ederek firar etmişlerdi. Başta İngilizler olmak üzere, müttefikler İstanbul’u, Rum ili ve Anadolu’nun birçok yerlerini, Kürdistan'ın da Maraş, Urfa, Antep vilayetlerini işgal etmişlerdi. Neticede babam Kasım Bey’in reyini almaya karar verdik. Kasım Bey esas olarak fikirlerimizi kabul etti. Büyük fırsattan istifade ederek mazlum Kurd milletini zulümden, esaretten kurtarmak için çalışmanın farz olduğunu söyledi. Fakat temkinle, tedbirte, tedricen, bize zahir olacağını ve icabında para yardımı yapacağını da vaad etti. Uzun münakaşalar oldu. Nihayet bütün mevcut reylerle şöyle bir karara vanldı: Ekrem valiye müracaat edecek, Şeyh Ahmet Şeyni Efendi tekkesinde toplanılacaktı. Bütün hatiplerin tekrar ettiği bir mühim nokta vardı. Kûrdistan’ı kurmak hatiplerin ve bütün milletin ittifak ettiği nokta idi. Hatiplerin içinde en cesurane söz söyleyen Hamdi Efendi Hoca İdi. Bu zat, vaziyeti iyice ve uzun uzadıya tahlil ettikten sonra, sözlerine şöyle nihayet verdi: “Cismi devleti aliye Osmaniye kangren olmuş ve bu korkunç hastalık bütün Osmanlı ülkesini sarmak üzeredir. Kangren olmuş bu uzvun yegane halas (kurtuluş) çaresi bıçaktır. Uzvun kangrenli kısmını kurtarmak lazımdır. Nihayette Diyarbekir olmak üzere bir cemiyeti siyasi teşkil etmeye karar verildi. Kurulan cemiyetin adı KURDİSTAN CEMİYETİ idi. Pek mühim olarak bir de matbaamız olmuştu. Ödediğim paranın yarısını babamdan, yarısını da amcam Ömer’den almıştım. Bu küçük matbaa aynı zamanda Kürdistan’ın ilk matbaası idi. Gazi (Çağrı) adını verdiğim dört sahifelik bir de gazete neşr ediyorduk. Dört sene devam eden harb Kûrdistan’ı çok örselemiş, çok hırpalamış, çok zayıf düşürmüştü. Mütarekeden bir sene geçtiği halde, harbin sarsıntıları daha devam ediyordu. Tırkçı, zalim ve müteassib ittihatçılar harbin kesmekesliği içinde, askeri idaresinin her yerde ve her şeye hakim olmasından istifade ile bütün Kürdistan’a çeşitli tahribat ve mezalim yapıyorlardı. O vakitler Kürdİstan’da şehirii, köylü reaya, herkes tirk hükümetinden çok yılmıştı. Muftimiz ibrahim Efendi cahil, ahlaksız, haris, menfaatperestti. Müfti Efendinin Mülkiyeyi Şahaneden mezun oğlu, yakın akrabaları olan Pirinci ailesinin büyüğü, küçüğü güçlü birer ittihatçı idiler. Ermeni katliamından çok zengin olmuşlardı. Hemşehrilerimizin maneviyatını uyandırmak ve yükseltmek için ameli bir çare bulmuştuk: Ben ve birkaç arkadaşım bir seneden fazla şal ve sapık ile şehrin çarşı pazarında dolaştık. Vazifemin icabı vali ve kumandanları görmeye gidersem bu milli kıyafetimle kuşağımı süsleyen ve tabancamla giderdim. Asıl maksadım, korkakları, müvesves (ikircikli) ve müteredditleri uyandırmak içindi. Tırk’lerden zerre kadar korkumun olmadığını göstermek içindi. Mısto kemal Vahdettin’i kafese koymuş askeri müfettişlik namıyla bir vazife koparmış, yetmiş bin altın lira dercep etmiş ve gizlece Erzurum’a varmış, Erzurum Kurd’leri, şehit mağfur Cibran aşireti reisi Miralay Halit Bey de dahil olmak üzere, kolaycacık Mısto kemal’in tuzağına düştüler. Mısto kemal’in tatlı vaadlerine aldandılar. Mısto kemal Kurd’lere siyasi hukuklarını vereceğini, Kurd ve Tırk’lerin kardeş olduğunu her fırsatta alenen söylüyordu. Erzurum ve Sivas kongrelerinde bunları resmi bir şekilde ilan etti. Diyarbekir’lilerin kısmi azamisi aldanmadı. Mısto kemal’in din kisvesine bürünerek Kurd’leri aldatmak yolunu bulmasına rağmen aldatamadı. Kasım Bey’e biraderane, samimi diller dökerek çok mektup ve telgraflar gönderdi. Oğlun Ekremi bana gönder diyordu. Bu aldatmacalara babam da ben de, arkadaşlarımız da aldanmadık. Ailemizin reisi Mustafa Bey amcamızı kandırmaya başladı. Selanikli Mısto kemal, Diyarbekir’li Mustafa’yı kolaylıkla kandırmıştı. Mısto kemal yalnız Cemil Paşazade Mustafa Beyi aldatmadı. Mısto kemal pek çok Kurd paşazadelerini, ağazadelerini, mella, müftü, nakitı ve şeyhlerini de aldatmıştı. Mısto kemal Erzurum ve Sivas’ta kaldığı müddet zarfında en büyük meşgaliyeti Kurdler’i kandırmaktı Bu tarihlerde yalnız Koçgiri beyleri Mısto kemal’e inzimam etmediler. Silahlı mukabele ettiler. Böylece Kurdlüklerini ispat ettiler. Gazetemiz neşr edilmez oldu. Mürettipler işlerini terk edip kaçmışlardı. Mısto kemal’in paşaları tehditle, hile ve düzenle, rüşvetle etraf ve kazalardaki itibarlı kişi ve aşiret reislerini kendilerine bend etmeye muvaffak olmuşlardı. Uzun müzakerelerden sonra ekseriyetin reyi ile şu karar verildi. Ekrem, cemiyetten istifa etmeli ve Diyarbekir’i terk etmeli. Görüldüğü gibi bu akibet pek acı elim ve feci idi. Fakat ne Yapmalı? Cahil Kurd milleti kendi eliyle kendi hükmi idamını imzalıyordu! Ertesi gün Diyarbekiri terk ettim, Halebe vardım. Halep’te Kurd ve İngilizlerden mürekkep bir heyete rast geldim. Kurd’ler, Bedirhani Celadet ve Kamuran Bey’ler idi. Vilson’un emrini infaza mecbur olan Avrupalılar müstakil bir Kürdistan teşkiline taraftar idiler. İstanbul’daki Vahdettin hükümeti de Avrupalılara itaate mecburdu. Kürdistan hükümetinin teşkiline bütün azmiyle mani olan yalnız Mısto kemal kuvvetiydi. Binaenaleyh biz de bütün kuvvetimizle Mısto kemal’e karşı çalışıyorduk. Mısto kemal’in rezilane, sefihane hayatını teşhir etmekte kusur bırakmıyordum. Mısto kemal 1917’de Diyarbekir’de ordu kumandanı iken iskani muhacirin kanuni ismini verdiği Kurd katliamını nasıl emr ve tatbik ettiğini her fırsatta yazıyordum. 1921 Şubatı ortasında başka bir pasaport tedarik ederek Irak yolunu tecrübeye mecbur kaldım. Istanbul, Pire, iskenderiye. Kahire (burada yirmi iki gün kaldım. Çünkü vaporda boş yer bulunmuyordu). Port Said, Aden, Karaçi, Basra, Bağdat ve Musula elli günde vardım. Musul’dan Diyarbekir’deki köylerimize onyedi gün yayan yürüyerek vardım. Cahil Kurd’ü, her şeyini dini için fedaya hazır Kurd’ü kolaylıkla aldatmasını biliyorlardı. Diyarbekir Müdafaayi Milliye Cemiyetinin reisi, seksen yaşındaki kurusofu amcam Cemil Paşazade Mustafa Bey’di. Diyarbekir’in yüzde doksanı etrafında toplanmışlardı. O da Mısto kemal’in hakiki Mehdi olduğuna iman etmişti. Etrafındakilere de bu fikri telkin ediyordu ve “Mısto kemal’in emrine itaat cenneti kazanmaktır” diyordu. Babamın hapisten, idamdan kurtardığı bu adam bana hiyanet etti. Namusunu sattı. Beni tırklere teslim etti. 1923 senesinde akd edilen Lozan Muahedesinde ingiliz emperyalist devleti bütün dünya devletlerine meydan okuyarak Sevr muahedenamesiyle temin edilen Kurd hak ve istiklalini ayakları altında çiğnedi. İngiliz devleti Kurd’ü esir pazarlarında köle gibi Mısto kemal ve Bağdat Kralı Faysal’a sattı. Cibran’lı Halit Bey, Bitlis’li Yusuf Ziya Bey ve arkadaşları Lozan muahedesinden sonra Erzurum’da Azadi ismiyle bir gizli siyasi Kurd cemiyetini teşkil etmişlerdi. 1924 senesinin yazında biz Diyarbekir’deki Kurdewarler de bu cemiyetin bir şubesini teşkil ettik. 13 Şubat 1925 sabahı Piran’da ilk silah patladığı gün, evimizin etrafını polisler, askerler sardı, beni bitap, hasta yakapaça alıp götürdüler. Merhum ve mağfur büyük liderimiz Şelh Said Efendi ve yüzelli Kadar maiyeti Muş civarından Diyarbekir’e getirildikten sonra Ankara’dan istiklal Mahkemesi Diyaribekir’e geldi. Bir buçuk ay kadar sonra büyük liderimizle beraber mahkeme edildik. Kürdistan halası için mücadele edilen ellibir kahraman ve büyük Liderimiz, cennetmekan Şeyh Said Efendi’ye idam hükmü verdiler. Evet, Mısto kemal 1926’dan itibaren Kürdİstan’da çok zalimane icraat yapıyordu. En evvela şehirli büyük aileleri aileynen Anadolu’ya nefi etti. Sonra da aşiret reislerini nefi etti. Daha sonra da ikinci derecedeki güçleri nefi etti. Kürdistan hapishanelerindeki elli bin kadar mahpusu öteki hapishanelere sürdü. Mısto kemal bu sürgün ameliyatına ilk olarak Cemil Paşa ailesinden başlamıştı. Ben Kastamonu hapishanesinde iken annem, babam ve bütün akrabalarım nefi edilmişti. Ailem Anadolu’nun her tarafına dağılmıştı. Babam nefide hastalanmış, istanbul’a getirilmiş, hastanede ölmüştü. SURİYE’DEKİ HAYATIM İstanbul’u 1922’de terk eden Vanlı Memduh Salim Bey 1927’de Suriye ve Xoybun Kurd ihtilal cemiyetini tesis etmişti. Xoybun 1 929’de ihya edildikten sonra birçok ciddi ve mühim işler yapı. Agirî mücahitlerine yardım etti. Üç günün hisabat neticesinde Kamuran Bey’in pekçok kusurları meydana çıktı. Xoybun’dan uzaklaştırıldı. Celadet Bey de istifa etti. Bu içtimaya sebep olanların en birincisi Haco Ağa olduğu halde Celadet Bey’i müteakiben, o da istifa etti. Mamafih bu üç zat da yaptıklarına nadim olmuşlardı. Bizden münasebetlerini kesmediler. 1946’da Mahabad Kurd Cumhuriyeti teşekkül etti. Xoybun da bütün Kurd teşkilatları gibi Mahabad Kurd Cumuhuriyetine iltihak etti. HOCALIKLARIM Eylül 1925’ten Mayıs 1928’e kadar Kastamonu hapishanesinde Kurd kardeşlerime yaptım. Kur’an, Tırkçe ve Fransızca dersleri veriyordum, maalesef Tırk hapishanesinde Kurdçe okutmak memnu idi. TALİK HAYATIM 1929 senesinde ben mecburi ikamet suretiyle istanbul’da iken, Babamın bir miktar altın parası, İstanbul’da Fransız bankası olan Bank Osmani’de, emaneten muhafazada idi. Hasiçe’ye, Kamışlı’ya ve sonra da Derbasiye’ye doktor gelinceye kadar otuz köyün yegane doktoru oldum. Antiseptik ilaçlarla yara yıkamasını bol ispirto, tentürdiot kullanmasını, yaraları sarıp bağlamasını, pansuman yapmasını pekala bildiğim gibi, usturayı, bıçağı, makası, penseyi, şırıngayı sterilize etmesini, yani bu cerrah aletlerini çok iyi kaynatmasını da biliyordum. Çok şükür yirmi seneden fazla imdatlarına koştuğum hasta ve yaralılardan bir tanesi ölmedi. Hep şifa buldular. Her türiü vasıta, medeniyetten mahrum Kürdistan’ın bu köşesinde, Kurd kardeşlerime yirmi sene faydalı oldum. 1940’tan sonra penisilin, stroptomisin ve saire antibiyotikler çıkınca doktorlardan ilaçlarını alan Talik civarı, on, onbeş kilometre mesafedeki hastalar Talik’e gelir, bu ilaçlan yine meccanen bana tatbik ettirirlerdi. Şırıngayı cilt altına, adaleye ve damara yapmasını mükemmelen öğrenmiştim. Köylü kadınlara bu iğneyi yapmak için zevceme de öğretmiştim. Kadın, erkek gelirler on para vermeden, hiç masraf yapmadan iğneleri yapılır ve çok vakit bir öğün doyar, giderlerdi.
Muhtasar Hayatım
Muhtasar HayatımPaşazade Cemil · Avesta Yayınları · 026 okunma
·
386 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.