Gönderi

68 syf.
10/10 puan verdi
Yaşlanmadan okunması gereken kitap
●Kitabın içeriğine geçmeden önce yazarından bahsetmek isterim kısaca. Cicero, M.Ö. 106'nın Ocak ayında doğmuş, hukuk eğitimi almış bir avukattır. Yaşamı boyunca da çeşitli devlet görevlerinde yer almış ancak Cumhuriyet yanlısı olmasından dolayı 63 yaşında evinde öldürülmüştür. Ne tesadüftür ki eserlerini peşpeşe okuduğum ve idam edildiğini öğrendiğim yazarlardan üçüncüsüdür Cicero. Bahsettiğim kitabını ise 62 yaşında, yani ölmeden bir yıl önce yazmış ve bize kazandırmıştır. Cicero'nun yaşadığı yıllarda kültür; Yunanca bilmek ve Yunan filozof ve tarihçilerinin eserlerine ve düşüncelerine hakim olmak üzerinden ölçülüyordu. Bu sebeple Yunanca neredeyse ana dil Latince kadar önemli görülüyordu.Doğaldır ki Cicero'nun eserlerinde Platon'un izleri görülür. Bu durum, gerek ruha ilişkin düşüncelerinde gerek kitabını diyaloglar halinde yazması gerekse diyaloglarda kendi konuşmayıp Cato'yu konuşturması şeklinde kendini gösterir. ●Cicero bu eserinde insan yaşamının yaşlılık çağı üzerinde durmuş, gelenek üzere iyi düşünceler beslenmeyen bu çağa karşı ekseriyetle korumacı bir tavır takınmıştır. Öncelikle bu çağın çocukluk, gençlik ve olgunluk gibi olağan bir dönem olduğunu hatırlatır. Yaşlılarla ilgili şikayet edilen konuların, ömrün bu çağına değil, bizzat kişinin karakterine isnat edilmesi gerektiğini savunur. Çünkü ona göre saygın bir yaşlı olmak da saygı görmeyen bir yaşlı olmak da kişinin elindedir. ●Cicero kitabında 4 konu üzerinde durmuş ve cevaplarını bu konular üzerinden sistematiğe oturtmuştur. Bu konular şöyle sıralanır: 1-yaşlıların iş yapmaktan alıkoyulması 2-yaşlılığın bedeni zayıflatması 3-yaşlılığın insanı tüm hazlardan yoksun bırakması 4-yaşlılığın ölümden uzak olmayışı ●Yaşlılık insanı tüm işlerden değil ancak gençlik ve kuvvetle yapılan işlerden alıkoyabilir. Ancak 'Büyük işler kuvvet, hız ya da çeviklikle değil, düşünce, otorite ve karar verme yeteneği ile yapılır, bunlar da yaşlılıkta azalmak şöyle dursun daha da artar genellikle' der Cicero. Yaşlılardan düşünce, akıl, karar verme yeteneği gibi konularda yararlanılabilir. Yaşlılar bu yeteneklere sahip olduğu için ülke yönetiminde söz sahibi olurlar ve gençlere nazaran daha iyi bir yönetim ortaya koyarlar, çünkü yaşlılar ihtiyatlı ve sağduyuludurlar. Hafızanın zayıflamasının yaşlılığa değil tembelliğe isnad edilmesi gerektiğini söyler. Hazin ve çalışma sonuçu yaşlıların bile zihinsel yeteneklerinin kalıcı olacağını savunur. Bu düşüncesini yaşlılığında eser veren yazar ve düşünürlerle destekler.Yaşlıların bütün bir ömür boyunca elde ettiği birikimleri gençlere aktarmak konusunda hevesli olduğunu söyler. ●Yine; bedeni zayıflatanın yaşlılık değil, gençlikte benimsenen yaşam biçimi olduğunu söyler. "Şehvet düşkün olan, ölçüsüz gençlik, yaşlılığa dermansız bir beden bırakır."ancak yaşlıların ne kadar da olsa gençlerin kuvvetli bedenlerine sahip olamayacağını bilir. Ona göre her dönemin kendisine has bir yapısı vardır: Çocuklar zayıftır, gençler haşindir, orta yaş ağırbaşlı ve yaşlılık olgundur. Önemli olan bunu bilmek ve bunlara göre hareket etmektir. Üstelik Cicero'ya göre gençler bile bazen zayıf düşebiliyorken yaşlıların zayıf olmasında şaşılacak bir şey yoktur. Sağlıklı bir beden önemlidir ve sağlıklı olmanın yolu ölçülü olmaktır. ●Yaşlılığın insana hazlardan yoksun bırakmasını Bir kusuru değil aksine bir armağan olarak kabul eder Cicero. Çünkü ona göre yapılan kötülüklerin çoğunun temelinde bir haz yatar. Vatana ihanet, devleti yıkma girişimleri, düşmanla yapılan gizli anlaşmalar… Haz; akıl, ölçülülük, erdem gibi olguları da yanında barındıramaz. Yaşlılığın hazzı bünyesinde barındırmadığı için saygı duyulası olduğunu belirtir. Ancak yaşlıların da haz aldığı konular vardır ve bu hazlar gençlikteki gibi uygunsuz hazlar değildir. Yaşlılıkta duyulan hazlar zihnin hazlarıdır ve gençlikteki gibi sofraların, oyunların ya da hayat kadınlarının verdiği hazlar gibi değildir.yaşlılık insanın vaktinin bol olduğu bir dönem olması sebebiyle zihnî faaliyetlere en uygun dönemdir. Cicero bu bölümde, yazılmış ünlü tragedyalardan, şiirlerden, araştırma ve çalışmalardan bolca örnekler verir. Ve çoğunun yaşlılık ürünü olduğunu hatırlatır. Diğer bir haz kaynağının ise çiftçilik olduğunu söyler ve çiftçiliği bolca över. Yaşlılığın çiftçilik yapmaya engel olmadığını ve çiftçiliğin insana mutluluk verdiğini belirtir. ●Ölüme uzak olmayışını ise şöyle değerlendirir: Eğer ölüm ruhu yok eden bir olaysa onu umursamaya, düşünmeye ve endişelenmeye gerek yoktur. Ancak eğer ölüm insana ebediyete taşıyorsa o halde onu arzulamalıyızdır. Ölüm bir sorunsa bu sadece yaşlılıkta görülen bir sorun olmadığına göre niçin yalnızca yaşlılığın sorunuymuş gibi gösterilir,der Cicero. Gençken ölenler yok mudur? Bütün gençler uzun bir hayat sürmeyi arzular ancak bu onlar için belirsizdir. Yaşlılarsa arzulanan bu döneme ulaşmış ve onu yaşamaktadırlar, bu sebeple yaşlılar gençlerden daha iyi durumdadır, der yazar, ancak ben bütün gençlerin uzun yaşamayı arzuladığı konusunda yazara katılamıyorum. Cicero tıpkı Platon gibi ruhun ölümsüz olduğunu düşünür ve insanların bilgiyi sonradan kazanmadığını aslında doğduklarında bilgi sahibi olduklarını ve zamanla bunu anımsadıklarını savunur.İnsanın kendini gençliğinden itibaren ölüme hazırlaması gerektiğini savunur ve "Evimden değilde, misafirhaneden ayrılır gibi bu yaşamdan ayrılıyorum" diyerek bu dünyaya sıkı sıkıya bağlanılmaması gerektiğini öğretir bize. ●Kitabı okurken, fakültede ders olarak gördüğüm 'Roma hukuku' bilgilerimi anımsadım çokça; censor, consul, praetor, senatus, dictator,tribunus plebis, quaestor...Kimi zaman akıcılığı zorlasa da herkesin ama bilhassa gençlerin okuması gereken bir kitap olduğunu söylemek ister, okuyacak herkese şimdiden iyi okumalar dilerim:)
Yaşlı Cato veya Yaşlılık Üzerine
Yaşlı Cato veya Yaşlılık ÜzerineMarcus Tullius Cicero · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,089 okunma
··
1,203 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.