Kur'an, İncil ve Tevrat'ın Sumer'deki Kökeni adlı çalışmayi okuyup bitirdikten sonra incelemelere bir göz attım. Çünkü incelemelerin de biz okurlara cok fazla şey öğrettiğini düşünüyorum. Bu incelemelerin büyük bir kısmı olumsuz goruslerdi. Sozkonusu din olunca, bu devirde insanlar hemen saf tutmaya meyilli oluyorlar. Öyle olmuşlar genelde de zaten. Zannederim ki, önyargılı düşunerek hiçbir şeyden verim alınamaz. Ne kitap okurken, ne de başka bir iş. Okuduğum kitapları büyük bir özenle sectigim için benim böyle bir huyum yok. Çünkü mesele bilgilenmek. Dolayısıyla bu kitap bu amaçla okunmalı. Kitaba dair en büyük eleştiri şu. Sümer dinine ait tablet çözümleri, semavi dinlerle karsilastirilirken fazlaca zorlanmış. Ya da direk hakaretvari ithamlar var. Bunun yanında kibarca eleştiri yapanları da gördüm, ki bunlardan bilgilendim de. Şöyle ifadeler gördüm, efendim sen ilahiyatci misin? Efendim sen Kur'an' a ne kadar hakimsin? Gerçi Kur'an'a hakim olan bilginlerimizin fikirlerini de begenmiyorlar ya neyse. Onlara öğretilen neyse o olmalı. Yeni bir fikre tahammülleri yok. Peki bu kitap özünde şu aklınıza geldi mi hiç? Tevrat'ta detaylı olarak ve Kur'an'da da kısmen geçen bircok veri, nasıl oluyor da bin yıl önce yaşamış bir uygarlığın tabletlerinde üç aşağı beş yukarı çıkabiliyor? Çok tanrılı bir inanç sistemine sahip Sümerler, nasıl olur da tek tanrılı semavi kitaplarla aynı metinlere sahip olabiliyor? Bunun ilginçligini kavrayabiliyor muyuz acaba? Konunun özünden uzaklaşıp detaylarda kaybolmuyor muyuz? Ben okurken birçok yerde ağzım açık kaldı. Öyle ya, bir yanda yüzlerce tanrısı olan Sümerler, diğer yanda Allah'ın kendi ifadeleri olarak kabul edilen Tevrat, Kur'an, buna itirazlar olacak belki ama İncil metinleri. Biraz da içeriğe geçelim. Bu kitap, yazının mucidi, tekerleği bulan, astroloji, astronomi, matematik bilimlerinin temelini atan Sümerlerin, Mezopotamya'dan Akdeniz'e, oradan Hindistan'a kadar hüküm sürmüş bir uygarlığın, çok tanrılı inancına ait tablet çözümlerinin, semavi kitaplarla kıyaslamasina örnekler veriyor. Benim şaşkınlığimi artıran , tufan hikayesi, Hz. İbrahim'in karısı sara ile ilişkisi, kadının toplumdaki yeri, başörtüsü meselesi, evrenin ve insanın yaratılışı olaylarının ilk kitap tevrat'tan bin yıl önce bu kıl tabletler de yazılması oldu. Ve özellikle de sonraki kuşaklara kalsın diye, kıl tabletlere. Daha da ilginci neredeyse Tevrat ve Kur'an'la aynı doğrultuda olması oldu. Şunu anlamalıyız bence ; Uygarlık batının belirlediği gibi antik Yunan'la değil , Sumerle başladı. Sumerlilerin yaptığı çalışmalar sonraki kuşaklara temel oldu. Sumerin çok tanrılı dini ise, tek tanrılı dinlere geçen süreçte klavuz oldu. Nasıl düşünürseniz düşünün, bu kitaba bir göz atın.

Muazzez İlmiye Çığ öğretmenimiz, kendisinci bu alana yönlendiren ölümsüz Ata'miza teşekkür etmiş, biz de kendisine teşekkür edelim.

Kur'an, İncil ve Tevrat'ın Sumer'deki KökeniMuazzez İlmiye Çığ · Kaynak Yayınları · 20064,201 okunma

··

24 görüntüleme

Ecem

@OzturkkEcemm ·

3yıl

Elinize sağlık. Muazzez hocanın prof. unvanının olmayışını bile eleştirenler oluyor, ben buna çok ama çok gülüyorum. Ülkenin en kıymetli bilim insanlarından birisi olan bu kadın unvan alsa ne almasa ne? Üstelik ülkemizde akademik unvanların nasıl elde edildiğini çok çok iyi biliyoruz. Sırf din hassasiyeti sebebiyle şu saçma tezi eleştiri olarak sunmak bile cehalet örneğidir. Ülkenin bürokratik, akademik vs. işleyişini bilmemektir. Ya da bilim nedir, nelere hizmet eder, amacı nedir, nasıl bir süreç takip eder gibi soruların yanıtını bilmemektir. Neyse, bunu da buraya ekleyeyim dedim. Zira sizin siteminizi çok iyi anlıyor ve yerinde buluyorum.

Barış

@Granma ·

3yıl

Aynen öyle. Teşekkür ederim.

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Barış