En iyisi mi sen beni al ömrünün başucuna koy
Gün olur, kuş olup konarım badi parmağına
Gün olur, kozalarımı kırar; kelebek olurum sana…
İçimde buram-buram bir bahar
Elimde uçurtma, öte yan(ım) da deli taylar
-Hele bir de üstüne-
Yüzümde senden açmaya görsün papatyalar
Bak gör nasılmış
Bir sevdalı
Sevdiğinin yaşama sevincine adaması
En iyisi mi sen, elinde ne varsa bırak;
üstün başın dağınık olsun hatta
Daha da vaktin geçmesine izin vermeden
De ki; bekleyenim var, gitmeliyim de
Sonra düş yollarıma…
Öyle densiz, öyle apansız
Vakte hüküm biçilmiştir; gel bel bağla yüreğime
Ben, Karınca kaderimce hamurumdan uzun uzadıya yoğurup
yar olayım sana
En iyisi mi sen beni al ömrünün baharına yakıştır
İyi ucundan tutarız her kelimenin
Elif ve Vav adında iki gül açsın bahçemizde
Sonra ikimiz
Bir nehrin yatağına akalım
Sularımız sızıp karışa-durur kuruyan toprağın çatlağına
O dem canın şiirde ister senin,
De ki yüreğine;
"_Yüreğim senindir"
En iyisi mi ben çay demleyeyim, aşkın rengini alalım sonra
Hazır aşktan da söz açılmışken;
-Kirpiğinin ucuyla söylediğin şarkılar-dan mı başlasam anlatmaya?
Ya da saçlarının cennet mübarekliğinden mi yola çıksam?
Ne etsem bilemedim ki şimdi
Hay aksi, kararsızlığında böylesi
Bak, gördün mü?
"_Elime, yüreğime bulaştırdım seni"
En iyisi mi sen beni al ömrünün her yerine bulaştır
Şansımıza da bir ay doğdu muydu?
Daha ilk akşamdan geceye
Sessizce bırakırım başımı yastığına
Sen nefesinle dokunursun yüzüme, ben şiir olur konarım gülüşüne
Sana söz, sana yeminle; hep yüreğinde olacağım
En iyisi mi sen beni al, ömrünün başucuna koy
MÂLİK ENES GÜMÜŞLÜ